Aktütün saldırısının ardından bugün de Hakkari'de 5 askerin şehit olması, terörle mücadelede yeni önerileri de beraberinde getirirken, TBMM'de konuyla ilgili soruları cevaplayan DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un açıklamalarına tepki göstererek, "Açıklama yapacaklarına kendi zihniyetlerini sorgulamaları lazım. Şiddetle, çatışmayla, savaşla Kürt sorunu çözülemez. Hat, hötle de çözülemez. Dolayısıyla yeni bir zihniyete, sivil siyasete ihtiyaç var. Demokratik kriterlere herkesin bağlı kalma zorunluluğu vardır. Yoksa herkes akan kandan sorumludur" şeklinde konuştu.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit ise, hükümetin kararlı bir terörle mücadelesi olmadığı için bu olayların yaşandığını savunarak, terörün finans kaynakları kesilmediği, propaganda araçları yok edilmediği sürece terörle mücadele edilemeyeceğini bildirdi. Geçmişte terör sıfır noktasına getirilirken 56. hükümetin Med TV'yi susturduğunu, PKK'nın Avrupa'daki para kaynaklarına el konulduğunu hatırlatan Macit, bugün Roj TV'nin sürekli yayın yaptığını ve hükümetin gücünün bu televizyona yetmediğini söyledi. Macit, "Hükümet terörle mücadelede zaafiyet içinde. Başarısızdır, beceriksizdir. Bütün önerilere kulak tıkayarak, kendi bildikleri doğrultuda giderek, lafla Türk milletini oyalıyorlar" diye konuştu. CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı da şunları söyledi:
"Bizim birbirimizle mücadele etmek yerine terörle sıkı bir mücadele vermemiz gerekiyor. Terörle bu sıkı mücadeleyi götüren kurumlara dönük daha duyarlı davranmamız gerekiyor. Terör belli ki daha uzun süre Türkiye'nin başını ağrıtmaya devam edecek. O nedenle bizim üzülmenin yanı sıra, öfkelenmenin yanı sıra serinkanlı şekilde teröre karşı mücadeleyi kararlılıkla götürmenin yollarını bulmamız gerekir. Bu mücadeleyi götüren kurumlara dönük de çok daha duyarlı olmalıyız."
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise, hükümetin demokrasi söyleminin arkasına saklanarak terörü ihmal ettiğini öne sürdü. Terörün insanları öldürmeye devam ettiğini kaydeden Ersin, "İnsanların sabır sınırını aştı. Mutlaka bir önlem almak lazım. Ayak sürüyerek terörle mücadelede başarı kazanmak mümkün değil" dedi.
"BİLMEYENLER GİDER, BİLENLER GELİR VE BU MESELE BİTER"
MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir de, milletvekilliğinden çok tecrübelerine dayanarak bazı önerilerde bulunacağını bildirdi. Bu meselede en önemli konunun siyasi irade olduğunu dile getiren Özdemir, terörü önleyecek olan kurumun hükümet olduğunu vurguladı. Terörün önlenmesinin başka yerlere havale edilmemesi gerektiğini kaydeden Özdemir şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu görev TSK'nın değil öncelikle hükümetin, İçişleri Bakanlığı'nın, valilerin, kaymakamların görevidir. Eğer sınır ötesinde harekat varsa bu da TSK'nın görevidir. Yasalarda böyledir. Böyle olmasına rağmen İçişleri Bakanı'nın taziye mesajı yayınlamanın ötesinde bir şey yaptığını göremiyoruz. Aktörler yerli yerine oturacak. Jandarma ile emniyet teşkilatı o bölgedeki valilerin emrindedir. Bunlara her türlü destek verilerek konuların üzerine hassasiyetle gidilecektir. Özel harekat timlerini belirli yerlere çıkaracaktır. PKK terör örgütü ülkemizden toprak istemektedir. Bunları da çevredeki uzantısı olan örgütlerle destekleyerek büyük bir Kürt devleti kurmak istiyorlar. Bizden de toprak istiyorlar. Türk heyetinin gidip Barzani'yle görüşmesi son derece yanlıştır. Barzani bizim muhatabımız değildir. Barzani o bölgedeki bölücülüğün başıdır. PKK terör örgütünün önlenebilmesi için kesinlikle Barzani'ye gerekli ders verilmelidir. Hükümet bu meselelere sadece demokrasi getiriyorum bahanesiyle meseleyi önleyemez. O bölgelerde ciddi bir şey varsa gerekirse olağanüstü hal uygulayacaktır. Gerekirse belli yerlerde TSK'yı kullanmak istiyorsa o bölgelere sıkı yönetim getirecektir. Sıkıyönetim getirmeden, olağanüstü hal getirmeden TSK'yı bu şekilde kullanmak yanlıştır. Normal zamanda hükümet bu tedbirleri alacaktır. Bu meseleleri bilenler vardır. Bilemeyenler gider, bilenler gelir ve bu mesele biter."