Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2809
EURO
37,4705
IMKB
8.619,000
ALTIN
3.027,160
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
KRUŞÇEV:"STALİN DEVRİMCİ DEĞİL"
KRUŞÇEV: STALİN DEVRİMCİ DEĞİL
 
Rusya Federal Arşivi'nde ''50 yıl gizlidir'' mührü bulunan rapor, Rusya Devlet Tarih Müzesi'nde açılan bir sergide yer aldı.
 
23.2.2006 - 14:20
      Raporda, ''tek adam'' sisteminin sonuçları hakkında kurultay delegelerine bilgi verilerek, ''Stalin'in ölümünden sonra biz on binlerce insanı cezaevlerinden çıkardık. Dostlarımızı kurtardık. Bu insanlar, on yıllar boyunca kendilerini partiye (Komünist Partisi) adadı, savaşlara katıldı. Biz neden susmalıyız? Eğer susacak olsaydık, neden onları hapishanelerden çıkardık'' deniliyor.
      Stalin dönemini ''facia'' olarak nitelendiren Kruşçev, şöyle devam ediyor:
      ''Bu facianın suçlusu elbette Stalin'dir. Biz yoldaş Lenin'in ölümünden az önce yazdığı yazıları yayımlamak istiyoruz. Bu yazılarda yoldaş Lenin de, Stalin'in görevini suiistimal edebileceği uyarısında bulunarak, Stalin'in çok kaba biri olduğunu ve yoldaşlarla çalışamayacağını vurgulamıştı.'' Raporda, Stalin'in işlediği birçok suçu açıklayan Kruşçev, özellikle birçok parti yöneticisinin Stalin tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden öldürülmesini kınayarak, ''Stalin olmasaydı İkinci Dünya Savaşı da olmazdı'' görüşünü savunuyor.
     
     'STALİN DEVRİMCİ DEĞİL'

      Kruşçev'in hazırladığı raporun sonunda da Stalin'in bir devrimci olmadığı savunularak, ''O, her zaman takip edilme ve casus korkusuyla yaşayan biriydi'' ifadesi kullanılıyor.
      Lenin'in ilkelerine sadık kalınması çağrısında bulunulan raporda, Stalin, İkinci Dünya Savaşı'nda SSCB'nin başarısızlığından, Almanlarla işbirliği yapmakla suçlanan Kafkasya halklarının sürgününden sorumlu, ''başarısız ve kararsız'' bir kişi olarak suçlanıyor.
      Stalin'in kendini herkesten üstün gören, başkalarıyla fikirlerini paylaşmayan bir diktatör olduğu vurgulanan raporda, Stalin'in milyonlarca insanı Sibirya kamplarına sürgün etmesine özel yer veriliyor.
      Komünist Parti'ye yıllarca her şeyini adayan insanların bir anda ''vatan haini'' suçlamasıyla idam edilmesinin kınandığı raporda, sürgün edilenlerin büyük bölümünün suçsuz olduğu ileri sürülüyor.
      Eski KGB Başkanı Lavrentiya Beriya ve 'çetesinin' faaliyetlerine de atıfta bulunulan raporda, şu ifadelere yer veriliyor:
      ''Beriya ve çetesi, kendilerine verilen yetkileri suiistimal ediyordu. Onlar, güvenlik birimlerini partiden üstün tutmaya çalışarak, partinin en iyi çalışanlarını vatan haini ilan ediyorlardı. Stalin'in en yakın adamı sayılan Beriya, hoşlanmadığı kişinin tutuklanarak idam edilmesini çok rahatlıkla sağlayabiliyordu. Dönemin başsavcılığı ve askeri başsavcılığı ise bu tür vakaları kontrol altına alarak önlemek yerine, Beriya'nın kararlarına göz yumuyordu.''
     
