Aramızda balıkçılar ve sivil toplum örgütleri var. Balıkçı arkadaş ağı verirken sorunlarımız var, çözülmesini istiyoruz dedi. Siyaset kurumunun temel görevi sorunları çözmektir.
Her sorun kolay çözülen sorun değildir. Siyasetçinin görevi zor olan görevi çözmektir.
Günlük sıcakların sorunların altında ezilen değil, sorunları önceden görüp çözüm üreten kişidir
Bizim ülkemizde de siyasetçinin sorumlulukları ve görevleri var. Siyaset çözümün adresi olmaktan çıkmışsa, siyaset kurumuna duyulan görev sıfırlanıyorsa o ülkede sorunlar çözülmez.
Geldiğimiz nokta bu noktadır. En hayati sorunlarımız çözülmüyor
30-35 yıldır bedel ödediğimiz sorun çözülmüyor
Şiddetin dilini kullanan siyasetçiler var. Onu buna kırdırarak siyaset yapılmaz
Toplumu bir arada nasıl tutabiliriz olmalı siyasetin dili.
2 gün önce 17 gencimizi toprağa verdik. Analar o çocukları hangi amaçlarla büyüttüler? Hangi umutları vardı?
Askere gidecek gelecek, evlendireceğim, torunlarım olacak beklentileri vardı.
17 şehidimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
BENİM VİCDANIM YORULDU
Neredeyse her grup toplantısında başsağlığı dileklerimiz var. Samimi söylüyorum benim vicdanım yoruldu
Bir toplum bu kadar büyük acıları yaşamamalı.
Bunun sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir.
BU KAVGANIN KAZANANI OLMAZ
17 şehit verdik.
Neredeyse Türkiye’nin her ilinden, ilçesinden feryatlar yükseliyor.
Adım gibi eminim, bu kavganın kazananı olmaz. Kardeş kanının döküldüğü bir yerde kimse başarıya ulaşamaz. Yeni bir anlayışa, iklime, yönetime ihtiyacımız var
Kavgasız, tasasız bir ülkeye ihtiyacım var benim. Biz bu lanet çemberinden ne zaman kurtulacağız?
Suriye’de, Irak’ta, Afrika’da, Balkanlar’da gördük. İnsanlar ağır bedeller ödediler. O bedellerin ödenmesinin karşılığında belki biraz demokrasi elde edildi. Ama o ağır bedeller ödenmemeliydi. Viran şehirler görürsünüz. Biz bu sorunu şiddete bel bağlamadan çözmek zorundayız
Bizim tarihi tecrübemiz şudur. Sakın ola ki gençler, terör örgütünün tuzağına düşmeyin. Bu ülke hepimize yeter. Bu ülkede kardeşçe yaşayabiliriz.
CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI
Bazı kentlerden bugüne kadar görmediğimiz ağırlıkta sinyaller alıyoruz. Toplumsal çatışma süreci başlarsa sorumlusu hükümettir. Beylik laflar ediyoruz: Ezeceğiz, kıracağız, geçeceğiz…
Analar ağlamasın diyoruz, barış diyoruz, herkesin çalışacağı Türkiye diyoruz.
Cin şişeden çıktı. Hükümet hala cinin şişeden çıktığının farkında değil.
İNSANLAR KONUŞA KONUŞA ANLAŞIR
Parlamento yeteri kadar bilgilendirilmiyor. Ne oluyor bu ülkede?
Barışı huzuru sağlayacak olan Parlamento’dur.
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. Neden konuşmuyoruz? Neden birbirimizden nefret edeceğimiz bir süreci bu hükümet başlatıyor?
Barış varken savaş neyimize?
30 yıldır çözülmeyen sorun var. Türkiye çözüm üretti mi?
AKP hükümeti kuşatıcı bir çözüm üretemedi. Ortak aklı parlamentoda egemen kılamadı
Bedelini anneler ödüyor. 17 şehidin cenazesine katıldık. Bir şehidin çocuğu annesinin karnında. Bu annenin çektiği acıya hangi yürek dayanır.
‘’Şu kadar şehidimiz var, şu kadar terörist öldürdük.’’ Olaya daha fazla bakmak zorundayız. Elbette ki terörle mücadele edeceğiz. Ama halkla terörü ayırmak zorundayız. Aksi halde teröre su taşımak zorundayız.
Devlet yönetmenin bir matematiği vardır. Devlet yönetmek kolay değildir.
DEVLET BUZ GİBİ AKIL DEMEK
Devlet, toplumun sağduyusuna güvenecek.
Devlet her pahasına olursa olsun demez. Derse maliyeti ağır olur.
Devlet kan davası gütmez, intikamcı olmaz, devletin asabı bozulmaz, devlet duygularının esiri olmaz.
Devlet demek, soğuk, buz gibi akıl demektir.
Devlet, duygusundan kopmaz ve koparılamaz.
Devletin kararlı bir duruşu vardır.
Devlet dediğiniz kurum sosyal bir kurumdur. Devleti yöneten siyasetçi bu duygulara sahipse o zaman barışı sağlarsınız.
