TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Askeri Ceza ve Tutukevleri Alt Komisyonu, AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Üskül başkanlığında yaptığı incelemelere ilişkin raporunu tamamladı. Komisyon, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mamak Birinci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi, Birinci Hava Kuvvetleri Komutanlığı Eskişehir İkinci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi, Hasdal Üçüncü Kolordu Komutanlığı Özel Tip Askeri Cezaevi ve Tutukevi ve Ege Ordusu Komutanlığı 1. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevinde incelemeler yaptı.

Hazırlanan raporda askeri cezaevlerinde Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulandığına işaret edilerek, yönetmeliğin, hükümlülerin asker olmadığı, ayrıca tutuklular arasında da sivil personelin olabileceği kabul edilerek, infaz kurumunda bulunanları asker değil tutuklu ve hükümlü olarak değerlendiren yeni bir bakış açısı ile ve yasaya aykırı olmayacak şekilde yeniden ele alınmasında fayda olduğu belirtildi.

Ceza infaz kurumuna yeni hükümlü veya tutuklu getirildiğinde bunların, geldikleri gün diğer eşya ve üniformasından arındırıldığı, gerekli kayıt ve işlemleri yapılarak subay, astsubay, uzman erbaş ve sivil memurlar dışındaki tutuklu veya hükümlülerin tek tip kıyafet giydikleri belirtilen raporda, aynı hakkın erlere de verilmesinin değerlendirilmesinin uygun olacağı kaydedildi.

Raporda infaz koruma görevlilerinin asker kişi olan er ve erbaşlardan oluşturulması yerine sınavla alınan profesyonel kişiler olarak bu işi yapan memurlar tarafından bu hizmetin yerine getirilmesinin daha olumlu sonuçlar doğuracağı bildirildi. Raporda ayrıca askeri ceza infaz kurumu müdürlerinin, Silahlı Kuvvetlerde farklı birliklerde görev yapan subaylar arasından atandıklarına işaret edilerek, "İnfaz kurumu müdürlüğü görevinin süreklilik arz etmemesi, verilen eğitimin ve kazanılan tecrübelerin boşa gitmesine sebebiyet vermekte ve profesyonelleşmenin önünü kapatmaktadır. Bu nedenle kurum müdürlüğü profesyonel bir meslek olarak kabul edilmeli ve göreve atanalar emekli olana kadar olağanüstü bir sıkıntı olmadığı takdirde bu görevini sürdürmelidir" denildi.

Askeri Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan hükümlü erlerin önemli bir çoğunluğunun askerlik görevleri esnasında, cep telefonu bulundurdukları ve bu nedenle emre itaatsizlikte ısrar suçundan mahkum oldukları belirtilen raporda, haberleşme ve cep telefonu kullanımının bu kadar yaygınlaştığı, bilgi ve teknoloji çağı olan günümüzde bu eylemin hapis cezasına netice veren suç olarak nitelendirilmesinin ve ağır bir yaptırıma tabi tutulmasının ceza adaleti açısından insan haklarına aykırılık teşkil edebileceği endişesinin söz konusu olduğunu vurgulandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

"Kışla içerisinde cep telefonu bulundurmanın ve kullanımının kökten yasaklanması yerine, belli usul ve esaslara bağlanarak kısmen de olsa serbest bırakılması, belirlenen usul ve esaslara aykırı cep telefonu bulunduran ve kullananların ise disiplin suçu işledikleri kabul edilerek soruşturulmalarının bu doğrultuda yapılması için gerekli hukuki düzenlemeler yapılması hususu komisyon raporlarında dile getirildikten sonra yasal düzenleme yapılarak bahse konu eylemin askeri suç olmaktan çıkarılarak disiplin suçu haline dönüştürülmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmiştir."

Genel itibarıyla ziyaret edilen ceza infaz kurumlarının fiziki yapılarının iyi olduğunun tespit edildiği kaydedilen raporda ancak Birinci Hava Kuvvetleri Komutanlığı Eskişehir İkinci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi'nde havalandırma alanlarını çevreleyen duvarların kenarlarında bulunan dikenli teller ve demirlerin hükümlü ve tutukluların kendilerine zarar verebilecekleri kadar yakın olduğunun görüldüğü ve bu durumun ilgili birimlere iletildiği kaydedildi.

Tutuklu ve hükümlülerin içinde bulundukları durum itibariyle kendilerine zarar verebilme ihtimallerinin her zaman bulunduğu, hatta zaman zaman intihar olaylarının görüldüğünün bilindiği ifade edilen raporda, bu tür olumsuz eylemlere sebebiyet vermemek adına infaz kurumlarının fiziki yapıları ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği vurgulandı.3 MART 2011