     'STALİN DÖNEMİNDE YAPILAN HATALAR TEKRARLANMAMALI'

      Raporun Komünist Parti'nin bugünü ve geleceği için önemli olduğunu savunan Kruşçev, Stalin döneminde partide yapılan tüm hataların bir daha tekrarlanmaması için bu sorunun iyice analiz edilmesini talep ediyor.
      Kruşçev'in raporunda dikkat çeken paragraflar arasında şunlar yer alıyor:
      ''1935-1938 yılları arasında partinin tüm yükünü omuzlarında taşıyan, hiçbir suçu olmayan insanlar sürgün edilerek, daha sonra idam edildi. Farklı düşüncedeki tüm insanlar için, hukuki açıdan uygun bir formül bulunmuştu. Onlara vatan haini deniliyordu.
      Stalin, Lenin'in tüm etik yöntemlerini kenara atarak, kitlesel sürgün, terör yolunu seçmişti. Stalin, her geçen gün terörünü daha da genişleterek, tüm manevi değerlerin ve Sovyet yasalarının sınırlarını aşmıştı. Binlerce insanın kitlesel hapsi, diğer insanlarda korku oluşturmuş ve onların partiye olan tüm güvenini sarsmıştı. 19-1955 yılları arasında çıkarılan sürgün kararlarının incelenmesinden sonra, onların birçoğunda Stalin'in yasadışı faaliyetlerinin ortaya çıktığı görüldü. Vatan haini ilan edilen bu insanlar, gerçekte casus veya düşman değildi. Onlar, Stalin'in emriyle kendilerine yapılan işkencelere dayanamayarak bu suçları üstlenmişti. Bu suçlamaların birçoğu, şimdi yeniden gözden geçiriliyor.''
     
     'BİRÇOK KİŞİ VATAN HAİNİ İLAN EDİLDİ'

      Raporda, 1954 yılından 1956 yılına kadar yapılan araştırmalardan sonra 7 bin 679 kişinin suçsuz bulunarak cezaevinden salıverildiği belirtilerek, ''Maalesef bu insanların (vatan haini ilan edilen) birçoğu ölümlerinden sonra aklanabildi. Kitlesel hapisler ve sürgünler bizim ülkemizin gelişmesine ve sosyalizme büyük zarar verdi'' deniliyor.
      Hem ideolojik-teorik, hem de pratik çalışmalarda gerekli önlemleri alarak, kararlı bir şekilde ''tek adam'' sistemini yıkmaları gerektiğini söyleyen Kruşçev, şu önerilerde bulunuyor: ''Marksizm ve Leninizm'in ruhuna tamamen ters gelen 'tek adam' sistemine son vermeli ve bu sistemi yeniden kurma girişiminde bulunanlara karşı acımasızca mücadele etmeliyiz. Tüm parti örgütlerinde, partinin Komünist Parti talimatlarına ve Lenin ilkelerine uygun olarak parti yönetilmeli. Kolektif yönetim ilkelerini hayata geçirmeli, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işler hale getirmeliyiz.'' ''Kendilerine verilen yetkiyi suiistimal edenlere karşı mücadele edilmesi ve SSCB anayasasında yer alan, Lenin ilkelerine uygun demokrasinin yeniden kurulması'' gereğine işaret eden Kruşçev, raporu okumasının ardından yaptığı konuşmada da, ''Biz bu konuyu (raporu) parti dışına çıkaramayız ve özellikle basına veremeyiz. Bundan dolayı bu rapor kapalı kapılar arkasında seslendiriliyor. Sınırımızı bilmeliyiz. Düşmanlarımızı sevindirmemeli ve yaralarımızı açıp onlara göstermemeliyiz'' diyor.
      Nikita Kruşçev, 24 Şubat 1956 yılındaki kurultayda akşam saatlerinde okumaya başladığı raporu, ertesi gün sabah saatlerinde bitirebilmiş.
      Kruşçev, kapalı kapılar ardında konuşurken, kurultaya sadece gazeteciler değil, başka ülkelerden komünist parti yöneticileri de alınmamış.
     
