Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal, bir çok ülkenin parlemontosunda kabul edilen ve Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde bir engel olarak önüne koyulmaya hazırlanan sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı ilk kez çok ciddi bir adım attılar. İki lider ortak imzalarıyla bir mektup kaleme alarak hem bu iddiaları sert bir dille yalanlarken hem de Sözde Ermeni soykırımı iddialarına kaynak teşkil eden Blue Book'un (Mavi Kitap) Büyük Biritanya Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası'nın üyeleri tarafından propoganda amaçlı olarak yazıldığının kabul edilerek ilan edilmesini istediler.
Başbakan Erdoğan ve CHP Lideri Baykal'ın ortak imzasıyla, TBMM adına yazılan 6 sayfalık mektup, Büyük Biritanya Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası üyelerine gönderildi. Mektupta, sözde Ermeni soykırımı iddialarına kaynak teşkil eden Mavi Kitabın, Türk halkına karşı anlayışsızlığın ve düşmanlığın güçlenerek sürmesine yol açtığı ifade edilerek, bu kitabın o dönem yazılan savaş propogandası amacı taşıdığının kabul edilmesi istendi. 1916 yılında yazılan Mavi kitabın 'Yönlendirme kitabı' olarak yayınlanması kararını Parlementoların aldığını göz önünde tutulmasının istendiği muktupta, Büyük Britanya Parlementosu tarafından bu kitabın tarihi bir belge olarak geçersiz ve asılsız oluduğunu ilan etmek suretiyle ortak tarihin bu önemli kısmına açıklık getirilmesi istendi.
Büyük Britanya Parlementosu ve hükümeti tarafından kamuoyuna Büyük Britanya Parlementosu Mavi Kitaplar Külliyatı çerçevesinde yayımlanan Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere Uygulanan Muamele 1915-1916 adlı kitabın, 1. Dünya Savaşı'nda "Wellington House"daki İngiliz Savaş Propaganda Bürosu tarafından hazırlandığı ve propoganda malzemesi olduğu ve kitapta yer alan Osmanlı Ermenileri'nin isyanı ve buna karşı Osmanlı Devleti'nin almış olduğu önlemlere ilişkin bilgilerin mesnetsiz ve güvenilir olmadığının bizzat Avam ve Lordlar Kamarası tarafından dile getirilmesi istendi. Mektupta, Mavi Kitabın 'savaş propogandası' oldunu bizzat kitabın yazarının Arnold Toynbee'nin kendisinin bile itiraf ettiğine vurgu yapıldı.
Erdoğan ve Baykal'ın kaleme aldığı mektupta, tarihten örnekler verilerek sözde ermeni soykırımı iddialarının geçersiz olduğuna vurgu yapıldı. Mektupta, tarihsel gerçekler bir bir ortaya konarken, 1. Dünya Savaşı'nda İngilizlerin Almanları ve Türkleri vahşet yapan millet olarak gösterdiği ancak daha sonra alınan kararla Almanlar bu katogoriden çıkarılırken, Türklerin hala bu olumsuz süreçten çıkarılmadığına işaret edildi. Mektupta bu süreç şöyle ifade edildi:
"1. Dünya Savaşı sırasında kurulan İngiliz savaş propogandası için kurulan Wellington House'un müttefik devletlerin ve Amerika'nın savaşa girmesi amacıyla Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu'nun aleyhine bir kamuoyu dezenformasyonu kampanyası yapmaya başladı. Wellington House, bu amaçla biri "Alman Vahşeti", diğeri de "Türk Vahşeti" hakkında iki önemli rapor hazırlanmıştır. Türkler hakkında ki rapor, Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere Uygulanan Muamele 1915-1916 başlığı ile kitap halinde yayımlanmış ve bu kitaba Mavi Kitap olarak atıfta bulunulmaya başlandı. Her iki rapor da savaş propoganda bürosunda uzman olarak çalışan Arnold Toynbee tarafından yazılmış ve İngiltre'nin ABD Büyükelçisi Viscount Bryce imzasıyla yayınlanmıştır. 2 Aralık 1925'te Lordlar kamarasında bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Sir Austin Chamberlain, Viscount Bryce'ın "Alman Vahşeti" adlı raporunun asılsız bir savaş propogandasından ibaret olduğunu açıklamıştır. ancak aynı şekilde asılsız savaş propogandasından birşey olmayan Mavi Kitap hakkında böyle bir açıklama yapılmamıştır."
Ortak imzalı mektupta şu görüşler ifade edildi:
-Aşağıda imzaları bulunan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tüm üyelerini oluşturan bizler, Büyük Britanya Parlamentosu ve Hükümeti tarafından kamuoyuna, Büyük Britanya Parlamentosu Mavi Kutaplar külliyatı çerçevesinde yayınlanan, "Osmanlı İmparatorluğu'nda ermenilere uygulanan muamele 1915-1916" adlı kitabın 1. Dünya Savaşı'nda "Wellington House"daki İngiliz Savaş Propaganda Bürosu tarafından hazırlanan bir propaganda malzemesi olduğunun ve söz konusu kitapta yer alan Osmanlı Ermenilerinin isyanı ile buna karşı Osmanlı devleti'nin almış olduğu önlemlere ilişkin bilgilerin mesnetsiz ve güvenilir olmadığının açıklanmasını talep etmekteyiz.
- Savaş Propagandası bürosu Osmanlı İmparatorluğu'nun tahrip edilmesini ısrarlı bir şekilde 1. Dünya Savaşı’nın temel hedefi olarak göstermeye çalışmıştır. Bu projeye, "Türkler gitmeli"(Türkler'in Avrupa ve Anadolu'dan Orta Asya'ya sürülmesi anlamında) adı verilmiştir. Türkler'in Ermenilere "İnsanlık dışı muamele uygulamalarına ve katliam yaptıklarına" inandırmak ve Amerikan kamuoyunda yeterli tepki yaratmak suretiyle Amerika'nın savaşa katılması amaçlanmıştır.
- Büyükelçi Viscount Bryce'in imzasını taşıyan Mavi kitap güya, "Osmanlı askerleri veya vatandaşları tarafından ermenilere karşı yapılan katliamlara ve diğer vahşete" ilişkin olarak 150 görgü tanığının anlattıklarına dayanmaktadır. Mavi kitap görünürde, "Kişileri Osmanlı misillemesinden korumak amacıyla", "Görgü tanıklarının" gerçek isimlerini açıklamamakta ve bu kişilere kod adlarıyla atıfta bulunmaktadır. Bu 150 kişiden 59'unu misyonerlerin, 52'sini Ermeni aktivistlerin ve 7'sini de isyancı Ermeni Taşnak liderlerin oluşturduğunu ortaya koymuştur. Geri kalan 32 kod adına gelince, bunlar ya tamamen uydurma kişilere aittir, yahut da aynı kişinin başka bir kod adıyla tekrardan gösterilmesi sonucu Mavi Kitap'ta yer ayrılmıştır.
-1920 yılında İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından 144 Osmanlı devlet adamı ve görevlisi Ermenilere karşı vahşet ve katliam yaptıkları iddiasıyla mahkemeye sevk edilmek üzere tutuklanmış ve Malta Adası'na gönderilmiştir. Sanıkları suçlayacak hiç bir belge, kanıt, güvenilir "görgü tanığı" bulunamayınca İngiltere Kraliyet başsavcısı 29 Temmuz 1921 tarihli kararıyla kanıtların yetersizliği nedeniyle davanın görülemeyeceğine ve sanıkların serbest bırakılmasına karar vermiştir.
Erdoğan-baykal imzalı ortak mektupta yanıtlanması istenen sorular ise şöyle sıralandı:
-Malta Sürgünlerini mahkum etmek için neden 1916'da yayımlanan Mavi Kitap'ın içerdiği kanıtlar kullanılmadı?
-Toynbee'in Mavi kutap'ı yazarken dayandığı kaynaklardan derhal yararlanmak imkanı varken bunlar neden dikkate alınmadı?