Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,1385
EURO
38,2322
IMKB
10.028,000
ALTIN
2.914,610
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
MECLİS AÇILDI, GÜL HÜKÜMETİ UYARDI
MECLİS AÇILDI, GÜL HÜKÜMETİ UYARDI
 
TBMM'de bugün yeni yasama yılının açılışı yapıldı. Açılış konuşması yapan Cumhubaşkanı Gül'ün gündemi ekonomiydi...
 
1.10.2008 - 16:10
Cumhurbaşkanı Gül, TBMM’nin yeni yasama yılı açılış konuşmasında dünyadaki ekonomik krizden, AB sürecine, yeni anayasa çalışmalarından, yolsuzlukla mücadeleye kadar pek çok konuya değindi.

Cumhurbaşkanı, küresel ekonomik krizin etkilerine karşı hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi. Gül “Bugün dünya ekonomilerinin içinde bulunduğu krizi, ülkemiz için bir fırsata dönüştürmemiz gerek. Türkiye ekonomisinin, son küresel gelişmelerden belli ölçüde etkilenmesi doğal. Ekonomimizi daha da dayanıklı kılacak ve ülkemizin potansiyelini tam olarak harekete geçirecek adımların zamanında atılması önemli” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında şunları söyledi:
“Yeni Yasama Yılının açılışı münasebetiyle, dünyamızın ve ülkemizin içinde bulunduğu şartlarda önem ve öncelik taşıdığına inandığım bazı konularda, fikirlerimi paylaşmak istiyorum.

KÜRESEL MALİ KRİZ
Güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dünyada yaşıyoruz. Küresel işbirliği ve gelişme fırsatlarıyla gerginlikler ve krizler aynı anda ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla, uluslararası alanda tanımlanmasında dahi güçlük çekilen belirsizliklerin ve buna bağlı bir güvensizlik duygusunun yaşandığı bir dönemden geçmekteyiz.

Yaşanan küresel ekonomik ve siyasi sıkıntılar, sosyal, kültürel ve dini aşırılıkların ve çatışmaların uluslararası gündemde yeralmaya devam etmesine yol açmaktadır.Uluslararası koşullarda ulusal hedeflerimizi gerçekleştirmek ve uzun vadeli çıkarlarımızı korumak için milletçe her zamanki gibi müteyakkız olmamıza ihtiyaç vardır. Bugün dünya ekonomilerinin içinde bulunduğu krizi, ülkemiz için bir fırsata dönüştürmek suretiyle aşmamızın mümkün ve gerekli olduğuna inanıyorum. Tabiatıyla, ekonomik ve sosyal politikalarımızda bu yolda uyarlamalar yapma ihtiyacı ortadadır. Bugün dünyanın içinde bulunduğu büyük ekonomik bunalım karşısında kazanımlarımızın korunması ve yitirilmemesi gereğine bir kez daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Zira, küresel krizin dünya ekonomilerini bir süre daha etkisi altında tutacağı açıktır.

TÜRKİYE BELLİ ÖLÇÜDE GELİŞMELERDEN ETKİLENECEK
Dışa açık ve dünya ile bütünleşmiş ekonomimizin, son küresel gelişmelerden belli ölçüde etkilenmesi doğal karşılanmalıdır. Nitekim, Türkiye’de de büyüme, enflasyon, faiz oranları ve hisse senetleri fiyatları gibi temel büyüklükler, kendi iç sorunlarımızın da katkısıyla, küresel gelişmelerden etkilenmiştir. Bununla birlikte, krizin kapsamı ve derinliği dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin geçmiş dönemlerle kıyaslanmayacak ölçüde dayanıklılık kazandığının da altını çizmek gerekir.