     RAPOR, SSCB'Yİ İKİYE BÖLMÜŞ

      Eski SSCB liderlerinden Nikita Sergeyeviç Kruşçev'in Komünist Parti'nin 2. kurultayında Stalin dönemini "facia" olarak nitelendirmesi, dönemin SSCB'sini "Stalinciler" ve "Kruşçevciler" şeklinde ikiye böldüğü belirtildi.
      Kruşçev'in, Rusya Komünist Partisi'nin 20'nci kurultayında sunduğu Stalin'i kınayan raporu ve kurultayda yaptığı konuşma, 50 yıl sonra kamuoyuna açıklanınca, 1956 yılındaki tartışmalar ülkede yeniden alevlendi.
      Rusya Federal Arşivi'nde "50 yıl gizlidir" mührü bulunan bu rapor, Rusya Devlet Tarih Müzesi'nde açılan bir sergide yer alırken, Rus basını da tartışmalara geniş yer verdi.
      Nezavisimaya gazetesinde çıkan "Stalin ve Stalinizm, Geçmeyen Geçmiş" başlıklı haberde, 20. kurultay hakkında geniş bilgi verildi.
      Komünist Partisi'nin 20. kurultayına hazırlık yapanlar arasında bulunan Rus siyasetçi ve yayımcı Feodor Mihalioviç Burlatskiy, kurultayın kapalı kapılar ardındaki toplantısından önce tüm yöneticilerin yardımcılarına, daktilograflara ve stenograflara salonu terk etmeleri talimatı verildiğini söyledi.
      Burlatskiy, "kurultay öncesinde olağanüstü bir şeyler olacağını herkesin bildiğini, ancak kendilerine ne olduğu konusunda açıklama yapılmadığını" belirterek şunları kaydetti:
      "Ben o zaman çalıştığım 'Komünist' gazetesinin binasına gelerek genel yayın yönetmenimiz Sergey Mezintsev'i bekledim. Sergey Mezintsev, kurultayın kapalı toplantısına katılanlar arasındaydı. Mezintsev geldiğinde kendisinin bembeyaz olduğunu gördüm ve ne olduğunu sordum. Mezintsev susuyordu. Sanki dişleriyle dudaklarını tutuyordu. Kendisine su verdim ve bir süre sonra bana orada (kurultayda) olanların konuşulmaması gerektiğini bildirdi. Birkaç gün sonra raporun tam metnine ulaştık. Birkaç hafta sonra ise raporun tam metninin gizlice ABD'ye gönderildiğini, oradan da tüm dünyaya yayıldığını gördük." "Kurultaydan sonra Komünist Partisi ve tüm Sovyetler Birliği'nin, Stalinciler ve Kruşçevciler olmak üzere kelimenin tam anlamıyla ikiye bölündüğünü" söyleyen Burlatskiy, "Daha sonra meydana gelen tüm olaylar, Kruşçev'in istifa etmesi, Brejnev'in 20 yıllık yönetimi, Gorbaçov'un 'Perestroyka'sı, Yeltsin'in devrimi, ekonomik yükseliş ve düşüşler... Tüm bunların kökleri 20. kurultaya dayanıyor" dedi.
     
     'BU MUDAKAŞVİLİ'DEN (GERİZEKALI) HESAP SORACAĞIZ'

      Nezavisimaya'nın konuyla ilgili yorumunda da, "Rusya'da bir ruh dolaşmaktadır. Bu Stalinizm ruhudur. Eğer Stalin çoktan geçmiş bir geçmiş ise, gelişmekte olan Stalinizm de bizim bugünümüzdür, hatta belki de geleceğimizdir" ifadesi kullanıldı.
      Amerikalı araştırmacı Bill Taubman da, Kruşçev hakkında yayımladığı kitapta, Ukrayna Komünist Partisi liderlerinden biriyle 1940'larda yaptığı görüşmeye yer veriyor.
      Kitapta, Ukraynalı parti liderinin Kruşçev ile konuşma sırasında Stalin'i eleştirdiği bildirilirken, Kruşçev'in bu eleştiriye, "Biraz bekleyiniz, bu 'mudakaşvili'den hesap soracağız" diye cevap verdiği belirtiliyor. "Mudak" Rusçada "geri zekalı" anlamına geliyor. Kruşçev, "mudak" kelimesine Gürcülerin soyadının bitiş ekini ekleyerek, Stalin'i "mudakaşvili" diye adlandırmış.
      Nezavisimaya, bu bilgiye dayanarak, Kruşçev'in Stalin'den rahatsızlığının 1940'lı yıllara dayandığı belirterek, "Nefrete dönüşen bu rahatsızlık, 1956 yılında kurultay sırasında dile getirildi" yorumunda bulundu.
     
