İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçtiğimiz günlerde Gelecek Partisi’nin Cevizlibağ’daki yeni il binasına gerçekleştirdiği hayırlı olsun ziyaretinde Gelecek Partisi İstanbul İl Başkanı Şahin, Kanal İstanbul Mektubunu İmamoğlu’na elden teslim etmişti.
Mektubunda Kanal İstanbul projesi ile ilgili endişeleri dile getiren Şahin, şu görüşlere yer verdi:
“Hepimiz tarihin bize emaneti olan, medeniyetlerin başkenti İstanbul’un geleceği için mücadele veriyoruz. İstanbul bize bırakılmış büyük bir miras; bu mirasa sahip çıkmak ise ortak görevimizdir.
Bizler siyaseten farklı noktalarda bulunabiliriz. Bir taraftan bu farklılıkları demokrasinin zenginliği olarak yaşatmalıyız, diğer taraftan da ortak değerlerimize birlikte sahip çıkmalıyız. Tarihi zenginliğine sahip olduğumuz, gelecek hayalleri kurduğumuz İstanbul için sorumlu siyasetçiler olarak bize düşen görev ortak akılla hareket etmektir.
İstanbul’un geleceğinde büyük bir rol oynayacak olan Kanal İstanbul konusunda siyasi reflekslerden uzak bir bakış ortaya koymak zorundayız. İstanbul’un bu önemli gündem maddesine “İstanbul’un geleceği açısından” bakmak zorundayız.
Kanal İstanbul konusunun bilimsel tartışmalardan uzak, tamamen siyasi inatlaşma üzerinden yürütülmesini endişeyle takip ediyoruz. Tarihin bize emaneti olan, medeniyetlerin başkenti bu güzel şehre siyasi inatlaşma uğruna kıyılmasına asla müsaade etmemeliyiz.
Faydası, zararı...
Kanal İstanbul Projesinin faydası nedir, olası zararları nedir, maliyeti nedir, önceliği nedir, çevreye olan etkisi nedir? İstanbul’da oluşturacağı riskler nelerdir? Bu önemli başlıklar altında bu konu bugüne kadar hiç konuşulmadı. Proje ile İstanbul’un şekli değiştiriliyor. İstanbul yarımada halinden adaya dönüşüyor. Bunları konuşup tartışmak yerine, böylesine önemli bir konunun siyasi karşıtlıklar üzerinden yürütülmesi asla kabul edilemez.
Kanal İstanbul konusunda partimizin hazırlamış olduğu bilimsel çalışma daha önce kamuoyu ile paylaşılmıştı. Projenin bölgedeki önemli su havzalarına ve çevreye vereceği zararlarla ilgili tespitlerimiz var. Karadeniz’den Marmara Denizi’ne dip akıntılarla oluşacak zararlarla ilgili endişelerimiz var. Uluslararası hukuktan kaynaklanabilecek önemli riskler var. Maliyetle ilgili belirsizlikler var. Bu önemli başlıklar varken, konunun dayatmayla oldu bittiye getirilmesi asla kabul edilemez.
Kanal İstanbul konusu, kamuoyu nezdinde üniversiteler ve uzmanlar dahil olmak üzere tartışılmalıdır. Bu konuda toplum yeterince bilgilendirilmeli ve aydınlatılmalıdır. Son aşamada ise Kanal İstanbul Projesinin asıl belirleyicisi toplum olmalıdır, bu konu halkoylaması ile toplumun kararına sunulmalıdır.
Kanal İstanbul konusunda dayatmacı anlayıştan vazgeçilmeli, İstanbul’un geleceğine, hatta nesillerimizin geleceğine yazık edilmemeli. Ayrıca; Kanal İstanbul Projesi’nden önce İstanbul’un can güvenliği sorunu olan deprem gerçeği gibi önemli konulara öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sözün özü; “İstanbul’un geleceğine birlikte sahip çıkalım.”