FIRSATLAR ÇIKABİLİR
Bu ortamda, bir yandan mevcut kazanımlar korunurken, diğer yandan ekonomimizi daha da dayanıklı kılacak ve ülkemizin potansiyelini tam olarak harekete geçirecek adımların zamanında atılması büyük önem taşımaktadır. Ekonomi alanında gerekli tedbirlerin gecikmeksizin alınması ve koordinasyonun güçlendirilmesi, sonuç olarak öngörülebilirliği arttıracaktır. Öngörülebilirliğin olduğu bir ortam ise, bugünün dünyasında sakin liman arayan girişimciler ve sermaye için çekici bir ortam sunacaktır. Özellikle ülkemizin çevresindeki büyük sermaye birikimleri ve krizlere beraber baktığımızda, Türkiye’yi yatırım yapılacak güvenli bir ada haline getirebiliriz. Yeter ki, evimizin içini reformlarla düzene koymaya devam edelim.

TARIM VE ENERJİ
Kriz dönemlerinde doğru politikalar izleyen ülkelerin, dünya ortalamalarına göre daha yüksek performans göstermeleri ve gelişmiş ülkeler ile farklarını hızla azaltmaları mümkün. Türkiye’nin dünyada yaşanan krizi fırsata dönüştürebileceği önemli alanlardan biri gıda güvenliği ve tarım sektörüdür. Önümüzdeki dönemde, bu potansiyeli harekete geçirecek şekilde, uzun vadeli yapısal dönüşüm çalışmalarının yoğunlaştırılması temel bir öncelik olmalıdır. Küresel gelişmelerin gündeme taşıdığı bir diğer temel sektör, enerjidir. Enerji, ekonomik büyümemizin sürdürülmesi, rekabet gücümüzün arttırılması, çevrenin korunması, ulusal güvenliğin ve uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturtulması ve AB’ye üyelik sürecimiz açısından çok boyutlu olarak değerlendirilmesi gereken bir alandır.

KÜRESEL ISINMA
Küresel ısınmanın ülkemizi ve insanlarımızı önümüzdeki dönemde ciddi şekilde etkilemesi beklenmektedir. İçinde bulunduğumuz coğrafya böyle bir riskle karşı karşıyadır. Bu durumla yaşamayı öğrenmemiz ve ihtiyaç duyulan önlemleri uluslararası işbirliği çerçevesinde almamız lazımdır.
Gelecek yıllarda, Kyoto sonrası süreçte, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bu sorunun çözümü konusunda yaşanacak müzakerelere bütün ilgili kurumlarımızla hazırlanmalıyız. Başta Çevre ve Orman Bakanlığı ve TSK olmak üzere kamu kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, TEMA, ÇEKÜL, Doğal Hayatı Koruma Derneği gibi sivil toplum örgütlerinin, firma ve vatandaşların bu alandaki katkılarını takdirle not etmek isterim.

ÜNİVERSİTELER VE YÖK
Çağımızın gereği olan bilgi ekonomisine geçişin temelinin üniversiteler olması gerekir. Üniversitelerin ayrıca, eğitim ve araştırma faaliyetlerine odaklanmalarına ve bunları dinamik bir şekilde gelişen toplumsal ve ekonomik hedefler doğrultusunda gerçekleştirmelerine ihtiyaç vardır. Bu husus tüm üniversiteler için geçerli olduğu gibi, yeni kurulan üniversitelerimiz için bir kat daha önem taşımaktadır. Özellikle yeni kurulan üniversiteler doğru başlangıç yapmalıdır. Ayrıca, kalkınmakta olan bölgelerde kurulan üniversitelerin bölgelerine yatırım çekme anlamında da önemli katkılarda bulunmalarını bekliyorum. Bu vesileyle, öteden beri kamuoyumuzda haklı bir şekilde tartışılan ve rektör atamaları münasebetiyle tekrar gündeme gelen Yüksek Öğrenim Sistemi’nin iyileştirilmesi konusunda bütün ilgili kurumları öneriler geliştirmeye davet ediyorum.

AB POLİTİKALARI
Öncelikle Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne artık sadece bir aday ülke değil, katılımcı ülke konumunda olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Dolayısıyla, AB ile devam etmekte olan tam üyelik müzakerelerimizin sağlıklı biçimde ilerlemesini temin etmek, toplum olarak bir önceliğimiz olmalıdır. Müzakerelerin başarıyla sonuçlanması ise, ülkemizin bu süreci partilerüstü bir anlayışla sahiplenmesine, çok sayıda reformu kısa bir zaman dilimine sığdırmasına bağlıdır.

BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER GÜVENCE ALTINDA OLMALI
Siyasi kriterler alanında atılacak adımlar sadece bir mevzuat değişikliği olarak algılanmamalıdır. Bunlar aynı zamanda bir zihniyet değişimini beraberinde getirmelidir. Bu çerçevede, özellikle bireysel hak ve özgürlükler en geniş manada güvence altında olmalı, yasal düzenlemelerin uygulanmasında demokratik anlayış belirgin bir şekilde gözetilmelidir. Yasal düzenlemeler kadar, yargı ve temel haklar alanında yapılması gereken reformlar da Avrupa Birliği sürecini yakından ilgilendirmektedir. Bu alanda da, ilgili tüm tarafların aktif katılımı şarttır.

Öngörülen yargı reformu, sadece demokratik standartlarımızı yükseltmekle kalmayacaktır. Ülkemizde öngörülebilirliği ve istikrarı pekiştirecek, şeffaflığı arttıracaktır. Böylece, kalkınma çabalarımıza da sağlam bir zemin oluşturacaktır. Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda hazırlanmakta olan Ulusal Program herkesin katkısıyla şekillenmeli ve hızla hayata geçirilmelidir.

AB İÇİN ADIMLAR SÜRATLİ BİÇİMDE ATILMALI
Tarama sürecini bitirdiğimiz ve fasılları fiilen açmaya başladığımız bu dönemde elimizde hazır bir yol haritası vardır. Yapılması gerekenler bellidir. Kendi haline bırakarak sürecin arzu edilen hızda ilerlemesini sağlamak ve Türkiye’yi AB’nin 2014 mali perspektifine hazırlamak mümkün değildir. Atılması gereken adımlar sürekli ve süratli biçimde atılmalıdır. TBMM’nin bu süreçle ilgili yasaları öncelikli olarak ve özel gündemle ele alması önemlidir. Hatta bu vesileyle AB Uyum Komisyonu’nun güçlendirilmesinin çok yararlı olacağı kanaatindeyim.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
1982 tarihli Anayasamızın tadilatı veya yeni bir Anayasa hazırlanması konusunda canlı ve kapsamlı bir tartışmanın yıllardır sürmekte olduğunu görüyorum. Yüce Meclis’in, başta siyasi partiler olmak üzere, toplumun bütün kesimlerinin katkılarından yararlanarak en mükemmel anayasal düzenlemelere ulaşacağından şüphem yoktur. Milletimiz, Anayasa tartışmalarının sağlıklı bir sonuca ulaşmasını sağlayacak tarihsel birikim, tecrübe ve olgunluğa sahip bulunmaktadır. Neredeyse 20 yıldır gündemde olan bu tartışmalar çerçevesinde, toplumun hemen her kesiminin kamuoyuna sunmuş olduğu çeşitli taslaklar, öneriler ve fikirler, yapmış olduğu uyarı ve talepler esasen mevcuttur.

Yeni Anayasal düzenlemelerin geçmişteki tecrübelerden ders alınarak yapılması doğaldır. Ancak, yeni düzenlemelerin öncekilerden çok daha ileride olması da beklenecektir. Bu düzenlemelerin dünyanın 21. yüzyılda geldiği koşulları esas almak suretiyle, çağımızın sosyal ve politik gerçeklerine uygun bir anlayışla tasarlanması önemlidir. Ayrıca, bu çalışmaların hızlı teknolojik-bilimsel gelişmeleri de hesaba katan uzak görüşlülükle yürütülmesinin büyük önem taşıdığı görüşündeyim.

YENİ ANAYASA HER KESİMİ KAPSAMALI
Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmamızı güçlendirecek biçimde, dışlayıcı olmayan, kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olması elzemdir. Temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını kuvvetle teyit eden bir nitelikte olması, yeni anayasal düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Biliyorsunuz, Türkiye, başta BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi olmak üzere, yolsuzlukla mücadele konusundaki başlıca uluslararası sözleşmelere TBMM’nin kabul ettiği yasalarla taraf olmuş, bu çerçevede uluslararası yükümlülüklere girmiş bulunmaktadır.
Ülkemizde saydamlık düzeyinin yükselmesine olan ihtiyaç devam etmekle birlikte, toplumumuzdaki demokratikleşme ve modernleşmeye paralel olarak, mevzuatımızda yapılan yenilikler sonucunda, bu alanda tedrici ve göreceli de olsa, bazı iyileşmeler olduğu bir gerçektir.