     'KRUŞÇEV, STALİN'İN GÖLGESİYLE KAVGA ETTİ'

      Rossiyskaya gazetesinde çıkan haberde ise "Kruşçev, Stalin'in gölgesiyle kavga etti" yorumu yapıldı.
      Kurultaydan 4 yıl sonra, 1960 yılında düzenlenen bir toplantıda Kruşçev'in kendisine sürekli "neden böyle bir rapor yazıldığına" dair sorular yöneltildiğini söylediği belirtilen haberde, Kruşçev'in şu karışlığı verdiği kaydedildi:
      " Bana sürekli 20'nci kurultay sırasında böyle bir rapor yayımlamamın nedenini soruyorlar. Bu insana (Stalin'e) yıllar boyunca inanmışız. Onu 'tek adam' gibi değerlendirmişiz. Bundan sonra böyle bir rapor çıkarmak riskli değil miydi? Eğer bu ülke vatandaşları beni partide birinci kişi olarak seçmişse, ben tüm riskleri göz önüne alarak geçmiş hakkında gerçekleri söylemeliydim. Lenin bize böyle öğretti. Eğer bir parti gerçeği söylemeyi öğrenirse hiçbir zaman yıkılmaz. Ben bu dersi kardeş halkların partilerinin de almasını istedim." Haberde Kruşçev'in, Stalin'in "tek adamlığına" son vermesinin yanı sıra Sovyet halkı için birçok alanda reformların da öncülüğünü yaptığını belirterek, şu görüşlere yer verildi:
      "O, çiftçilere kimlik kazandırarak onları köylere bağımlı olmaktan kurtardı. Onların vergilerini azalttı. 12 yıl boyunca evsizlere ev temin etti. Sovyet vatandaşlarının yurtdışına çıkmalarının önündeki engeli kaldırdı. Batı ülkelerinin tecrübelerinden faydalanma yasağını kaldırdı. Kruşçev, Sovyetler'den Batı'ya, Avrupa'ya ve ABD'ye yol açtı. Onların tecrübelerini öğrenme çağrısında bulundu. Sovyetler'in bilim alanında birçok başarıları da Kruşçev dönemine rastlıyor. Yuri Gagarin'in ilk insanoğlu olarak uzaya gönderilmesi de yine Kruşçev'in yönetimi sırasında gerçekleşti. Ancak buna rağmen, Nikita Kruşçev, eski Sovyet liderleri arasında gönüllü olarak istifa eden tek lider oldu. Kremlin duvarlarında Sovyet liderlerininkiler arasında sadece Kruşçev'in mezarı yok." Rus basını, Kruşçev'in küllerinin Kremlin duvarlarına konulmamasının, Komünist Parti içinde rakibi olan Brejnev'den kaynaklandığını belirtti.
     
     KOMÜNİST PARTİ'DEN KRUŞÇEV'E SERT TEPKİ

      Rusya’daki Komünist Parti’nin lideri Gennadi Züganov, eski SSCB lideri Nikita Kruşçev’in devleti parçalama politikası başlattığını, bu politikayı SSCB’nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov ve SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya Devlet Başkanı olan Boris Yeltsin’in devam ettirdiğini ileri sürdü.
      Züganov, Kruşçev’in Komünist Parti’nin 20. kurultayına sunduğu raporun yayımlanması üzerine yaptığı açıklamada, "Kruşçev, kendi raporuyla Stalin ile olan şahsi hesaplarını kapatmış oldu. Bu rapor, Komünist Parti Merkez Komitesi’nin hiçbir toplantısında gündeme getirilmedi. Kruşçev, 30’lu yıllardaki sürgün kararlarına kendisi de katıldı, ancak tüm suçları Stalin’in üzerine yıkarak kendisini aklamaya çalıştı" diye konuştu.
      Raporun Kruşçev’in sübjektif bakış açısını yansıttığını belirten Züganov, "Rapor, ülkeye ve partiye yarardan çok daha fazla zarar vermiş oldu" dedi.
      Kruşçev’in raporundan önce dünya nüfusunun yüzde 70’inin SSCB’ye sempati duyduğunu belirten Züganov, "Stalin ve parti yönetimi altında ülke çok kısa bir dönem içinde dünyanın en güçlü devleti haline gelerek, faşizmi ezdi. Kruşçev’in raporundan sonra ise tüm dünyadaki komünist hareket ikiye bölündü. Ülkenin manevi ve siyasi durumu sarsıldı. Ülke Stalin taraftarları ve karşıtları şeklinde ikiye bölündü. Kruşçev’in 50 yıl önce başlattığı politika, Gorbaçov ve Yeltsin tarafın sürdürüldü ve bugün biz bunun sonuçları ile karşı karşıyayız" dedi.
      Rus Moskovskiy Komsomolets gazetesinde yer alan bir haberde de, Kruşçev’in 50 yıl önce sunduğu rapordan dolayı bugün de çok sayıda komünistin kendisinden nefret ettiği belirtildi.
      Dönemin Komünist Partisi Politbürosu üyeliğine aday olan Aleksandır Biryakov da, yaptığı açıklamada, "Herkes Kruşçev’in raporundan sonra sarsıldı. Çünkü, halk Stalin’i seviyordu ve destekliyordu. Ben bile, Stalin’in haksızlıklarından haberdar olan birisi olmama rağmen, bu rapordan sonra çok sarsıldım" dedi.
      Komünist Parti’nin 1985-1990 yılları arasındaki Politbüro üyelerinden Yegor Ligaçov da, açıklamasında, "Ben defalarca Çin’de oldum, ancak Mao Zedung’un haksızlıklarının bizdeki kadar kabaca açıklandığını şimdiye kadar görmedim" dedi.
      Bu arada, İzvestiya gazetesi, raporun sunulmasından sonra Gorki (Nijni Novgorad) kentinde yaşayan bir fabrika işçisinin Pravda gazetesine gönderdiği mektuba yer verdi.
      Mektupta, Pravda gazetesinde Stalin’e karşı çok sayıda eleştirel yazılara yer verildiğini söyleyen fabrika işçisi, fabrika çalışanlarının da Pravda’nın yayınlarından rahatsız olduğunu belirtiyor.
      Kruşçev’e "Gezgin" diyen fabrika işçisi, "Bu gezgin ajan yaptıklarından rahatsız olunca ne yapacağını şaşırdı. Stalin için işçi sınıfı birinci sıradaydı. Ancak, Kruşçev için önemli olar bir avuç insandı. Bu insanların birkaç evi, arabası ve kent dışında evleri var.
      Lenin bile, bir yöneticinin bir işçiden daha fazla maaş almaması gerektiğini söylemişti. Stalin’in halk arasında nüfuzu var ve hala da sevilmekte. Ancak, Kruşçev’in Stalin’e karşı bu davranışından sonra Stalin hakkında fıkralar anlatılmaya başlandı" diye konuştu.
     
