Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
Demokrasi insanların düşüncelerini özgürce söyledikleri, yargının bağımsız olduğu bir yönetimin adıdır. Özgür medyanın olduğu, gücü kontrol ettiği rejimin adıdır. Demokrasilerde aykırı kişiler vardır.Bunların başında sanatçılar vardır. Nasıl yaparlar bazen bir tiyatroyla, türküyle, filmle yaparlar bunu. Ama onlar gücün önünde eğilmezler. Gücün önünde eğilene zaten sanatçı denmez.
Metin Akpınar ve Müjdat Gezen iki değerli sanatçımız. Her ikisinin hem tiyatroda hem sinemada kalıcı eserleri var. İstanbul'da Devekuşu Kabare vardı. Müdavimiydik. Siyasetçiler gelirdi orada kendilerini hicvedenleri izlerdi. Böyle bir anlayışımız vardı.
Efendim kimse beni eleştiremez sen kimsin? Efendim ben cumhurbaşkanıyım iyi de kim sana cumhurbaşkanı diyor. O koltuğa sen meşru bir seçimle mi ggeldin hayır: Koşulları kendi lehine değiştirerek geldin
Kadıköy'de oturanlara kaymak tabaka demişti. Müjdat Gezen de buna 'haddini bil' diye yanıt verdi. Efendim vay nasıl söylenirmiş. Orada beni daha çok eleştirdiler, ben birşey diyor muyum? Bir yanlışımıız vardır elbette dile getirilir. Ama siz buna tahammül edemiyorsunuz, yargıya talimat veriyorsunuz. Hitler de o talimatı veriyordu
Demokrasilerde siyasetçi eleştiriye tahammül edecek. Ne diyor Anayasa Cumhurbaşkanı tarafsızdır diyor. Meclis'te namusu üzerine yemin etti. Sen tarafsız mısın? Hayır AK Parti'nin başısın, benim Cumhurbaşkanım değilsin, 81 milyonun bir kısmının cumhurbaşkanısını
Çıkmış sanatçı müsveddeleri diyor, müsveddenin kim olduğunu merak ediyorsan kalkıp aynaya bakacaksın müsvette kim göreceksin
Siyasetçi ülkeyi yönetmeye talipse her türlü eleştiriye göğüs gereceksin.