Bağımsız bir kurum olan ve dünyada referans olarak gösterilen Uluslararası Saydamlık Kurumu’nun her yıl yayınladığı veriler incelendiğinde, Türkiye’nin bu endeksteki notunun ve sıralamadaki yerinin, mütevazı ölçülerde de olsa, giderek yükselmekte olduğu görülmektedir. Bu mütevazı iyileşmede, mevzuatımızdaki uyarlamaların yanısıra, başta TBMM, Hükümet, ve Muhalefet, Yargı ve basın-yayın organları olmak üzere bütün kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın duyarlılığı etkili olmuştur. Türk özel sektörünün kendisini bu alandaki çağdaş ölçütlere uyarlamasındaki başarısı da bunda rol oynamıştır. Gelinen nokta bir iyileşmeye işaret etse de, bunun yeterli olduğunu söylemek tabiatıyla mümkün değildir. Bu eğilimin geriye doğru gitmesi ise, hiçbir şekilde kabul edilemez bir gelişme olacaktır.

TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadele konusunda kararlılık esastır. Ancak demokrasiye inanç ve bağlılık, topyekun bir sosyo-ekonomik kalkınma anlayışı terörü besleyen kaynakları ve terörün zeminini büyük ölçüde zayıflatacaktır. Bu suretle sağlanacak başarı, herkese şiddetle ve terörle bir yere varılamayacağını en iyi şekilde anlatacaktır. Bizim için esas olan toplumsal barışın sürekli kılınması ve bütün vatandaşlarımızın devletine aidiyet duygusunun pekiştirilmesidir


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


KAMER GENÇ'TEN GÜL'E PROTESTO

MECLİS'TE SICAK BAYRAMLAŞMA

ERYILMAZ: "VİCDANIM TEMİZ"
»  "KÜÇÜKLER EL FENERİYLE, BÜYÜKLER DENİZ FENERİYLE"
»  TÜZMEN'DEN UYARI GİBİ AÇIKLAMA
»  BAYRAMLAŞMAYAN TEK PARTİ
»  GÖLDEKİ YEŞİL CESETLERİN SIRRI
»  YÖK BAŞKANI, DSP'Lİ VEKİL'E RANDEVU VERMEDİ
»  YARGITAY'DA BİR İLK
»  DİYARBAKIR'DA ÇATIŞMA, 1 ASKER ŞEHİT
»  ERGENEKON'CULAR, AÇIK GÖRÜŞTE
»  YUNAN AMİRAL'DEN TARİHİ İTİRAF
»  DSP'DE SARIGÜL SESLERİ
»  "AKP,HALA BENİM HIRSIZIM DAHA İYİ ANLAYIŞINDA"
»  KANUNİ'NİN ÖĞRENMEK İÇİN CAN ATTIĞI SIR NEYDİ?
»  ABD'DEN TÜRKİYE'YE'YE ERMENİ DESTEKÇİSİ BÜYÜKELÇİ
»  YARGITAY, CÜNEYT ZAPSU'NUN AÇTIĞI DAVAYI REDDETİ
»  KRİZDE BANKA BATARSA KREDİ KARTI BORCU NE OLUR
»  CHP'NİN İSTANBUL ADAYI KILIÇDAROĞLU MU?
»  DENİZ FENERİ SORUSU BAKAN ŞAHİN'İN KİMYASINI BOZDU
»  GÜL'Ü KURTARMA KILIFI BÖYLE BULUNDU
»  İŞTE TATLI VE BÜYÜK RANT DİYE BUNA DENİR
»  KARİZMAYI ÇİZDİREN HAYRETTİN HOCAYA SORU YAĞIYOR
»  YENİ YASAMA YILI YARIN BAŞLIYOR
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.