Manisa'daki toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Karaman'da Ensar Vakfı'nda 5 ay görev yapan M.B. isimli öğretmenin çocuklara taciz etmesiyle ilgili "Bu davanın takipçisi olacağız, yüz karası olan bu şahıs gün yüzü görmeyecek. İnsan bile diyemem. Kim bir çocuğa el uzatırsa en aşağılık mahluktur" dedi.
Davutoğlu, Ensar Vakfı'nın insanlığa hizmet ettiğini söylerken "Sorumlu kimse hesabını soracağız. Biz Ensar Vakfı'nın hizmetlerine şahitlik ediyoruz. Bir sapığın, bu vakıfla ilgili olmayan bir sapığın yaptığı bu alçakça muamele, fiil karşısında eminim en çok da Ensar Vakfı'nın kurucuları tepki göstermiştir. Hepimiz bu alçaklara karşı tepki gösterelim. Ama bunu siyasi tartışma konusu yapmayalım" diye konuştu..
Fezlekeler konusunda da konuşan Davutoğlu, "Anamuhalefet partisinin görevi teröristin kirli propagandasına çanak tutmak mı? Bu soruya Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevap vermesini istiyorum. Teröristlerin safında mısınız, milletimizin yanında mısınız?" diye sordu.
Başbakan Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
Muhsin Yazıcıoğlu dostumuzu rahmetle anıyorum. Biraz önce muhterem eşleriyle de konuştum. Onu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız.
Başbakanlık emanetini 1 Kasım'da siz bize verdiniz, o emaneti biz sonuna kadar koruyacağız. Devlet adamlarının yetiştiği şehir Manisa'dır. Bu gençlerden çağa mührünü vuracak nice yiğitler çıkacak inşallah. Aziz Manisalılar bugün öncelikle size teşekkür etmeye geldim. Biz Manisa'dan uzak kalamayız, gelince de boş gelmeyiz, hayırlılarla geliriz, yine hayırlarla geldik. Bizim için bu ülkenin her köşesine hizmet mukaddes bir görevdir.
'Kimse Türkiye'yi kendi
gündemine esir edemeyecek'
Bugün hem içeride hem dışarıda sıkıntılar yaşarken Türkiye'nin hedeflerinden hiç sapmadan nasıl büyümeye devam ettiği ortada. Bundan rahatsız olanlar ülkemizdeki güven ve istikrar ortamını hedef alıyor. 1 Kasım'da muhteşem bir demokrasi destanı yazdık. Bu dönemde kanlı terör saldırıları oldu, biz yine görevimizi yerine getirdik ve sorumluluk aldık. Kimse bu aziz ülkeyi bir daha kendi gündemine esir edemeyecek. 1 Kasım'da milletimiz AK Parti'nin üzerine düşeni yaptığını gördü. Halkımız elini taşın altına sokanlarla görevden kaçanları gördü.
Bizim sabrımızı ve kararlılığımı test etmeye çalıştılar. Biz bu ülkenin her bir taşını son nefesimize kadar korumaya kararlıyız. Geçtiğimiz haftalarda Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımla buluştum. Onların selamlarını kardeşlik duygularını efelere, zeybeklere getirdim.Terörle yürüttüğümüz mücadelenin bölgedeki kardeşlerimizin coşkusunu arttırdığı gördük. Ülkemizin her köşesine gidecek, bu kardeşlik coşkusunu herkese söyleceğiz.
'Teröristin yanında mısınız, milletin mi?'
