‘Liralaşma’ stratejisinin hayata geçmesi için TL mevduat faizlerinin yükselmesi gerektiğini artık Hazine ve Maliye eski Bakanı Nurettin Nebati de anlayabilecek. Dövize endeksli bir ekonomiden ve bankacılık sisteminden çıkışın başka yolu yok. TCMB de bu doğrultuda aldığı önlemlerle bir yandan Kur Korumalı Mevduat’tan çıkışı teşvik eden makro ve mikro ihtiyati tedbirler alıyor, öte yandan TL mevduatı cazip bir yatırım aracı haline getirmeye çalışıyor. Bu önlemler sonucunda, son haftalarda mevduat faizlerinde görülen hareketlenme geçen hafta da devam etti. 10 Kasım haftasında üç aya kadar vadeli mevduatlarda ortalama faiz yüzde 45.9’a yükseldi.
Gazete Duvar'dan Süleyman Karan'ın haberine göre faizler artarken toplam mevduatların da arttığını veriler teyit ediyor. Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalar arası dahil), 10 Kasım ile biten haftada 102 milyar 309 milyon 105 bin lira artarak 14 trilyon 361 milyar 458 milyon 837 bin liraya yükseldi.
Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 1.4 artışla 8 trilyon 131 milyar 388 milyon 890 bin lira, yabancı para cinsinden mevduat ise yüzde 0.3 yükselerek 5 trilyon 627 milyar 272 milyon 183 bin lira oldu. Mevduat faizlerinin yüzde 50 gibi psikolojik bir eşiğe gelmesi, mevduata yönelimi hızlandıracaktır.
ARTIK KONUT FİYATLARINDA KÖPÜĞÜN ALINMA ZAMANI
Emlak piyasasında yaprak kıpırdamamasına rağmen, konut fiyatları eylülde bir önceki yıla göre yüzde 89.2 arttı. Ancak yıllık eğilime bakıldığında, eylül ayında yıllık artış bir buçuk yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti ve yüzde 4.3 oldu. İnşaat maliyet endekslerindeki artış sebebiyle, konut fiyatlarındaki köpüğün alınması biraz zaman alacak gibi görünüyor. K
onut satışlarındaki durgunluk artarak sürerse, yakında konut fiyatlarının düşüş trendine girmesi muhtemel. Endekse göre Türkiye genelinde ortalama metrekare fiyatı 29,000 TL’yi aştı. Eylülde konut fiyatlarında reel artış ise yüzde 17.8’e geriledi. İki yıldır süren ve direncini hala kaybetmeyen enflasyon, konut fiyatlarının yükselişinde temel etmen, ancak yine de konut fiyatlarındaki artış manşet enflasyonun çok üzerinde.
Bu hem satılık konutlar için hem de kiralık konutlar için geçerli. Ev almayı düşünenlerin bir süre daha beklemesi ve fiyatlar düşüşe geçene kadar birikimlerini döviz, altın ya da mevduatta değerlendirmesi şimdilik en akılcı yaklaşım olur.
ENFLASYONDA BEKLENTİLER BİRAZ DAHA İYİMSER GİBİ...
‘Sıkılaştırma’ politikalarının devam edeceğine ikna olan piyasalarda enflasyon beklentilerinde düşüş gözleniyor. Her ne kadar, TÜİK enflasyonuyla gerçek enflasyon arasındaki makas hala açık olsa da, piyasa aktörleri tercihlerini iyimserlikten yana kullanıyor.
TCMB’nin kasım ayı piyasa katılımcıları anketinde 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 43.94 olarak kaydedildi. Ekim ayında beklenti yüzde 45.28 seviyesindeydi. Ekim anketindeki 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi 2002 yılından bu yana en yüksek beklenti olarak kayıtlara geçmişti. Böylelikle enflasyon beklentisinde 21 yılın en yüksek seviyesinden gerileme görüldü.
Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi de bir önceki anket döneminde yüzde 68.01’ken, bu anket döneminde yüzde 67.23’e geriledi. 24 ay sonrasına ilişkin TÜFE beklentisi de yüzde 25.82’den yüzde 25.09’a düştü. Beklentiler böyle!.. Ama bu kadar kaygan bir ekonomik zeminde, çoklu kriz ortamında ve verilerin gerçekliklerle kopukluğu dikkate alındığında, siz yine de bu kadar iyimser olmamaya bakın!
KUR VE FAİZ BEKLENTİLERİ ARTIYOR
TCMB’nin kasım ayı piyasa katılımcıları anketinde, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi (politika faizi) bir önceki anket döneminde yüzde 33.68’ken, bu anket döneminde yüzde 37.80 oldu. Katılımcıların cari yıl sonu dolar/TL beklentisi bir önceki anket döneminde 30.05 TL’yken, bu anket döneminde 30 TL’ye geriledi. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 38.64 TL’yken, bu anket döneminde 39.62 TL’ye yükseldi. Katılımcıların 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 4.1 seviyesinde sabit kaldı. 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3.4’ken, bu anket döneminde yüzde 3.3’e geriledi. Döviz kurları ve politika faizinde artış beklentisi artarak sürüyor. Görünen o ki, piyasa katılımcıları ekonomiyi soğutmak için politika faizinin yeterli seviyeye gelmediği görüşünde. Aynı şekilde döviz kurlarının düşük kaldığında hemfikirler. Her iki konuda da haklı olduklarını söylemek gerek.