Ramazan'da Budist ve Hindular normal hayatlarına devam ederken farklı inançlara mensup insanlar arasında büyük bir hoşgörü hakim. Ancak Müslüman olanların açık alanda yemek yemesi veya oruçluları rahatsız edecek bir hareket yapması kesinlikle yasak. Bu dinen olmasa da hukuk kuralları çerçevesinde kesinleşmiş bir Ramazan yasası. Ramazan'da alenen yemek yiyenler polis tarafından tutuklanıyor ve yasaların gerektirdiği cezayı alıyor. İşte bu amaçla caddelerde polisler, özellikle pazar yerlerinde oldukça faal. Ancak bu polislerin yanında sivil oruç polisleri var ki oruç tutmayan Müslümanları asıl yakalayan onlar. Bu polisler sivil ancak resmi polis gücü destekli. Bazen belli mekanlara Ramazan zamanında baskınlar da yapabiliyorlar. Ancak bu zamanı kimse bilmiyor ve dahası bu polisin nerede nasıl karşınıza çıkacağı da belirsiz. O nedenle Müslüman olan ve oruç tutmayan kişiler aleni yerlerde ve insanların arasında kasten oruçluları rahatsız edecek hareket yapamazlar. Yani oruç tutmayan Müslümanlar rahat değil. Bu durumu Rahayu Mecit şöyle değerlendiriyor: "Eğer bir kişi alenen yer veya içerse sivil polisler onu mahkemeye götürür ve mahkeme ona bazı tavsiyelerde bulunur. Ramazan'da yapılmaması gerekenleri hatırlatır. Herhangi bir ceza vermez. Ancak bir daha yakalanıp mahkemelik olunursa bu defa ceza alır ancak bu sadece para cezasıdır. Ceza tutarının ne kadar olduğunu kimse bilmez, 100 ile 300 Ringgit arasında değişebilir. Bence Ramazan ayında müslüman bir kişinin alenen diğerlerini rahatsız etmesi cezalandırılmalı. Yani polisin yakalamasını doğru buluyorum. Çünkü oruç tutanlara bir saygı olmalı. Bu ceza sadece Müslüman olanlar içindir. Müslüman olmayan kimse polis tarafından yakalanamaz. Müslüman olan bir kişinin açıkta yemek yemesi veya sigara içmesi diğer oruç tutanlara bir saygısızlıktır. Müslüman olanlarla olmayanlar görünüşten bilinebilir. Hindu olan bir kişiyi herkes bilir veya Budist olan insanı tanımak kolaydır. Müslüman olanı da tanımak kolay. Eğer Müslüman doğduysa bir kişi, Ramazan'da ne yapıp yapmayacağını bilmeli. Bu insanın içinde olan bir şey. Bazı şeylerin hissedilmesi gerekiyor." Derken, yaşlı bir Müslüman olan Shahrizad Bt Saidul Haj da Ramazan'da polisin yaptığı bu uygulamayı beğeniyor ve onaylıyor. Ona göre Ramazan ayında açıkta yemek yiyenler ceza görmeli. Saidul Haj şöyle diyor: "Ben Ramazan ayında insanların Müslüman olanları rahatsız etmelerini istemiyorum. Bana karşı değil ama bu bir insanlık göstergesidir. Müslüman olmayan oruç tutmayabilir ancak açıkta diğer oruç tutanları rahatsız ederse cezalandırılmalı. Bu noktada polisin yaptığı yakalama işini onaylıyorum. Bence oruç tutmayan Müslümanlar diğerlerine saygısızlık yaptıklarında ceza almalı. Burası Malezya ve Müslüman olarak buna önem vermeliyiz."

Malezya'da bayram alışverişi ise başlamış durumda. İnsanlar alışveriş merkezlerini doldurmaya başladı. Bugünler daha önemli çünkü kalabalık halk içinde Müslüman olup da oruç tutmayan bir kişi yemek yer veya içerse bu büyük bir saygısızlık olarak görülüyor ve bu kişiler polis tarafından yakalıyor. Hatta bir rivayete göre oruç tutanları rahatsız edenler bir hapishane aracına konulup şehirde dolaştırılıyormuş. Böylece halka gösterilip onun utanması sağlanıyormuş. Bu durumu da Malezya kültürüyle bağdaştırmak gerek deniyor.