CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e "özür dileme" çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, Şimşek'e yönelik olarak ayrıca, "Sözünü tutacaksın, gelip oy vereceksin. Ben de diyeceğim ki, 'bravo" ifadesini kullandı.
Şimşek, 2015 yılında yapılan genel milletvekili seçimlerinde CHP'nin "emeklilere 2 maaş bayram ikramiyesi" vaadi ilgili olarak "Kaynağı açıklasınlar, ben de oyumu CHP'ye veririm" demişti. Davutoğlu da söz konusu vaadi gerçekçi bulmadığını ifade etmişti.
Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, sözlerine 3 Mayıs'ın Dünya Basın Özgürlüğü Günü olduğunu hatırlatarak başladı. Kılıçdaroğlu, "Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, gücü övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa, o gazeteci değildir" dedi.
Türkiye'de gazete sahiplerinin 'atamayla' belirlendiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Gazete sahibinin gazetecilik dışında bir işi olmamalı. Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa o işlevini kaybetmiştir, gazeteci değildir" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin arkasında olduğu belirtilen Fethullah Gülen cemaatini kastederek “Kafamı karıştıran bir konu var. Pensilvanya'dan bir talimat gelip 100 bin kişiyi falan adayın etrafında toplayın der ise ne olur?" şeklindeki açıklamalarına da tepki gösteren Kılıçdaroğlu, CHP seçmenlerine 100 bin imza için çağrıda bulundu. CHP lideri, "Tüm seçmenlere çağrımdır; ilçe seçim kuruluna gidiniz, imzanızı verin" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdulah Gül'ü ziyaretine dair iddianın haberleştirilmesinin ardından Habertürk gazetesinin internet sitesinde yaşanan görev değişikliğine de değinen Kılıçdaroğlu, "Saray Sözcüsü ve Genelkurmay Başkanı’nın Sayın Abdullah Gül’ü ziyaretini küçük bir haber olarak görmüştü bir gazeteci. Bu gazetecinin işine son verdiler. Bu, dünyanın her tarafında haberdir, demek ki yapılan doğrudur. Haber yalan mı, hayır? Peki neden bu gazetecinin görevine son verildi, hangi gerekçeyle? Bunun üzerinde durmak gerekir" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı'nın açıklamalarının satır başları şöyle:
-Bir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, gücü övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa, o gazeteci değildir. Artık atamayla gazete sahipleri belirleniyor. Gazete sahibinin gazetecilik dışında bir işi olmamalıBir gazeteci gücü denetlemek için görev yapar, övmek için değil. Eğer gazeteci güce tapıyorsa o işlevini kaybetmiştir, gazeteci değildir.
-Saray Sözcüsü ve Genelkurmay Başkanı’nın Sayın Abdullah Gül’ü ziyaretini küçük bir haber olarak görmüştü bir gazeteci. Bu gazetecinin işine son verdiler. Bu, dünyanın her tarafında haberdir, demek ki yapılan doğrudur. Haber yalan mı, hayır? Peki neden bu gazetecinin görevine son verildi, hangi gerekçeyle? Bunun üzerinde durmak gerekir.
"Tüm seçmenlere çağrımdır; ilçe seçim kuruluna gidiniz, imzanızı verin"
-FETÖ ile iş tutanlar, seçmenleri suçlama noktasına geldi. Yahu siz FETÖ ile iş tuttunuz. Milliyetçiliği ayaklar altına alan adamlara bakacaksınız. Alparslan Türkeş olsaydı, milliyetçiliği ayaklar altına aldım diyen adamla asla iş tutmazdı. "Seçmenlere bakmamız lazım, FETÖ ayağı var mı yok mu" diyor. Tepedeki adama bak sen kardeşim, FETÖ'cü olup olmadığını nereden bileceksiniz seçmenin. Amaç 100 bin imzayı toplayamamaları. Tüm seçmenlere çağrımdır, ilçe seçim kuruluna gidiniz. İmzanızı verin.
-CHP üyesi olup seçmen listesinde adı olmayanların adını tespit ettik. Örgütlere bildirdik. Diğer partiler de isterse onlar için de aynı katkıyı vermeye hazırız. AK Parti'yi dışında tutmuyorum. İstesinler, onlara da aynı desteği verelim.