O KİŞİ RECEP TAYİİP ERDOĞAN’DIR
30 yıldır çözülmeyen sorun dedim. 2002’de ben bunları söylüyorum. Soruyorum şimdi: Ben bu sözleri söylerken, bunlar 10 yıldır tek başlarına iktidardalar. 2002’de terörü sıfır noktasından devraldılar. Şimdi her yerden feryatlar yükseliyor. Olmaz. Ülkeyi bu hale getirenlerin sorumluluğu var. Ülkeyi kim bu hale getirdiyse çıksın ortaya diyorsanız o kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır
ONA SORARSANIZ HERKES SUÇLU, O DEĞİL
Sorarsanız ona kendisinin hiçbir suçu yok. Ona göre, tarih suçlu, coğrafya, komşular, küresel güçler, medya, terör örgütü, çocuklarını terör örgütüne kaptıranlar suçlu. O suçsuz. Böyle bir anlayış olur mu? Muhalefet ve medya ülkeyi yönetmiyor. Sen yönetiyorsun
Asıl sorumlu olan sensin. Bütün şehitlerin kanları senin 2 yakandadır. Bunu unutma sen.
TERÖRÜ CHP ÇÖZER
Şehit analarına sesleniyorum. Israrla bana ‘terörü önle’ diyorsunuz. Benim bunu önlemem için CHP’nin iktidar olması lazım
CHP bu sorunu çözer. Bizim devlet adamlığı kimliğimiz var. Sorunların üstesinden geliriz
Benim askerimin saçlarının teline zarar gelsin istemem
ERDOĞAN PATOLOJİK VAKA
Dicle kenarında dul bir kadının koyununu kurt kaparsa Allah onun hesabını senden sorar Erdoğan
Bir iki koyun değil binlerce gencecik kuzumuzu kurtlar kaptılar. Erdoğan’a sormaktan kendimi alamıyorum. Sen acaba her şehit haberinden sonra aynaya nasıl bakıyorsun? Nasıl uyku uyuyorsun?
O analar ağlarken sen çocuğunu nasıl sevebiliyorsun?
Memleketin dört bir yanından feryat yükseliyor. Erdoğan Rize’de 60-70 yıl önce ailesinin nasıl olduğunu anlatıyor. İnsanda biraz vicdan olur. 17 çocuğumuzu daha toprağa bile vermedik. Bu bir patolojik vakadır. Bu sıradan insan olsa hekime teslim ederdik.
Patolojik vakanın kendisi Erdoğan. Hangi doktora teslim edeceğiz. Tek yolu var. Millete teslim ediyorum. Hesabını görün diyorum.
Adalet Bakanı beni aşar diyor, İçişleri Bakanı, Çevre Bakanı ‘beni aşar’ diyor. Kim karar verecek? Erdoğan.
AKP’YE KARŞI DAHA DİRENÇLİ OLMAYA ÇAĞIRIYORUM
Her şehit ailesine bakıyorum. Hepsi fakir fukara insan. O fakirlerin hakkını kim savunacak? Onların hayatı bu kadar ucuz mu? Hep beraber AKP’ye karşı daha dirençli olmaya davet ediyorum. Daha dirençli olmak zorundayız.
BEN GECELERİ UYUYAMIYORUM, BEYEFENDİ UYUYOR
Can yakıcı sorun bu sorundur. Türkiye bir türlü şiddet sarmalından dışarıya çıkamıyor. İktidar da şiddetin bir parçası olmaya başladı. Türkiye bir toplumsal çatışma ortamına sürüklenmek isteniyor. Hükümetin bu konuya dikkatini çekmek benim görevim. Ben geceleri rahat uyuyamıyorum, beyefendi uyuyor. Tek derdi cumhurbaşkanı olmak. Şehitlerin sırtına binerek bu ülkede cumhurbaşkanı olamazsın
İçerde ve dışarıda bela arayan hükümet gördünüz mü?
10 yıllık izlediğimiz siyasetin sonu geldiğimiz noktadır. Acı var, şiddet var.
BEDELİ MİLLET ÖDÜYOR, SEN DEĞİL
Kendisini defalarca uyardım. ‘’Sayın Başbakan ya şiddet dilini kullanma ya da sus’’ dedik. ‘’Hayır ben istediğim gibi konuşurum’’ dedi. Sen istediğin gibi konuş da bedelini bu milletin çocukları ödüyor. Sen ödemiyorsun, ailen ödemiyor
Bizim barışa ihtiyacımız var.
Bizim kendi bölgesinde sorunları çözülmüş bir Türkiye’ye ihtiyacımız var
İktidarı 10 yıldır denediniz. Geldiği nokta meydanda. Patolojik bir vaka demokrasilerde koltuğunda oturamaz
Bize düşen görev kimseyi ötekileştirmeden halkla beraber olmaktır
Geldiğimiz nokta iç açıcı bir nokta değil.
Yöneticiler toplumu ayrıştırıyorsa Türkiye’de barışı sağlayamayız
CHP’nin, bütün anaların, ülkesini seven her yurttaşın her zamandan fazla sorumlulukları var
HİÇBİR ŞEYE KATEGORİK OLARAK HAYIR DEMEDİK
Gensorudan şikayet ediyorlar. Gensoru iktidara hesap sorma yoludur. Sen yolsuzluk yapacaksın da ben gensoru vermeyecek miyim?
Hiçbir şeye kategorik olarak ret cevabı vermedik. Ülkenin yararına değilse hayır diyoruz, yararınaysa evet diyoruz.
Bize CHP çözüm üretmez, sadece eleştirir derlerdi. Çözüme katkı vereni çaba harcayan partiyiz. Halkın partisiyiz. Halkın partisi olmaya da devam edeceğiz