Biz bu memleketin çimentosuyuz. Kardeşlik türkülerini biz seslendireceğiz. Bazı aymazlar ne yapıyor? Bazı kesimlerden maalesef destek göremiyoruz. Aksine terörün işine yarayacak, hükümetimizin mücadelesini zora sokacak bir tutum görüyoruz. Çevremizde bir ateş çemberi var. İçeride terörle mücadele halindeyiz. Maalese muhalefet bu gerçeği görmek istemiyor. Terör örgütü tarafından maksatlı bir şekilde üretilen bir takım gerçek dışı iddialar malesef muhalefet partisi tarafından siyaset konusu ediliyor. Anamuhalefet partisinin görevi teröristin kirli propagandasına çanak tutmak mı? Bu soruya Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevap vermesini istiyorum. Teröristlerin safında mısınız, milletimizin yanında mısınız? Terörle sadece hükümet ya da güvenlik güçlerimiz değil, 78 milyon vatandaşımız da mücadele ediyor.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin başına geldiğinden beri kulağına söylenen 3-5 kelimeyle siyaset yapıyor. Cumhurbaşkanımızı bu millet yüzde 52 oyla seçti. Kılıçdaroğlu'nun bunu tartışmaya dahi hakkı yoktur. Kılıçdaroğlu'nun bütün siyasi kariyeri başarısızlıkla doludur.
Bugün Manisa'da kardeşlerimizin bizi karşılarken haykırdığı gibi korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Ayaktaydık, ayaktayız, ayakta olacağız. Dik durduk, dik duracağız. Bu ülkenin insanları günlerdir terörden korkmadığını haykırıyor. Peki CHP ne yapıyor? Diğer partiler ne yapıyor? terör örgütü uzantılarınca yalanlarını dile getiriyor. Ülkemizi dışarıda şikayet ediyor. Senin bu milletin verdiği oyu tartışmaya ne hakkın var?
Sayın Kılıçdaroğlu, sen bugün söylediğin lafları seçim meydanında da söylüyordun. Millet uzlaşın der kaçarsın. Anayasa der, kaçarsın. Aylardır dokunulmazlık diyorsun. Gel kaldıralım diyoruz, kaçıyorsun. Sen yanımızda olmasan da biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye'yi terörden temizleyeceğiz.
Meşruiyeti tartışılacak biri varsa, partisinin başında girdiği her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu'dur. Adeta bir seçim yenilgileri kariyeri yaptı.
Teröristlerin taziye çadırlarına gidenler, kaleşnikof önünde poz verenler millet eliyle siyaset sahnesinden silinecek.
Her saldırı sonrası milletimiz büyük acılar içindeyken hükümetimizi haksız iddialarla yıpratmaya çalışanları unutmayacağız.
Fezlekeleri yargıya taşıma teklifimiz, siyasetçi ile terör destekçilerini birbirinden ayırmak içindir. Açık söylüyorumi bunların tek hedefi terör destekçilerini yargıdan kaçırmak. Bütün partilere sesleniyorum. Gelin terör destekçilerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım. Bütün fezlekeler ile ilgili dokunulmazlıklar kalkacak.
Karaman'da yaşanan olaydan haberimiz var. Çocuklarımıza yönelik isitismara karşı hak edilen ceza hukukumuzda yok. Bu davanın ve bu çocukların takipçisi olacağız.
Çocuk istismarı konusunda aydınlatılmamış tek bir nokta kalmayacak. İnsan bile diyemem bu aşağıların aşağısı bir mahluktur. Buna izin vermedik, vermeyiz. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılacak. Kimsenin şüphesi olmasın.
Bir sapık üzerinden rant devşirmeye çalışanlar var. Bu da ayrı bir çocuk isitismarı. Davası insan yetiştirmek olan bir vakfı karalamak da ayrı bir ayıp. Paralel yapı öncülüğünde kirli bir algı siyaseti yürütülüyor. Sorumlu kimse hesabını soracağız. Biz Ensar Vakfı'nın hizmetlerine şahitlik ediyoruz. Bir sapığın, bu vakıfla ilgili olmayan bir sapığın yaptığı bu alçakça muamele, fiil karşısında eminim en çok da Ensar Vakfı'nın kurucuları tepki göstermişti. Hepimiz bu alçaklara karşı tepki gösterelim. Ama bunu siyasi tartışma konusu yapmayalım.