     CIA BAŞKANINDAN RAPORUN TAM METNİNE 1 MİLYON DOLAR

      Eski SSCB lideri Nikita Kruşçev’in Stalin hakkında Komünist Parti’nin 20. kurultayına sunduğu raporun tam metnini ele geçirmek için dönemin Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) başkanının bir milyon dolar para ödülü teklif ettiği bildirildi.
      Rus basınında, Kruşçev’in raporu üzerindeki gizlilik süresinin sona ermesi nedeniyle yayımlanan haberlere göre, dönemin CIA Başkanı Allen Dalles, raporla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu raporun metnine bir milyon dolar veriyorum. Bu, komünizmin tabutuna çakılan ilk çivi olacaktır" dedi.
      Kısıtlı sayıda Komünist Parti üyesinin dinlediği rapor, kısa bir sürede tüm dünyaya yayıldığı, raporun tam metninin 16 Mart 1956’da ABD basınında yer aldığı kaydedildi.
      Raporun Batı basınına sızmasıyla ilgili birçok senaryo üretilirken, Polonya’nın PAP ajansına çalışan Viktor Graevskiy adlı gazetecinin raporun sızmasına öncü olduğu üzerinde duruldu.
      İddiaya göre, CIA’nin bir milyon dolar vermeye hazır olduğunu öğrenen Polonyalı gazeteci Graevskiy, Polonya Komünist Partisi yöneticisinin sekreteri olan Lutsiya adındaki sevgilisi sayesinde ulaştığı raporun tam metnini İsrail Büyükelçiliği’ne iletti.
      Raporun, birkaç ay sonra New York Times sayfalarında yayımlanması üzerine hayatının tehlikede olduğunu hisseden Graevskiy, İsrail Büyükelçiliği’ne giderek yardım talebinde bulundu.
      İsrail büyükelçiliği, Kruşçev’in raporunu dünyaya duyuran Polonyalı gazetecinin Kudüs’e kaçmasını sağladı. İsrail’de halen küçük bir evde emekli maaşıyla yaşadığı belirtilen Graevskiy’in, dönemin CIA Başkanı Dalles’in vadettiği bir milyon dolar ödülü hala alamadığı belirtiliyor


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


BAĞDAT'TA İŞÇİLERİ TAŞIYAN OTOBÜSE SALDIRI, 47 ÖLÜ

RİCE'DEN SÜRPRİZ BEYRUT ZİYARETİ

HAYAT KURTARAN TELEFONLAR
»  MAO'NUN HEYKELİNE MÜREKKEP PAHALIYA PATLADI
»  "NATO, AFGANİSTAN'DA KALICI"
»  FİNLANDİYA'DA BAŞBAKAN, BAKAN'A AŞIK OLDU!
»  İNGİLTERE'DE BÜYÜK SOYGUN
»  RUM KESİMİNDE GEMİ PANİĞİ
»  ÜRKÜTEN GELİŞME
»  Şİİ'LERİN ÖFKESİ...
»  'HAMAS, İSRAİL'İ TANIYANA KADAR YARDIM YOK'
»  GENETİK Mİ, YOKSA İKİZLERDEN BİRİ SÜTÇÜDEN Mİ?
»  1 MİLYON DOLARLIK FERRARİ DİREĞE TOSLADI
»  DANİMARKA SİİTELERİ YİNE 'HACK'LANDİ
»  MUSEVİLER, AHMEDİNECAD'I İSTENMEYEN KİŞİ İLAN ETTİ
»  MOSSAD KÜRTÇE TERCÜMANLAR ARIYOR
»  IRAK'TA BOMBA YÜKLÜ ARAÇLA SALDIRI, 21 ÖLÜ, 25 YARALI
»  MÜBAREK, HAMAS'A RANDEVU VERMEDİ
»  YUNANİSTAN'DA ASKERİ HELİKOPTER DÜŞTÜ: 4 ÖLÜ
»  HİNDİSTAN'DA KARİKATÜRİSTLER İÇİN ÖLÜM FETVASI
»  ABBAS, HANİYE'DEN HÜKÜMETİ KURMASINI İSTEYECEK
»  LADİN'İN AHDİ
»  20 DOLAR VEREN BUSH'A HAKARET EDEBİLİYOR
»  CHAVEZ, RİCE'YE ÖPÜCÜK GÖNDERDİ!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.