CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonunda Hatay’a yapacağı ziyaretle ilgili kendisine “postal ve parka gönderelim” teklifinde bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Parka ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum. Bizim vatanseverliğimiz parka ve postal vatanseverliği değildir. Reklam üzerinden vatanseverlik olmaz” sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu haftalık grup toplantısının ardından Meclis’teki makamında bir grup gazeteciyle birlikte gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı. İlk olarak hafta sonu Hatay’a yapacağı ziyaretle ilgili Erdoğan’ın “postal ve parka gönderme” teklifini sorduğumuz CHP lideri, parka ve postalın sol jargondaki anlamına vurgu yaparak yanıt verdi: “Parka ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum, onun haberi bile yok. Gerçekten öğrenciliğimde giydim. Bizim vatanseverliğimiz parka ve postal vatanseverliği değildir. Önce ruh olarak vatansever olacaksınız. Reklam üzerinden vatanseverlik olmaz.” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Hatay Sınır Karakolu’na yaptığı ziyarette, sanatçılara yönelik sert eleştirilerine de açıklık getirerek, aslında “sanatçılarla sınıra gidilmesini değil, şov yapılmasını” eleştirdiğini ifade etti. CHP lideri, “Orada klarnet, eğlence, davul ve zurna yani eğlence olmasını eleştirdim. 52 şehit verdikten sonra ‘Yaylalar’ türküsü, bilmem nelerle falan şov yapıyorsunuz. Ben bunu eleştirdim. Sanatçıların o ortama alet edilmesini de doğru bulmadım” dedi.
Kamuflajlı Erdoğan
Kılıçdaroğlu, “askeri vesayeti yıkma” vaadi ve söylemiyle iktidara gelen ve bunun üzerinden yıllarca oylarını tahkim eden Erdoğan’ın şimdi “kamuflaj giysi”si ile kameralara görüntü vermesini ise şöyle yorumladı: “Saygın hiçbir devlet yönetimi vesayeti kabul etmez ama devleti devlet yapan o devletin kurumlarıdır. Hukukun üstünlüğüne inanmış kurumlarıdır. Ordusu da, Merkez Bankası da, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da, Milli İstihbarat Teşkilatı da.. Bunlar güçlü oldukları ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde çalıştıkları ölçüde o devlet güçlü olur, ekonomisi de güçlü olur. Dolayısıyla demokrasilerde vesayet olmaz. Ama bugün 20 Temmuz darbesinden sonra bir siyasal baskı, Erdoğan vesayeti var. Kimse korkusundan konuşamıyor, yazıpçizemiyor bunu da en iyi medya mensupları bilirler. Ya oto-sansür uyguluyorlar kendilerine ya da daha rahat yazamıyorlar, bu da zaten vesayetin en açık göstergesidir.”
Önce yasa sonra formül
Geçen hafta partili milletvekilleriyle gruplar halinde görüşerek seçimlere dönük görüşlerini alan, önerilerde bulunan Kılıçdaroğlu’na kulislerde konuşulan ittifak formüllerini de sorduk. CHP lideri formülleri somutlama konusundaki kriterinin, Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda yapılacak “uyum düzenlemesi” olacağının mesajını şu sözlerle verdi: “Önce bir yasanının çıkmasını bekliyoruz. Yasa bir çıksın bakalım neyi ön görüyorlar. Hangi amaca dönük bir düzenleme yapılacak görmek lazım.” “Yasa zaten belli değil mi, sizi endişelendiren nedir, 100 bin imza konusu mu” sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Neyse siz bu kadarını bilin. Birden fazla şey var. Kafamızda birden fazla soru var tabii. Sorunları nasıl çözecek, yasayı hangi temelde getirecekler önce onu bir görmemiz lazım” diye konuştu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e perşembe günü yapacağı ziyarette “ittifak” konusunun görüşülüp görüşülmeyeceğini de sorduğumuz Kılıçdaroğlu, bu seferki görüşmenin, yeniden genel başkan seçilmesi nedeniyle bir kutlama ve nezaket ziyareti olacağına vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu, “O konuları sonra ele alırız, çünkü daha yasası gelmedi Meclis’e. Tahmin etmiyorum ittifak konusunun gündeme geleceğini. Belki Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sorunlar konuşulur” yanıtını verirken, ittifak amaçlı görüşmelerin daha sonraki süreçlerde yapılabileceğini vurguladı.
‘BM el koymalı’
Kılıçdaroğlu, Suriye Duma’daki rejimin “kimyasal silah kullandığı” iddialarıyla ilgili “BM’nin el koyması tarafsız bir heyetin gelip sorgulaması lazım. Bu çirkin bir olay önyargılarla çözülecek bir olay değil. Sağlıklı, tutarlı BM’nin raporlarıyla gereğinin yapılması gerekir” önerisinde bulundu.
‘Anket yaptırmadık’
Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, partinin İstanbul adayını belirlemek için anket yaptırdığı yönündeki açıklamalarını anımsattığımızda ise Kılıçdaroğlu, kesin bir dille karşı çıkarak, “Yok öyle bir şey. Öyle bir anket de yok, çalışma da yok. Çeşitli anket kurumlarının çalışmaları var ama biz de sizlerin gördüğü anket sonuçlarına bakıyoruz. Özel bir anket çalışması, hiçbir yer için yapılmış değil” karşılığını verdi. CHP lideri, başta milletvekilleri, parti yöneticileri olmak üzere İstanbul için çok sayıda ismin şimdiden adaylığını ilan etmesiyle ilgili ise “Bu da bizim İstanbul’u kazanacağımızın güçlü dışavurumudur” değerlendirmesi yapmakla yetindi. Yerel seçimler ve adaylık konusunu şimdiye kadar gündemlerine almadıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Ama medyada haber oluyor, ben de merakla okuyorum. Bir milletvekili bir yerde aday olmak isteyebilir. Yerel yönetimleri gerçekten fazla konuşmadık. Orada yerel yönetimlerle ilgili bizim belediye başkanlarımızın olmadığı yerlerde belediye başkanları adaylarımızın önceden belirlenmesinin yarar sağlayacağı söylendi, biz de ona uygun dedik. Asıl konu buydu yani...”