BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürt sorunun çözümü nedeniyle sorumluluğu almaya ve sürecin ilerletilmesi için katkı sunmaya hazır olduklarını ancak AKP’nin medya üzerinden mesaj verdiğini ifade ederek, “Bu bir diyalog yolu değildir. AKP, BDP’yi muhatap alsın” diye konuştu.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gültan Kışanak, Türkiye’nin en önemli gündemi olan İmralı görüşmeleri ve halkın barış beklentisi konusunda iktidarın negatif bir tutum içerisinde olduğunu söyledi. Kışanak, BDP’li vekillerin ilk İmralı görüşmelerinden sonra sürecin ilerlemesi beklenilirken, AKP’nin bir aydan beri negatif bir yaklaşım içerisinde olduğunu belirterek şöyle konuştu:
BDP KURUMSAL OLARAK MUHATAP ALINSIN
“BDP ve DTK olarak sorumluluk almaya ve sürecin ilerletilmesi konusunda katkı yapmaya hazır olduğumuzu Hükümete bildirdik. Bizim beklentimiz AKP hükümetinin BDP’yi kurumsal olarak muhatap alması ve bizimle temas kurmasıdır. Ne yazık kı şimdiye kadar böyle bir yaklaşım olmadı. Başbakan medya üzerinden mesaj vermeyi tercih etti. Bu bir diyalog yolu değildir. Bu yaklaşımla diyalog kurmak ve olumlu sonuç almak mümkün değildir. Halende aynı tutumu sürdürüyor. Kamuoyunu Medya üzerinden yönlendiriyor. Bizi de medya üzerinden cevap vermeye zorluyor. Milletvekillerimizin tamamı bu sürecin olumlu ilerlemesi için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Adaya gidecekler arasında ayrım yapılmasını doğru bulmuyoruz”
BDP’NİN ENERJİSİ HEBA OLMASIN
“Kurumsal olarak destek alınmazsa, süreci güçlü bir şekilde ilerletme konusunda BDP’nin gücü enerjisi heba edilmiş olur. Bunu engellemeye çalışmak negatif bir tutumdur. En kısa zamanda bu durumu değerlendireceğiz. AKP’ye sesleniyorum. Gerçek anlamda bir barış ve müzakere istiyorlarsa BDP’yi kurumsal olarak muhatap almaya davet ediyorum. Hükümetin yanlışlarına rağmen, asla ve asla bu süreçte bir eksiklik olmasına izin vermeyiz. Bu süreci tartışıp olumlu bir katkı nasıl yapabiliriz önümüzdeki günlerde partinin yetkili kurullarında tartışacağız. Hükümeti sorumlu ve ciddi yaklaşmaya BDP’nin kurumsal kimliğini ciddiye almaya ve muhatap almaya davet ediyorum. Bugüne kadar bize gelen resmi bir talep yoktur. Tartışmaları medya üzerinden yürütüyor”
AKP, KAÇIYOR, BİZ KAÇACAK YOL BIRAKMAYACAĞIZ
“Biz BDP ve DTK Eş Başkanları siyasi sorumluluk ve risk almak istiyoruz. Bu işin ciddiyeti ortaya çıksın diye kendimizi önerdik. Bizimle resmi temas kursunlar. Bizden sürecin olumlu ilerlemesi isteniyorsa konuşabilirler. Resmi bir talep olmadı. Asıl kriz burada. Daha önce Beşir Atalay yürütüyordu. Şu anda kim bu süreci yürütüyor bilmiyoruz. Bir aydır AKP’yi resmi temasa davet ettik. Sonuç almadık. Eş Genel Başkanlar gitmek istiyor da süreç bunun için tıkanıyor algılaması yaratılıyor. İktidardan şu kişiler gidebilir diye bir talep de gelmedi. AKP kaçıyor, ancak biz kaçacak yol bırakmayacağız. Partinin yetkili kurullarında tartışarak ön açıcı olmak için çaba sarf edeceğiz”
BİRKAÇ SAAT FARKLA ÖLÜMDEN DÖNDÜM
Kışanak, Bülent Arınç’ın “Koklaştılar, sarıldılar” sözüyle ilgili olarak da şöyle konuştu: “5-6 aydır bana karşı sistemli belli bir merkezden yönetilen siyasi linç operasyonu yürütülüyor. Derin devletin, tekçi zihniyetin mağduruyum. Hayatım tamamı böyle geçti. Ben terörist değilim. Devlet mağduruyum. Hayat hikayem böyledir. Diyarbakır cezaevinde işkence görürken de, Gazetecilik yaptığım yıllarda en yakınımdaki insanları kaybettim. 18 yaşındaki Ferhet Tepe‘ye Bitlis’e gitme risklidir dedim. Gitti katlettiler. Kemal Kılıç’ı arkadaşı katlettiler. Çalıştığım gazeteyi bombaladılar. Birkaç saat farkla ölümden döndüm. Ben devlet terörünün sonuna kadar yaşamış bir insanım. Ben hiçbir zaman terörist olmadım, terör uzantısı da olmadım. Ama ortada bir devlet terörü var. 28 Şubat darbesi manşeti atmış kişiyim. Böyle bir siyasi linç, tahrik eden yaklaşım asla ve asla kabul edilemez. Bunu yapanlar erkek diliyle konuşuyorlar. Cinsiyetçiler. Uyarıyorum. Ya benim adımı ağızlarına almasınlar, ya da doğru düzgün konuşsunlar. Bu kadar aşağılanmayı, cinsiyetçi küçümseyen bir dili kabul etmeyeceğim. Böyle devam ederlerse, aynı dille kendilerine cevap vereceğim. Ne yapmışım, sadece insani bin davranış göstermişim. Karşılaştığım insanla merhabalaşmışım”