Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Şehit haberlerinin gelmediği bir Türkiye, mutlulukla yaşadığı bir Türkiye umuyoruz.
Değerli arkadaşlarım hepimiz siyaset yapyooruz. siyaset sorumluluk gerektirir. Sormlu bir siyastetin ögelerinden biri geçmişten ders çıkarmaktır. Tekrar etmemektir.
CHP, sadece türkiyenin değil dünyanın en köklü siyasal partilerinden biri. bir asıra yaklaşan yaşamında sorumluluğu temel ilke edimdiği için bu kadar sürmüştür. dolayısıyla CHP'nin bugün de geçmişte de gelecekte de bu ülkeye kazandıracağı çok şey var. Ahlaki temeller en asıl etkendir.
Devlet dediğimiz kurumu liyakatla donatması lazım. hepimiz şunu biliyoruz 17 yılını bitiren vw 18inci yılını sürdüren bir tek parti düzeni var. Reformları devam ettirme gibi bir sözü vardı, demokrasiyi geitrme genişletme gibiz bir sözü vardı. AB sözü verdi be bunlarla yola devam etti. 17 yıllık süre içinde arzu ettikleri her kararnameyi çıkardılar. istedikleri bürokratları istedikleri yere atadılr. bu süre içersinde yargıya da müdahale ettiler.
bunları niçin yaptılar? Ekonomiyi geliştireceğiz, kişi başı geilir artıracağız dediler. bir süre sonra kendiler şikayet etmeye başladılar. Ne dediler başbakanlığını kaldırmaya kalktılar. arkasından da tek parti gündeme geldi, tek adam iktidarı oldu.
17 yıllık bir iktidarın türkiye'nin hiçbir temel sorununa çözüm üretilmemiştir.
Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok. bir lkişinin can ve mal güvenliğinin olması için yargı olması lazım, hukukun üstünlüğü olması gerekiyor.
Yargı siyasi otoritenin altına girmişse, yargı kararı verirken Saray'a bakıyorsa, o ülkede can ve mal güvenliği yoktur.
Mutfakta yangın var. Sadece yurttaş perişan halde.
Milyonlarca işsiz yaratıldı. Ekonomiyi büyüteceğim diyeceksiniz, 17 yoılda milyonlarca işsiz yaratacaksıznı. Bu işsizlik ne? Mutfaklardaki yangın ne? İşsizlik travması derinleşiyor.
TBMM'nin çatısına çıkıp intihar edeceğim diyen insanları gördük. Büyük sıkıntılar yaşanıyor Ekonomide. Daha acı olan ise Türkiye'nin ekonomisini Londra'daki bir tefeciye emanet ettiler. 17 yılda vergi istediler, vatandaşlar verdi. 17 cumhuriyetin tüm kazanımlarını sattılar. 17 yılda en büyük borçlanmayı yaptılar.
17 yılda dışarıya Türkiye Cumhuriyeti. vatandaşlarının dışardaki tefecilere ödediği vergi 174 milyar 313 dolar.
17 yılın sonunda geldiğimiz nokta şudur, duyuni umumiye borçlanmasıyla karşı karşıyayız. 17 yılda borçlar genel müdrülüğünü kurmak zorunda kaldılar.
Eğitimde geldiğimiz nokta felakat. Çocuklarının eğitiminden şikayet eder hale geldik AKP'liler de olmak üzere. Çocuğu daha iyi okusun diye özel okullara yönlendik. Devlet okullarına güven kalmadı.
Dış politikada da tam bir felaket ile karşı karşıyayız. Dış politikanın milli olması lazım. Dış politikada iktidar muhalefet olmaz, kavga olmaz. Dış politikada tam bir fiyasko yaşıyoruz.
Mısır politikası, Suriye politikası en son Libya politikası. Bunların hepsi ciddi bir sorun. yıllarını dış politikaya veren kişilerin devre dışı bırakılıp, ayakkabı kutularında para çıkanları getirirseniz ne beklersiniz. Rüşvet alanlar nasul ülkeyi temsil etmek için yurt dışına gönderilebilir?
Acı bri gerçek, ama bu atamayı yapanlar utanıyor mu? bu atamayı yapanlar Türkiye Cumhuriyet'nin ne kadar köklü olduğunun farkındalar mı? Öneriler getriyoruz, ama her önerimize siz bu işten anlamazsınız deniyor.
4 örnek vereceğim size, dış politikanın getirdiği aşmazlar var.
