Konuya ilişkin söz alan Zafer Çağlayan, Konuşsunlar çok fazla aldırış etmiyorum. Dakikalardır konuşuyorlar" dedi. Diğer milletvekillerinin sık eleştirilerde bulunması üzerine Çağlayan konuşmasını devam ettiremedi. Bunun üzerine, TBMM Başkanvekili Meral Akşener, görüşmeye, 10 dakika ara verdi.
 
 AK Partili milletvekilleri tarafından verilen 4 eski bakana ilişkin soruşturma önergesine ilişkin iddialara cevap veren AK Parti Milletvekili Zafer Çağlayan, “Türkiye’de taş üstüne taş koyan her işadamına özel kalemimi tahsis ettiğim doğrudur. Bu suçsa kabul ediyorum” dedi.
AK Parti Grubu’nun teklifi üzerine toplanan TBMM Genel Kurulu’nda 17 Aralık operasyonu çerçevesinde istifa eden 4 bakana ilişkin verilen soruşturma önergesinin görüşmeleri yapılmaya başlandı. AK Parti’nin verdiği soruşturma önergesine ilişkin ilk olarak önergede ilk imzası bulunan AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, konuşma yaptı.
Ardından kürsüye gelen eski bakan Zafer Çağlayan, savunma yapmak için 10 dakikalık sürenin yetmeyeceği kaydederek, daha fazla süre istedi. Ancak gruplar arasında uyuşma sağlanamadığı için kabul edilmedi.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener’in yürüttüğü oturumda konuşan Çağlayan, ilk olarak “Gizlilik kararı olan bir dosyaya ilişkin konuştuğumuz için suç işliyoruz’ diyerek şöyle devam etti:
“Ama öncelikle şunu belirtmek isterim ki, beni bilen bilir. 6,5 yıl bir çoğunuzla illerde ve diğer çalışmalarda birlikte olduk. Her bir iş adamıyla ilgilendim. Sözde yolsuzluk iddialarında, benim özel kalemimi iş adamlarına tahsis ettiğim söyleniyor. Bunu kabul ediyorum. Türkiye’de taş üstüne taş koyan herkese kendimi amade ettim. Bu suç ise bunu kabul ediyorum.
Zor olan şudur ki benim ve oğlum asılsız iddialarla suçlanmaktayız. Bu asılsız iddialara cevap vermek istiyorum. Bu güne kadar bazı diline dolamış olduğu saat olayını açıklamak istiyorum. Bu güne kadar gizlilik kararı nedeniyle açıklama yapamadım. Bu saati şahsım aldım ve ödemesini yaptım. Genel kurul huzurunda anlatıyorum, tarafımca alınmış ve parası tarafımca ödenmiş ve mal beyanımda bulunmaktadır.
Size soruyorum, rıza sarrafın suçlu olduğunu nerden biliyorsunuz. Ben umreyi de kendi cebimden ödedim. Geçin bu işi , bu işten size ekmek çıkmaz. Hac gibi umre gibi dini konuların böyle asılsız iddialara konu yapılması çok üzücüdür. Gelelim Gana’dan gelen uçaktaki altın iddiası. Beyanı tamamlayamadığı için gümrük tarafından bağlanmıştır. Daha sonra bu belgeler tamamlanmış ve Dubai ye gidilmiştir. Bu konuda ilk işlem gümrük müfettişlerince yapılmıştır. Bu konuya ilişkin yapılan soruşturmaya müdahale etmemiş, soruşturmaya gerek olmadığı ortaya çıkmıştır. Ortada 1 liralık bir kayıp yoktur.
Ortada tipik bir yargısız infaz vardır. Halkbank bir yanda kamu sermayesi olması nedeniyle. Bu iddialar 4 müfettiş tarafından incelenmiştir. Rapor burada savcılık soruşturması kapsamında ihracat incelenmiş ve faturaları ve beyannameleri bulunduğu belirlenmiştir.”