Dünyadaki en büyük sorunların başında gelen insan kaynaklı küresel ısınmaya bağlı oluşan iklim değişikliği nedeniyle dünya daha sıcak bir dönem geçirmeye başladı. Bu yıl sıcaklığın artmasıyla dünyada birçok bölgede sıcaklık rekorları kırıldı.
Hava sıcaklıklarının her 10 yıl, bir önceki 10 seneden daha yüksek olduğu ölçüldü. Dünyada son 8 yıl, alete dayalı sıcaklık ölçümlerinin yapıldığı yıllardan bu yana kaydedilen en sıcak 8 sene olarak kayıtlara geçti.
Dünya genelinde 2022, bugüne kadar ölçülen en sıcak 5. sene, Avrupa'da ise en sıcak 2. yıl oldu.
Nature dergisinde yayımlanan bir makalede, Grönland'ın kuzey kesiminde sıcaklıkların 20. yüzyıla göre 1,5 santigrat derece arttığı, termometrelerin ise son 1000 yıldaki en yüksek sıcaklığı ölçtüğü kaydedildi.
Türkiye, küresel ısınmadan etkilenen ülkelerin arasında yer alırken, 2022 yılı öncekilere göre daha sıcak ve kurak geçti. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmesi sebebiyle 2022 yılının Aralık ayı, son 52 yılın "en sıcak aralık ayı" olarak kaydedildi.
Birçok ilde sıcaklıklar ocak ayında mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Bu durum beklenen yağışların oluşmasını engelleyerek, kuraklığına da neden oluyor.
Uzmanlar, Türkiye'de küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle ilerleyen dönemde kış aylarında bahar havasının daha çok görüleceğini ifade ediyor.
"Kuraklık önümüzdeki yıllarda sıklığını daha da artıracak"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı ve Meteoroloji Mühendisi Adil Tek, yaptığı açıklamada, iklim krizinde temel nedenin enerji problemi olduğunu, bu çözülmeden iklim krizinin de çözülemeyeceğini söyledi.
Dünya enerji piyasasının yüzde 80'ini fosil yakıtların oluşturduğunu belirten Tek, "Eğer enerjiyi hala fosil yakıtlardan üretmeye devam edersek, Paris Anlaşması'nda öngörülen, sıcaklık artışının 1,5 derecenin altında tutulması mümkün görünmüyor. Çünkü hala fosil yakıtlar kullanıyoruz. Sıcaklık artışında karbondioksit en önemli faktör. Bunun için yenilenebilir enerji kullanmamız lazım." dedi.
Tek, bu durumun sıcaklığı arttırdığını, bazı bölgelerde aşırı sıcaklık ve yağışlar gibi farklı olayların meydana geldiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"İklim değişikliğiyle ilgili bazı öngörüler var, atmosfere salınan sera gazlarının miktarına bağlı olarak. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) yayınlamış olduğu 6. Değerlendirme Raporu var. Bu raporda yayınlanmış bazı haritalar var. Özellikle Meksika Körfezi'nden başlayıp Atlantik boyunca Akdeniz'in doğusuna kadar bizi de de içine alarak uzanan bölge boyunca yağışlarda ve toprak neminde azalma, sıcaklıklarda artış bekleniyor. Bu değerlendirme raporlarına baktığımızda bugünkü durumla birebir örtüşüyor. Yaşadığımız kuraklık, önümüzdeki yıllarda sıklığını daha da artıracak. Yani kış ayında bahar havası yaşanabilir. Şu anda çok önemli bir kuraklık içinden geçiyoruz. Son 4 aydır özellikle Marmara, Batı Karadeniz, Ege'de yağışlarda yaklaşık yüzde 60 azalma var. Bunların sıklıkları daha da artacak görünüyor. Önümüzdeki dönemden kastım da 3, 5, 10, 20'li yıllarda. Bunu, daha da uzatabiliriz."
Marmara ile Ege Bölgesi ve Batı Karadeniz'de bu yıl şubat ile mart aylarında yağışların ortalamaların altında kalacağını vurgulayan Tek, "Yine sıcaklıklar ortalamanın üzerinde olacak. Sıcak günlerin sayısı soğuk günlere göre daha fazla olacak. Mevsimsel iklim tahminleri bunu gösteriyor. Önümüzdeki günlerde bir kar yağışı, yağmur bekleniyor. Bunun barajlara etkisi yüzde 10, yüzde 20 olarak yansıyacak. Yaza kurak gireceğiz. Tedbirler için geç kalınmış durumda. Bununla ilgili tüm kurumların beraber çalışarak gündemde tutması gerekiyor." diye konuştu.
"Sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde sürmesini öngörüyoruz"
İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve Meteoroloji Mühendisi Güven Özdemir ise Türkiye'nin uzun süredir yüksek basınç sistemi etkisi altında olduğunu, bunun sıcaklıkları etkilediğini söyledi.
Sıcaklıkların anormal şekilde mevsim normallerinin üzerinde devam ettiğini dile getiren Özdemir, "Ülkemizde Afrika üzerinden gelen bir sıcak hava filtresi var. Bu hava kütlesi, mevsim normalleri üzerinde sıcaklıkla yurdumuzun etkisi altına alıyor." diye konuştu.
Özdemir, kış ayında bahar havası yaşanmasının sistemlere göre normal olmadığını anlatarak, "Son 10 yılın en kurak mevsimini yaşıyoruz. Aralık ve ocak ayı sıcak olarak geçti. İklim krizi, sıcaklıkların global olarak artmasına neden oldu. Dünya atmosferinde cereyan eden hava olaylarının dengesinde bir farklılık oluşmaya başladı. Bu farklılığın önüne geçilmezse bu durum artarak devam edecek." değerlendirmesini yaptı.
"Kış kısalacak, yaz daha uzun olacak"
Fosil yakıt kullanımının önüne geçilmediği takdirde sıcaklıkların her geçen gün daha da artacağının altını çizen Özdemir, şunlar kaydetti:
"Çünkü karbondioksit, karbonmonoksit ve metan gazı, atmosferde artıyor. Bu da güneşten gelen ışınların yardımıyla radyasyonla birlikte atmosfer içerisindeki sıcaklığın artmasına neden oluyor. Her geçen yıl daha sıcak geçmeye aday. Sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde devam etmesini öngörüyoruz. Sıcaklıkların artışı önümüzdeki yıllarda bu şekilde giderse iklim değişikliklerini de göreceğiz. Karadeniz Bölgesi'ndeki yağışlı hava ama güney tarafta daha sıcak, daha kurak. Üretimde azalma, bunları göreceğiz. Maalesef kış ayları biraz kısalacak, yaz ayları biraz daha uzun olacak."
trt haber