Merkez Bankası'nın para politikasına ilişkin sorular üzerine, faiz indirimine gitmeden önce TCMB'nin bir yıldır yaklaşık 1100 baz puan faiz artıran bir sıkı para politikası uyguladığını anımsatan Kavcıoğlu, buradaki amacın da hem kur hem de enflasyonu dengelemek olduğunu söyledi.
Yaptıkları analizler ve çalışmalar sonucunda ağustos ve eylül aylarında faiz indirme noktasında yol haritasını sözlü ve enflasyon raporundaki değerlendirmeleriyle ifade ettiklerini anlatan Kavcıoğlu, 2020'den sonra dünyada emtia fiyatlarının yükselişiyle başlayan fiyat artışlarını ve bunun ülkelerdeki sanayiye ve yaşama etkisini takip ettiklerini belirtti.
Kavcıoğlu, öte yandan dünyada yaşanan kuraklık ve yangınların da bu sürece çok büyük olumsuz katkıları olduğunu dile getirerek, "Gelişmiş ülkelerin bir çoğu para politikasını sözlü söylemlerle yönetmeye çalışıyor. Faiz artırımı ya da sıkılaşma anlamında başka adım atmadılar. Gelişmekte olan ülkelerin bir kısmı faiz artırımına gitmiştir, bir kısmı da faiz artıracağını ima etmişlerdir. Bu süreç içinde bu kadar uzun süre içerisinde sıkı para politikası uygulayan ve 1100 baz puan artırıma gitmiş tek ülkeyiz." diye konuştu.
Faiz indirimi sonrasında kurda bir hareketliliğin olduğunu belirten Kavcıoğlu, "Burada küresel gelişmeleri değerlendirdiğimizde bunun bizim faiz indirimimizle de direkt bir ilişkisi olmadığını çok rahat görürüz. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerle, faiz indirimi ve kur hareketlerinde değer kaybı yaşayan ülkelerle kıyasladığımızda bizim faiz artırımından sonra TL 22 Eylül - 7 Ekim arası yüzde 2,5 değer kaybetmişken, 100 baz puan faiz artıran Brezilya yüzde 4,3 değer kaybetti. Meksika 0,25 faiz artırdığı halde yüzde 2,9 değer kaybetti. Kur üzerinde faiz artırımı ve faiz indirimlerinin muhakkak etkisi var ama Türk lirasındaki değer kaybını sadece 23 Eylül'de yaptığımız indirimle ilişkilendirmek doğru değil." değerlendirmesini yaptı.
Uyguladıkları sıkı para politikasında faiz indiriminin piyasanın beklediği bir indirim olduğunu ifade eden Kavcıoğlu, "Bunun sürpriz faiz indirimi olmadığını görebiliriz." dedi.
Kavcıoğlu, bir soru üzerine Para Politikası Kurulu üyelerinin ne yönde oy verdiğinin kamuoyuna açıklaması uygulamasının bugüne kadar olmadığını söyleyerek, "Böyle bir gelenek yok. Şu ana kadar açıklanmadı, açıklamıyoruz, açıklanmasını da şu an için doğru bulmuyorum. Türkiye'de bunun iletişimi yapılarak oraya doğru gidilmesinde de hiç bir sakınca olduğunu düşünmüyorum." sözlerini sarf etti.
"DÜNYADA TCMB'NİN BİLANÇOSU KADAR ŞEFFAF BİLANÇOSU OLAN MERKEZ BANKASI YOK"
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, Bankanın rezervleri ve Hazine ve Maliye Bakanlığıyla yapılan döviz alım satımına ilişkin protokolle ilgili soru üzerine de "Protokolün gizli olduğu, açıklanmadığı gibi iddiaların hiçbirisi doğru değil. İlk olarak Hazine Müsteşarlığı ile 2017'de protokol imzalanıyor. Hazine Müsteşarlığı'nın TCMB nezdindeki hesapları kullanılarak yapılacak döviz alım-satım işlemlerinin para ve kur politikaları çerçevesiyle uyumlu gerçekleştirilmesi için gerekli koordinasyonun sağlanmasına ilişkin esasların belirlenmesi amacıyla 21 Şubat 2017'de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ve TCMB arasında bir protokol tesis edilmiştir. Bu o zaman da biliniyor. Biz bunu daha önce de açıkladık." dedi.
Merkez Bankasının kendisine özgü bir kanunu bulunduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, "Her şey kanuna uygun bir şekilde yapılmıştır, yapılmaya da devam ediliyor. Bankayı bir kanunsuzlukla suçlamak eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur." diye konuştu.
Kavcıoğlu, dünyada TCMB'nin bilançosu kadar şeffaf bir bilançosu olan Merkez Bankası olmadığını dile getirerek, "TCMB bu ülkenin en güvenilir kurumudur. IMF tanımına uygun bir şekilde rezervlerimiz oluşmaktadır. Merkez Bankası'nın şu anki rezervleri 123,4 milyar dolardır. İnşallah yıl sonunu tarihi rekorla, bugüne kadar olmayan rezervin üzerinde kapatacağız." dedi.
MERKEZ BANKASININ İSTANBUL'A TAŞINMASI
Başkan Kavcıoğlu, Bankanın İstanbul'a taşınmasıyla ilgili sürecin 1987 yılında başladığını anlattı. Kavcıoğlu, gelinen noktada bazı birimlerin İstanbul'a taşındığını, binayı tamamen değerlendirdiklerini, şu an yer sorunu olduğu için ikinci bir bina kiralanıp kiralanmayacağını değerlendirdiklerini ya da finans merkezindeki binalarına 2022'nin haziran ayında taşınmayı düşündüklerini söyledi.
Kavcıoğlu, "Merkez Bankası'nın taşınmasını, finans merkezi planlamamız kapsamında her şey yolunda giderse 2022 Ekim'de tamamlamış olacağız." dedi.
"DÜNYA PANDEMİDE BİTTİ, TÜRKİYE DİMDİK AYAKTA"
Şahap Kavcıoğlu, bankada tayin-terfi, görev değişikliği anlamında bir çalışma yaptıklarını ve 2 kişi hariç tamamının bankada çalışan isimlerden oluştuğunu söyledi.
Banka olarak iletişime açık olduklarını vurgulayan Kavcıoğlu, "Dikkatli olmaya çalışıyoruz, söylediğimiz her şeyin yanlış ifade edildiğinde nelere mal olduğunu da gördük, görüyoruz. Bu kadar dikkatli olmamıza rağmen bir arkadaşımızla görüşmemizde 'off the record' olmasına rağmen ekonomist de değil, sohbet ortamında birkaç şey sordu, CDS vesaire bir değerlendirme yaptık. Oradan cımbızlayarak yazarken CDS'i Brezilya ya da başka bir ülkeyle karşılaştırması. Bunu alıp Merkez Bankası'nda çalışmış, ekonomist, buraları bilen arkadaşların Merkez Bankası Başkanı'nı bu şekilde eleştirmeleri, itibarsızlaştırmaları hoş değil. 30 yıllık bankacıyım. Uzun süre görev yapan bürokratlar olarak CDS'in ne olduğunu çok iyi biliyoruz." diye konuştu.
Cari açığı çözme çabalarının takdir edilmesi gerektiğini söyleyen Kavcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ağustos ayı olarak cari fazla veren bir ülke durumundayız. Pandemi şartlarına rağmen yılı 15-17 milyar dolar arasında bir cari açıkla kapatıp önümüzdeki yıllarda da cari açığı çözmüş, faizi ve kuru çok daha dengeli bir ülke haline geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Cari dengeyi sağlamış, faizi ve kuru dengeli bir ülkeyi oluşturmak üzere tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki yıl da enflasyon onunla beraber inecektir emin olabilirsiniz. Dünya pandemide bitti, Türkiye dimdik ayakta. Bunu söylediğimde 'Bir bürokrat olarak siyaset yapıyor' diyorsunuz. Dünyada Merkez Bankası politikalarıyla bu işi en iyi yapan bankalardan ve ülkelerden bir tanesiyiz. Bu ülke, bu Merkez Bankası bizim."