Surye ile görüşün dedik. Dinlemediler. Suriye terörist dediler. ama Rusya aldı Suriye ile Türkiye'yi aynı masaya oturtlar. Gittiler Putin'i dinlediler. Türkiye'nin itibarı nerede? Putin'in talimatıyla yaptın
Suriye konusunda konferans düzenleyin dedik. Türkiye çözüm üreten bir ülke olsun dedik. Yine Putin'in üzerine Astana'ya gittiler konferansa katıldılar.
1998 adana mutabakatını uygulayın dedik. karşı çıktılar. Putin söyledikten sonra hatırladılar.
Dedik ki Libya'da taraf olmayın. Birleşmiş Milletleri devreye sokun, çatışmayın barıştırın.
Türkiye'nin dış politikasını kim belirliyor? Açık ve net Putin belirliyor. Dış İşleri bakanlığını devre dışı bırakırsanız, geldiğiniz nokta budur. Egemen güçlerin taşeronluğudur.
Suriye konusunda çok ciddi açmazlarla karşı karşıya kaldık. Tüm iyi niyetmizle dile getirdik. Bir askerimizin bile burnunun knamasını istemiyoruz.
3 milyon 600 bin suriyeli yetmedi. şimdi 1 milyon idlib'li kardeşimiz gelecek. orada görev ypan biri şunu söyledi daha önce suriyeden kaçıp türkiyeye gelenler sadece suriyelilerdi. ama idlibten gelecek olanların tamamı eli kanlı insanlardır, terör örgütünün üyeleridir. asıl bu 1 milyon kişi gelirse felaket o zaman başlayacak.
bir umudu yeşerten bütün halkımıza bir teşekkürü borç biliyoruz. bu güzel iklimi yaşatmak zorundayız ve büyüteceğiz. birlikte yapacağız. Asla karamsar olmayacağız. belediye başkanlarının da başarıya mahkum olmalarını hepimizin bilmesi gerekiyor. Belediye başkanı arkadaşlarıma da söyledim tüm olumsuz koşullara rağmen başarıya mahkumsunuz. tüm baskılara zorluklara rağmen güzel sonuçlar elde ediyoruz.
Samimi diyaloglarını sürdürüyorlar ve sürdürecekler.
Gttiğimiz yerlerde şunlar söylenir, chp hep itiraz eder. bunların doğru yaptığı bir şey yokt mu. türkiye'de halkın ya da devletin lehine gelen bütün düzenlemeler CHP onay vermiştir. AB ile uyum yasalarına chp destek vermiştir, türk ceza kanun'na destek vermiştir. Türkite'nin lehine gelen her düzenlemeye destek verdik. Şu örneği verdim, Sruiyey'i görüyorsunuz 1100 km'lik bir sınır var AKP bi kanun getirdi meclis'e orası mayınlardan arındırılacak ve İsrail'e verilecek. Bugün o topraklar israil'in elinde olsaydı Sruiye ile ilişkilerimiz ne olurdu? Bizim sorunu ortaya koyarken, arkasından da çözümü ortaya koymamız gerke. Aksaray'dkai bütn kardeşlerime şunu söyledim, hangi sorun varsa şundan emin olun, o sorunlarına tamamına çözümümüz vardır.
Bu çözüm eksiktir, yanlıştır bakarız. Ama sorun getirdik çözüm getirmedik yok. Eğridir doğrudur tartışrız. am çözüm getiriyoruz.
Aylık bile alamıyordunuz dedim muhtar arkadaşlarıma. Kimin sayesinde CHP sayesinde.
Aslında normalde Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara cevap vermek gibi bir düşüncem. ama belediyecilikle ilgili bir toplantıda, kendi partisini övüyor doğal olarak, normaldir. İtirazımız yok. Diyor ki kırk yılık siyasi hayatımızda ne çeyrek asırlık belediye tecrübemizde ne de 18 yıllık iktidarlığımız mahçubiyet yaşamadık. chp gibi seçim zamanı vaad yağdıran sonra unutan chp gibi olmadık. Asla olmadık.
Biz verdiği sözlerin arkasında sözünün eri bir partiyiz diyor.
Değerli arkadaşlarım, birkaç örnek vereceğim, bütçe.. 2019un başında bütçeyi getirdiler, açık 80 milyar lira olacka. Damadın getirdiği bütçedir, Saray'ın getirdiği bütçedir. yıl sonu oldu açık 123 milyar oldu.
hani yüzde 5'lik sapma olabilir tamamdır. ama yarısından fazlasıyla nasıl karşı karşıya kalıyorsunuz?