-Kamuoyundan gizlendi. Sivil kıyafetlerle gittiler. Bilgilere göre, Abdullah Gül’e ‘Erbakan’ın ölüm yıl dönümü dolayısıyla anma töreni var. Katılmayınız diyorlar. İkinci de cumhurbaşkanı adayı olmayın diyorlar. Demokrasi üzerinde vesayet varsa o ülkede demokrasi yoktur. 28 Şubat’ı, baskıları, siyasi otorite ve iktidara yapılan baskıları çok iyi biliyoruz. Ancak bu konuda kimsede n bir açıklama gelmedi. Efenim, Suriye konusunu görüştüler. Neden şimdi? Sayın Kalın’ın ne ilgisi var? Neden resmi kıyafetle gitmiyorsunuz, sivil gidiyorsunuz. Hadi ona bilgi verdiniz, 10. cumhurbaşkanına niye gitmiyorsunuz. Bu bir askeri vesayet girişimidir. Farkı şudur, askerler kullanılarak sarayın vesayeti demokrasinin üzerine dikilmek istenmektedir. Bunu kabul etmiyoruz. Sayın Abdullah Gül’den de açıklama bekliyoruz. Gitti Erbakan’ın anma törenine katıldı. Nasıl oluyor da Genelkurmay Başkanı kendisini demokrasiyi sonlandırmak ya da gölgelemek için kullandırtır! Eğer silah zoruyla demokrasiyi sona erdirmek için çare arıyorsanız biz göğsümüzü siper etmeye hazırız. Buyrun gelin.
-28 Şubat, 28 Şubat diye kıyamet koparıyorlardı. Niye kopardın o zaman? Askeri kendileri için kullanıyorlardı. Şimdi korkuları sarmış.
-(Ali Fuat Başgir hatırlatması) Sayın Abdullah Gül'e de böyle tehditler yapıldı mı? Ben bunu sormak zorundayım. 57 yıl sonra aynı olay yeniden gerçekleşiyor. Gelip tehdit ettiklerinde Başgir, "Yanlış yoldasınız paşam" diyor. Hatıratında şöyle yazıyor: "Siz demokrasi yolunda yürüyeceğini söylediniz, kazanana bırakacağınızı söylediniz. Ben de kalktım, Cenevre'den geldim. Ben söz verdim, yazılı bir beyanı da imza ettim. Ben sözünden dönen rahmetlerden değilim. Adaylığımı geri almama imkan yoktur. Ancak memleketin söylediğiniz vaziyetlere düşmesine de izin veremem."
-Askeri arkana alarak mı demokrasiyi getireceksin. Kışlaya, adalete, camiye siyaseti sokmayın dedim. Bu ülkenin bütün muhafazakar demokratlarına sesleniyorum, bütün darbelerden şikayetçiydin, darbelere karşı çıktın, mağdurlardan yana oldun, şimdi aynı şekilde darbelere karşı çıkma zamanıdır. 24 Haziran'da sandığa gideceksin; darbeden, diktadan yanaysan Errdoğan'a oyunu verirsin. Değilsen, başka bir cumhurbaşkanını seçeceksin.
-Bizim cumhurbaşkanı adayımız demokrasiden yana olacak, darbelere karşı çıkacak, insan haklarından,i mazlumlardan,, ezilenlerden yana olacaktır. Eşit ve özgür Türkiye'den yana olacaktır. Tarafsız olacaktır, herkesi kucaklayacaktır. Bu olmadığı takdirde söylemlerimizin anlamı kalmaz. Biz onlar gibi değiliz. Söylediklerimizle kalbimiz aynı paraleldedir. Biz çifte standart nedir bilmeyiz. Ahlaksızlık nedir bilmeyiz. Adaletsizlik nedir biliriz ama adaletsizlikle mücadele ederiz.
-Bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum, eğer bu kardeşiniz bu ikramiyeleri dillendirmeseydi siz bir lira bile alamazdınız. Göreviniz namuslu insanlara ve namuslu siyaset yapanlara sahip çıkmaktır.
-İki kişiden özür bekliyorum. Birincisi Ahmet Davutoğlu. Gerçi bir saray darbesiyle alındı görevden ama… Kaynağı nereden bulacaksın diyordu, benden özür dileyeceksin. İkincisi de Mehmet Şimşek. Bunu yapsın CHP’ye oy veririm. Senden bekliyorum Sayın Şimşek. Sözünü tutacaksın, gelip oy vereceksin. Ben de diyeceğim ki, bravo.