Otomobil satışlarının iç piyasada geçen yıla oranla artış gösterdiğini ve İstanbul ve Ankara'ya gelen kurbanlıkların tamamının tükendiğini belirten Erdoğan, bunun da yurt dışı kaynaklı küresel krizin etkilerini iç piyasayı etkilemediğinin göstergesi olduğunu söyledi.  Krizden kar devşirmeye çalışan grupların vatandaşın moralini bozmak için çaba sarf ettiğini belirten Erdoğan, bu çevreleri ölüm sinyali göstermeyen hastayı kefene saran doktora benzetti.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2008 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı İstanbul Ceylan İntercontinental Otel'de yapıldı. Genel Kurula Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, DEİK ve TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Valisi Muammer Güler ve çok sayıda DEİK üyesi iş adamı katıldı. Genel Kurul'un açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaşanan küresel finansal kriz ve hükümet olarak aldıkları önlemlerden bahsetti. Küresel Finansal Krizin etkisinin yavaş yavaş netleşmeye başladığını söyleyen Erdoğan, "Bütün dünyayı etkisi altına alan küresel finans veya finansal krizin faturası yavaş yavaş netleşiyor. Etkileri daha net olarak ortaya çıkıyor. Bu etkilerin bir süre daha hissedileceğini görüyoruz. Özellikle ABD, Japonya ve Avrupa'nın birçok ülkesinde durgunluk belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Birçok ülke negatif büyüme sürecini girdi. Türkiye'nin bu krizden az ya da çok etkileneceğini ilk andan itibaren ifade etmiştik. Bu gün en çok da dış ticaretimizde bu etkiyi görmeye başladık. Son 2 ayda ihracatımızda geçen yılın aynı aylarına göre belli düşüşler oldu. Kasım ayında bu gerileme yüzde 22 oranında gerçekleşti, Aralık ayında da bir miktar gerileme olacağını görüyoruz." Diye konuştu.

Tüm bu olumsuz etkilere ve ortama rağmen 2008 yılı ihracat hedefinin geçildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Hedef olan 125 milyar doları aşıyoruz. Şu anda yılın ilk 10 aylık periyodunda 129 milyar dolarlık seviyeye ulaşmış durumdayız. Yine rekor düzeyde bir rakamı yakalamış olacağız. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım." İfadelerini kullandı.

Krizin ihracat üzerindeki etkisini azaltmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini belirten Erdoğan, Merkez Bankası'nın ihracat kredi limitini 500 milyon dolardan 1 milyar dolara çıkardığını, Exim Bank'ın sermayesini ihracatçı daha fazla yararlansın diye artırdıklarını, Kobilere ve esnaflara 700 milyon YTL'lik faizsiz kredi paketi hazırladıklarını ve vergi borçlarının yüzde 3 faizle 18 ay vadeyle ödenebileceği yeni bir düzenleme hazırladıklarını belirtti. Sanayicilerin girdi maliyetlerinde en büyük paylardan birisini enerji oluşturduğunu belirten Erdoğan, bu maliyeti azaltmak için elektrik satış fiyatları üzerindeki TRT payında da düzenleme yapacaklarını aktardı.

- "İÇ PİYASADA KRİZ YOK" -

Yaşanan Küresel Krizin Türkiye kaynaklı olmadığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, krizin 1929 dünya ekonomik buhranı olarak isimlendirilen krizden sonra bu ölçekteki ilk kriz olduğunu aktardı. Krizin kaynağının gelişmiş ekonomiler  etkisinin ise küresel olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, hükümetin krize önlem almadığı yönünde medyada yer alan haberlere tepki gösterdi. Bir gazetede yer alan "Kriz vatandaşı eve mahkum etti LCD satışları yüzde25 oranında arttı" haberini hatırlatarak tepki gösteren Erdoğan,  "Şimdi bizim eleştirdiğimiz nokta işte budur. Biz krize karşı duyarsız olmadık, seyirci kalmadık, krizin çıktığı andan itibaren morallerin yüksek tutulması gerektiğini, böyle ortamlarda moral atmosferinin önemli olduğunu vurguladık ama buna rağmen Bazı Sivil Toplum Kuruluşları, medya ve Siyasi Partilerin ısrarla ve inatla moral bozma gayreti içinde olduğunu gördük. Öyle bir noktaya geldi ki; iç tüketim canlı, içerde otomotiv satışında azalma yok artış var. bunu dahi krize bağlamak gibi zorlama yorumların içine giriyorlar. Yani 'kriz çıktı millet ekmek bulamıyor, öyleyse pastaya hücum edin' diyorlar. Pasta satışları artı diyorlar. Böyle garip garip yaklaşımlar. Bunlar zorlama yorumlardır, krizin etkilerini artıracak yorumlardır. Bunlar krizden rant sağlamaya, siyasi yada maddi çıkar sağlama girişimleridir." Eleştirisinde bulundu.

Kurban bayramında İstanbul ve Ankara'ya gelen kurbanlık hayvanların hepsinin tüketildiğini aktaran Erdoğan, bunun da iç piyasada kriz etkisi olmadığının göstergesi olduğunu belirtti. Erdoğan, ". Herkes kurbanı rahatlıkla kestiği içindir ki kurbanlar geri gitmedi. Geçen seneler geri gidiyordu. O zaman rahatsız değildik bu durumdan." İfadelerini kullandı.

-"İHRACATÇI KRİZİN ETKİSİNİ KOMŞU ÜLKELERE TİCARETİ ARTIRARAK AŞACAK"-

Finansal krizle birlikte Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ekonomilerinde küçülmenin yaşandığını belirten Erdoğan, ama Türkiye'nin komşusu konumunda olan bir çok ülkenin ise yüzde 5 ila 9 arasında büyüme gösterdiğini bildirdi. İhracatçının stratejisini bu yönde belirmesi halinde krizin etkilerinin azalabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Bu strateji değişikliğini de başlattık. Sonuçları da alacağımıza inanıyorum. Bunlar krizin doğurduğu fırsatlardır. Bu fırsatları görüyoruz. Gelin bu krizi hep birlikte fırsata dönüştürelim. Türkiye çok dinamik, manevra kabiliyeti yüksek bir ekonomik esnekliğe kavuşmuştur." şeklinde konuştu.

-"HENÜZ ÖLÜM SİNYALİ  VERMEYEN HASTAYA KEFEN HAZIRLIYORLAR"-

"Bazı siyasetçiler bize hala kapalı ekonomiyi tavsiye ediyor" diyen Erdoğan, "Hangi dünyayı arıyoruz. Biz mağara hayatı yaşamayız. Kusura bakmayın şehir hayatı yaşayacağız. Mücadelemizi de orda vereceğiz. Yaprak kımıldayınca, Anayasa kitapçığı fırlatılınca kriz yaşayan ekonomi geride kalmıştır artık." İfadelerini kullandı.

Türkiye'ye felaket senaryoları çizenler olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, krizden yarar devşirmeye çalışan bu çevrelerin milletin moralini bozarak hiçbir yere varamayacağını ifade etti. Türkiye'nin 6 yıl öncesine kıyasla çok iyi durumda olduğunu dile getiren Erdoğan, "Böyle sağdan solda mikrofonu uzatıldığında insanımızın moralini bozacak açıklamalar yapmak doğru değil. Henüz ölüm sinyalleri vermeyen bir hastaya kefenini hazırlayan bir doktor, aile gördünüz mü? Bu tür şeyler yapılıyor. Bir doktor hastanın durumu ne kadar kötü olursa olsun,  "Durumun çok kötü, gidiyorsun hazırlıklarını yap' der mi? Böyle bir tedavi yok. Olmaz böyle bir şey. Ne yazık ki bunlar yapılıyor.  Doktorlar hastayı psikolojik olarak tedavi etmenin ne kadar doğru olduğunu ve ona moral vermek gerektiğini her zaman söylüyor. Ben de burada bunları söylemek zorundayım ben de ülkemizin doktoru olma görevini üstlenen bir başbakanım." Şeklinde konuştu.

Türkiye'nin böyle bir sinyal vermediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Eğer bu gemi su alır bir batarsa hep beraber batarız. Ama böyle ne bir sinyal, var nede bir durum var. Biz herkese göre çok iyi durumdayız. Bunu en iyi G20 zirvesinde gördük. Bizler bu öz güven içersinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İhracatımızla ilgili piyasa arayışlarımızı sürdüreceğiz. " ifadelerini kullandı.

kanalD