CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV ekranlarındaki Çalar Saat programında gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından satır başları şu şekilde:
Başlangıçta vatandaşlara 65 yaş ve üstü sokağa çıkmasın dendi. Bu yanlıştı. 65 yaş ve üstü kişiler evden çıkmayacak ama onun çocuğu çıkacak işini uapacak eve gelince zaten bulaştıracak. Bu akıl dışı uygulamaları anlamak mümkün değil. Mecbur çıkacak insanlar sokağa. Evine ekmek getirecek.
Evinizde kalın biz halledeceğiz denmeliydi, bunlar denmedi.
Strateji üç ayaklı olmalıydı. Sağlık konusunda Bilim Kurulu ne karar veriyorsa ona uyacaktınız.
Alınan kararlara uyulmadı.
Evde kal dendi, sonra herkes evde kalsın diye bir kampanya başlatıldı. Evde tut kampanyası açılması gerekiyordu. Bu kampanyanın getirdiiği bir şey oldu. İşsizlik... Çok sayıda kişi işsiz kaldı. Sadece Cumhurbaşkanlığı kararı ile kapatılan iş yeri sayısı 144 bin 690.
Sizin en azından 3 ay ya da bu iş sona erdikten sonra, burada çalışan işçilerin asgari ücretlerini ben ödeyeceğim denilmeliydi. İşszilik fonunda 130 milyar lira para var. Gündelikçi kadınlar var evlere gidiyorlar, bunlar için önlem alın dedik. Hiçbir önlem alınmadı. Kapatılan iş yerleri için de senin 3 ay kiranı ben ödeyeeceğim denmeliydi.
Dolayısıyla kişi evine rahat kapanabilirdi. Bunlar yapılmadı, bunlar yapılabilseydi daha iyi bir tablo ortaya çıkacaktı.
Çağrı yaptım, ekonomik sosyal konseyi toplayın dedim.
BELEDİYLERİN BAĞIŞ KAMPANYALARININ ENGELLENMESİ
Yardım kanunu ayrı. Belediye kanunu ayrı. Belediyelerin hizmetleri var, hizmetlerden biri de bağışlardır. Belediye kanunlarında yer alıyor, bağışları alma yükümlülüğü var. Belediye hizmet yapar, bu belediyenin görevidir. Her belde başkanı kendi sınırları içerisinde huzurlu insanları görmek ister.
Bunu sadece CHP'li belediyeler için söylüyor aslında. AKP'li belediyeler de yapıyor. Birisi gelip yardım yapmak istiyorsa, ararım belediyeyi yardım yapmak istiyorum derim.
Hangi engeli getirirlerse getirsinler, bizim belediyelerimiz çalışmaya devam edecektir. Bizim beledielerimizde hiçbir çocuk aç kalmayacaktır. Gerekirse kendi maaşını harcayacaktır. Bizim kararımız çok net.
Bağış yapıyorum diye afra tafra yapıyorlar, Gelir Vergisi Kanu'nun 89. maddesinin 10. bendine göre vergi matrahından düşürülecek.Kurumlar vergisi beyannamesine göre, vergi matrahından bağışlar düşecek
Fedakarlık elbette yapılacak ama sorun şu, fedakarlığı kim yapacak? Fedakarlığı yapacak olan devletten milyon dolarlar ile ihale alanlar yapacak.
İsrafın önlenmesi lazım, Kanal İstanbul hayalinden vazgeçmek gerek.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilince kahveci bakıyor ki, gelen sayısı üçü dördü geçmiyor. Çalışan üç kişiden ikisine diyor ki, sizin işine son vermek zorundayım. İki kişi diyor ki, bize maaş verin, ağlıyor. Kahveci diyor ki, tamam sizin ikinize bir maaş veriyorum. O kahveci bugün kapandı.
Geriye para basmak kalıyor çözüm olarak, ancak kontrollü olmalı.
Bir stratejiniz yoksa başarı sağlayamazsınız, strateji neydi. Önce sağlık, bilim kurulunun söylediği kurallara uyulacak, Erdoğan'ın değil. Ta en baştan şunları şunları yapın dedi yapılmadı.
İş yerlerini kapattınız, ama orda çalışan işçiler için hiçbir önlem almadınız. Esnaf için hiçbir şey yapmadınız. 1 milyon 753 bin 213 esnaf var. Getirdikleri önlem şuydu, Halk Bankası'ndan eğer esnaf kredi almışsa bunların ana para ödemeleri, faiz ödemeleri belli bir süre erteleniyor. Kaç kişi oradan kredi aldı 264 bin esnaf. Kaç esnaf vardı? 1 milyon 700 bin. Peki diğer esnaf için bir önlem alındı mı? Hayır. Orada çalışanlar için bir önlem alındı mı? Hayır.
Çiftçi için önlem alındı mı? Hayır. Bu çok ciddi bir risk. Gıda tehlikede.