Geçen hafta yaptığı "Anayasaya aykırı ama AKP'nin dokunulmazlık teklifine 'evet' diyeceğiz" açıklamasıyla tartışma yaratan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi muhalefete gönderme yaparak, "Diyorlar ki, yargı bağımsızlığı yok, ya sizi hapse atarlarsa. Eğer bu ülkede akademisyenler, askerler, Genelkurmay Başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, demokrasi mücadelesi veren, bağımsızlık mücadelesi veren, Türkiye mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Taksim'de 1 Mayıs tartışmalarıyla ilgili olarak, "Taksim'in işçiler için ayrı bir önemi var. 1 Mayıs 1977'de 34 yurttaşımız hayatını kaybetti. Diyorlarki hem 1 Mayıs'ı kutlamak istiyoruz hem de o arkadaşlarımızı anmak istiyoruz. Diyorlar ki yasak. Mahkeme kararı olmamasına rağmen yasaklıyorlar" dedi. "Bütün dertleri 1 Mayıs'ı nasıl yasaklarım. Sen 1 Mayıs'ı yasaklayamazsın. Dünyada işçiler nasıl kutluyorsa ülkemizdeki işçilerde öyle kutlayacak" diyen Kılıçdaroğlu, "1 milyonu aşkın taşeron işçisi kamuda çalışıyor. AKP emeğin, alın terinin önemini bilmez. Bunların bir eli bağda. Kıdem tazminatına da el atmak istiyorlar. Eğer bu hakkını ellerinden alırlarsa işçi kardeşlerime sözüm var. Sizlerle birlikte meydana ineceğim" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Bütün dertleri 1 mayısı nasıl yasaklarım. Sen 1 mayısı yasaklayamazsın. Dünyada işçler nasıl kutluyorsa ülkemizdeki işçilerde öyle kutlayacak.
Bütün dertleri 1 mayısı nasıl yasaklarım. Sen 1 mayısı yasaklayamazsın. Dünyada işçler nasıl kutluyorsa ülkemizdeki işçilerde öyle kutlayacak.
"Siz güvenliği alın, varsa biri sorgulayın"
Bütün dünyada 1 Mayıs kutlanıyor. Doğal olarak eğer bir kasım emek harcıyorsa o günleri bir bayram olarak kutlamak istiyorsa engel çıkartmamak gerekir. Taksim'in işçiler için ayrı bir önemi var. 1 Mayıs 1977'de 34 yurttaşımız hayatını kaybetti. Diyorlarki hem 1 Mayıs'ı kutlamak istiyoruz hem de o arkadaşlarımızı anmak istiyoruz. Diyorlar ki yasak. Mahkeme kararı olmasına rağmen yasaklıyorlar. Siz güvenliği alın, varsa birisi sorgulayaın yakalayın sorgulayın, yargının önüne çıkarın. Bir itirazımız var mı?
"Söz veriyorum, meydanlara ineceğim"
Gelelim bir başka konuya 2016'da işçilerin geldiği duruma bir bakalım. 1 milyonu aşkın taşeron işçisi kamuda çalışıyor. AK Parti emeğin alınterinin önemini bilmez. Bunların bir eli bağda. Kıdem tazminatına da el atmak istiyorlar. Eğer bu hakkını ellerinden alırlarsa işçi kardeşlerime sözüm var. Sizlerle birlikte meydana ineceğim.
"Mücadeleyse mücadele"
Bütün dertleri 1 mayısı nasıl yasaklarım. Sen 1 mayısı yasaklayamazsın. Dünyada işçler nasıl kutluyorsa ülkemizdeki işçilerde öyle kutlayacak.
Mücadeleyse mücadele, bedel ödemek varsa bedel ödemek, geri adım atmayacağım. İşçinin bedel ödediği yerde milletvekili neden bedel ödemekten çekinsin.
"Size bir hikâye anlatacağım"
Size bir yüzbaşının hikayesini anlatacağım. 6 yıl önce emniyete bir ihbar geliyor. İhbarın konusu şu TSK ile bağlantılı bir çete fuhuş ve casusluk suçu işliyor. Casusluk o ara revaçta olan bir suç. 2 yıl soruşturma yapılıyor 9'u muvazzaf 51 kişi gözaltına alınıyor. Dava açılana kadar 350 kişi gözaltına alınıyor. 2 yıldan sonra savcı iddianamesini hazırlıyor. Saniklar hakkında 2 yılla ömür boyu hapis arasında cezalar istiyor. Tek delil var dijital veriler. Hukuka göre zaten delil değil ama olsun mahkeme benim emrimde diyor. Havuz medyası çarşaf çarşaf yayınladı. Bu davada yargılananlardan birisi de Ersel Ezel. Yüzbaşı Ersel Erel. Ben bir tek TSK'ya ve Jandarma Genel Komutanlığı örgütüne üyeyim diyor.
O yüzbaşı geçtiğimiz haftalarda Güneydoğu'da mücadele ederken ağır yaralanıyor. Ambulans uçakla Ankara'ya sevk edilirken eşi ve çocuğunun da ambulans uçakla Ankara'ya getirilmesini istiyor ama izin vermiyorlar. Davutoğlu da çıkmış ben şehit yakınlarına kurayla iş vereceğim diyor.
Şimdi kalkmış 23 Nisan'ı kutlamayalım diyorlar. Hani bu Meclis kurucu Meclis'ti.
Yolsuzluk dosyalarını kapatanlar terfi ettirildi, davaları açanlar görevden alındı. Bu Avrupa'nın kabul ettiği Türkiye ilerleme raporunda var.
