"Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma huyu vardır" sözüyle sürece damgasını vuran adam... Onun bu konuşmasının üzerinden 4 yıl geçtikten sonra Fenerbahçe beraat etti, şike ve teşvik suçlarının işlenmediği mahkeme kararıyla ortaya konuldu.
O sözlerin sahibi Aykut Kocaman’dı... “Şike yapıldı” denilen 2010-11 sezonunun şampiyon teknik direktörü...
Kocaman’ı karar açıklanır açıklanmaz sıcağı sıcağına aradık. İlk duygularını öğrenmek istiyorduk. Kariyerini bugün Torku Konyaspor’da sürdüren ama yine de sürecin Fenerbahçe adına en önemli isimlerinden biri olan Kocaman bakın neler anlattı:
NEDEN ‘KANIRTA KANIRTA’ DEDİM
"Kararı duyduğumda hissettiğim ilk şey yoğun bir ferahlama duygusuydu. Süreçte ilk günden son güne kadar saçma sapandı her şey... O sezon özellikle ikinci devre çok çok zor maçlar oynadık. Biz son saniyeye kadar sonucun değiştiği maçlar oynarken, bizden hemen sonra aynı takımlarla oynayan rakibimizin (Trabzonspor) maçları çok daha kolay geçiyordu. ’Kanırta kanırta’ kelimesini bu zor maçlar için söylemiştim.
'Bir bilirkişi oluşturulsun. Maçları izlesinler ve karar versinler. Şike tespit edilirse futboldan uzaklaşırım' demiştim. Bu sürecin yaşanabileceğini söylemiştim. ‘Burası muz cumhuriyeti değil’ yanıtını almıştım. Bugün gelinen nokta ortada...
20 Eylül 2011'de Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Manisaspor maçını, sarı lacivertli taraftarların cezası nedeniyle sadece kadın ve çocuk taraftarlar izlemişti. 1-1 biten o karşılaşmayı 41 bin 663 seyirci izlerken, binlerce kadın ve çocuk da bilet bulamadıkları için stada girememişti.
"O KADINLARIN TEPKİSİ HERKESİ ŞÖYLE BİR SİLKELEDİ"
Bu sürecin kırılma noktası ise nettir. Biliyorsunuz son dönemlerde her sezon başında bize 4-5 maç ceza veriyorlardı. Her sezona böyle başlıyorduk. Sonra bir gün kadınlar ve çocuklara da açalım dediler maçı. O gün o kadınların yüreğini ortaya koymasını, içtenliğini, cesaretini unutamıyorum. O gün her şeyin kırıldığı gün oldu. Demek ki kadınlar yerine ‘77 yaş üstünde olanlar bu maçı izlesin’ deselerdi o gün o stadı 77 yaş üstü Fenerbahçeliler de dolduracaktı. O kadınların tepkisi, bir araya gelişleri, demokratik duyarlılıkları herkesi şöyle bir silkeledi. O gün aklıma geldiğinde hala boğazım düğümleniyor. Gözlerim yaşarıyor.
12 Mayıs 2012'de Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçı 0-0 sona erince sarı kırmızılılar şampiyon olurken, karşılaşma sonrasında olaylar çıkmıştı.
"NEFES NEFESE AİLEM İÇİN TRİBÜNE KOŞTUM"
12 Mayıs 2012 tarihi unutulmazdı. Galatasaray maçı sonrası sezonu şampiyon olamadan bitirmenin hüznü ile soyunma odasına gittik. Taraftarlar bizi alkışlamıştı, hüznümüzü yaşıyorduk. Sonra 10-15 dakika sonra gaz kokusu gelmeye başladı. O sırada tribünde eşim, iki kızım, kardeşim ve yakınlarım vardı. Önce telefonla konuştuk, sonra o irtibat kesildi. Tribüne doğru çıktım. Eşimi ve bir kızımı buldum. Diğer kızım ve yakınlarım ile başta irtibat kuramadım. Böyle sıkıntılar yaşadık. O gün polisin maç biter bitmez sahaya girmesi de dahil her şey saçma sapandı. Aslında orada yaşananlar başıyla sonuyla, güvenlik güçlerinin tavırlarıyla, bugün geldiğimiz nokta için sinyal veriyordu, doğru okuyabilene...
"BİR DE BAKTIM Kİ VEDERSON İLK 11'DE!.."
Unutamadığım olaylardan bir tanesi de Bursaspor maçıydı. Maç öncesi otelde tahliye haberleri gelmişti. Önce bir sevinç oluştu sonra bizden kimsenin olmadığını görüp üzülmüştük. Bursaspor’un solbeki Gökçek Vederson da yasaklıydı. Bursaspor’da genç bir solbek vardı. O da cezalıydı. Otelde Bursaspor’un sol kanadındaki zafiyeti takıma anlattım ve oyunu oraya yıkacağımızı söyledim. Sonra stada gittik. Takımımın kadrosunu tahtaya yazdım ve Bursaspor’un kadrosunu beklemeye başladım. Bir de baktım ki Gökçek Vederson ilk 11’de!.. Takıma ne diyeceğimi şaşırdım. Tüm stratejimizi bunun üzerine kurmuştuk. Nasıl çevireceğim ne diyeceğim diye düşündüm. Sonra takıma döndüm ve 'Mutlu bir olay yaşadık. Bugün bir arkadaşınızın yasağı kalktı ve bize karşı oynayacak' dedim... Her şey sanki bizim aleyhimize ayarlanıyordu."