Demokrasi için mücadele ediyoruz sürekli özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülke haline geliyoruz.
Sayın Davutoğlu sana açık çağrım, gelin yasaları birlikte yapalım. Artık ulusüstü kuruluşlar bizi eleştirmesin. Medya özgürlüğü yok demesinler. Açık çek veriyorum Davutoğlu! Hukukun üstünlüğünü savunuyorsan kapımız açık gel sonuna kadar yapacağım.
"İkramiye vaat edilen 3. köprü işçileri paralarını alamıyormuş!"
Az önce bir haber geldi. 3. köprü ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı bunlara ayrıca ikramiye ver demişti. Patron da merak etmeyin dedi. Ama şimdi işçiler paramızı alamıyoruz diyor. Kim söz verdiyse git ondan al demiş. Çok kolay Erdoğan Bilal oğlana diyecek o da anlamadım babacığım diyecek. Sonra oğlum istiflediğin paradan al ver diyecek.
Karaman'da yaşanan olaylardan dolayı en büyük üzüntüyü Karaman'da yaşayan insanlar. Siz anlınız dik yaşayın. Bu ülke Karaman'ı da üniversiteyi de çok iyi biliyor. Karaman bu ülkenin gururudur. Bizim şikayetimiz Karamanlı çocuklara yaptığı zulümdür.
Milletvekili dokunulmazlığının erdemli ve temiz siyasetin önünde engel oluşturulmasına son verilecektir. Hırsızların TBMM'de yeri yoktur diyoruz. Anayasa'da gerekli değişiklikler yapılarak milletvekili dokunulmazlığının sadece kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılması, diğer adli suçların karşısındaki zırhın indirilmesini talep ediyoruz. Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin soruşturmalarının, dönem sonuna uzatılmasını reddediyoruz.
"Rüşvetçi bakanların önüne mi yatacaksın, namusluca dokunulmazlığı kaldıracak mısın?"
Bizim dokunulmazlık anlayışımızda bunların yeri yok. Geçici madde koyalım, dokunulmazlıkları bir seferlik kaldıralım dediler. Namuslu siyaset istiyorsanız, dokunulmazlığı öngören maddeyi yeniden yazalım. Buna hayır dediler, çünkü kirli olanların bizim önerimize evet deme şansları yok. Geçici madde yapalım, peki nasıl yapacağız? Bu döneme ait olup henüz soruşturması başlatılmayan dostlarımız olabilir. Bir seferlik olacaksa o dönemdeki dokunulmazlıkları komple kaldıralım. Bakanların da dokunulmazlığını kaldıralım dedik, bunlar olmaz dediler. Bütün vatandaşlarım gayet iyi bilsin. Ahmet Davutoğlu'nun dokunulmazlığı devam edecek, sen yürekli adamsan, namuslu adamsan neden kendi dokunulmazlığını kaldırmıyorsun? Senin dokunulmazlığın niye devam etsin? Ahlaklıysan çık meydanlara, ben de dokunulmazlığımı kaldırıyorum de.
Binali Yıldırım, hani bu havuz medyasının kasasını idare eden adam. Milyonali'nin dokunulmazlığı kaldırılmayacak, Reza Zarrab'ın önüne yatan adam, Muammer Güler, bunun da dokunulmazlığı aynen devam edecek. Ne yapmıştı bu? 10 seferde 11 milyon rüşvet almıştı. Sen gidip de Reza Zarrab'ın önünde yatan adamı koruma, ayıptır sana yakışmıyor!
700 milyarlık saat vardı, Zafer Çağlayan, 52 milyon dolar rüşvet alan adam adamın önüne yatan adamın önüne yatacak mısın yatmayacak mısın? Yatmayacaksan getir kardeşim.
Bakara Makara diyen, Kur'an-ı Kerim'le dalga geçen Egemen Bağış'ın önüne yatacak mısın yatmayacak mısın?
Sen namuslu adam gibi bunların dokunulmazlığını da kaldıracak mısın, tüm bu hırsızlık yapanların, rüşvet yiyenlerin, yolsuzluk yapanların önüne yatacak mısın?
"Benim dokunulmazlığım var" diyor, dokunulmazlığı kaldırılırsa terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmaktan yargılanacak.
Davutoğlu’na soruyorum, 52 milyon dolar alan adamın önüne yatacak mısın, yatmayacak mısın, yatmayacaksan getir kardeşim. Birisi daha vardı, bakara makara diyen, 3 seferde 1,5 milyon dolar alan Bağış’ın önüne yatacak mısın, yatmayacak mısın? Yürekli adamsan, namuslu adamsan, kul hakkı yiyenlerle mücadele edeceğim diyorsan, birlikte hesap soralım. Bir de Erdoğan Bayraktar vardı, “İstifa edip imzalayın, deklarasyon yayınlayıp beni rahatlatın” diyor dönemin başbakanı diktatör bozuntusu. Çıkıp “Ne yaptıysam senin talimatınla yaptım, edeceksen sen istifa et” dedi. Bunların önüne yatacak mısın, namuslu adam gibi dokunulmazlıkları kaldıracak mısın?
"Her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır!"
Kendi dokunulmazlığı da var. Dokunulmazlığı kaldırılırsa Başbakan terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmaktan yargılanacak. Her şeye rağmen, kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Diyorlar ki, yargı bağımsızlığı yok, ya sizi hapse atarlarsa. Eğer bu ülkede akademisyenler, askerler, Genelkurmay Başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, demokrasi mücadelesi veren, bağımsızlık mücadelesi veren, Türkiye mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır.