Vural, Parlamentoda düzenlendiği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin dünkü TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
“İstanbul'da 11 kişinin öldüğü olayla ilgili sanki kendisi sütten çıkmış ak kaşık” ifadesini kullanan Vural, “Zannedersin Fransız Bakan. İş güvenliğini benim mi sağlamam gerekiyor orada? Kalkmış, 'iş güvenliğinin göz ardı edilmesini kabul edemeyiz' diyor. Tedbir almıyorlar, denetim yok. Yazık, günah” diye konuştu.
Hayatını kaybeden iki işçi için olayın yaşandığı gün sigorta girişi yapıldığının dün bir milletvekili tarafından Genel Kurulda açıklandığını anımsatan Vural, “Siz de insaf, vicdan var mı? Kim kimi koruyor? Maden kazasından ölenler için 'kader' diyeceksin, bak hala Maraş'ta cenazeler göçük altında. Artık hukuk yok. Gücü gücü yetene, tablo budur” görüşünü ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı Orgeneral David Petraeus ile görüşmesine de değinen Vural, şöyle devam etti:
“Yabancı istihbarat kuruluşları Başbakanlığı kevgire çevirmiş. Adam sormaya gelmiş herhalde, 'biz birlikte çalışmıyor muyuz' diye. Neden görüşüyorsun? Ne işin var? Sen siyaset adamısın. MİT Başkanı ile görüş. Gölge CIA ile asıl CIA, Başbakan ile bakanlar arasında mekik dokuyor. Ülkelerde darbeler planlayan CIA'nın başkanı ile Başbakan'ın doğrudan ilişki kurması sorgulanması gereken bir husustur.
Başbakan, 'telefonla talimat alan bir hükümet yok' diyor. Egemen Bağış, TÜSİAD'a gidiyor, 'bir telefon etseniz yeter' diyor. Sonra Obama telefon ediyor, Suriye politikası değişiyor, tak, şak. Bu lafa kargalar gülüyor.”
“AKP ile CHP birbirinin değirmenine su taşıdı”'
Başbakan Erdoğan'a, “Sen MHP'yi anlamazsın, bilemezsin” diye seslenen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Senin, Genel Başkanımızın konuşmalarını anlayacak kapasiten yok. Sen eline tutuşturulan 2 kağıt parçasını okuyorsun. Ne dediğini, ne yaptığını bilmiyorsun.
AKP ile CHP, birbirlerinin değirmenine su taşıyarak, eğitim gibi hayati konuyu siyasi gerilim malzemesi haline getirmeyi başardılar. 28 Şubat'ın 8 yıllık kesintisiz eğitime ilişkin tavsiye kararları o zaman ki hükümet tarafından tasarı olarak getirildi. Sen de yürek varsa o zaman bu teklifi tasarı olarak getirseydin. Hesaplaşacaksan, milletin iradesini kullanacaksın. Getiremezsin, çünkü sen de 28 Şubat'ın ürünüsün. 28 Şubat'ta MHP iktidarda yoktu, sen belediye başkanıydın. Ne yaptın? Darbelerin ürünü olanların, bu darbelerin mağdurlarına söyleyecek bir sözü olamaz.
Biz siyaset hayatımız boyunca milletin vagonunda olduk hep, onun istikametinden ayrılmadık. Sayın Başbakan, sen hangi emperyalist projelerin vagonuna bindin? 10 yıldır inip binmediğin vagon, dolmuş kalmadı. AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyorum; Brüksel-İmralı-Kandil istikametine giden vagona binmek için sıraya giren biz değiliz.”
Vural, ikinci kademe eğitim sırasında Kuran'ı Kerim, ilmihal bilgileri, Hazreti Muhammed'in hayatı, aile hayatı gibi konuların yer aldığı derslerin tüm öğrencilere verilmesi gerektiğini belirterek, “Bu derslerin dinini, diyanetini öğrenmek isteyen herkese açık olması gerekiyor” dedi.
“Uzlaşma komisyonu faydalı olur”
Vural, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, “Anayasa Uzlaşma Komisyonu, Mayıs ayından itibaren yeni anayasa yazımına başlayacak. Bu gergin ortamda, bunu başarabilirler mi?” sorusuna Vural, “Bu milletin ortak değerleri ekseninde sorunları çözebilecek bir anayasa yapılma sürecine pozitif anlamda katkı ve görüşlerimizi bildirmeye devam edeceğiz. Ne kadar tartışma olursa olsun, bu millet bizim için siyasetten daha önemlidir” yanıtını verdi.
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun teklifine ilişkin bir başka soru üzerine Vural, “Komisyon üyelerimiz şiddet kullanılarak engellendi. Bu toplantı meşru mudur? Başbakan da tebrik ediyor. Görüşme mi yapıldı bu komisyonda? Hangi görüşmeyi tebrik ediyor” dedi.
“Başbakan, '2 hafta sonra Genel Kurula gelecek' diyor” hatırlatması üzerine Vural, “Gelsin bakalım. Geldiği zaman ne yapacağımızı görürler. Herhalde ringler hazırlanmış. Kim kimi döverse onunki geçecek. Biz Evren Paşalara pabuç bırakmadık, ona mı pabuç bırakacağız? Anladığı dilden yanıt veririz. Sayın Başbakan'ı uyarıyorum; MHP'ye sökmez. Genel Kurulda bizim çizdiğimiz 1 metrelik sınıra girmeyin” diye konuştu.
Bir başka gazetecinin, “Meclis Başkanı'nın eğitim teklifine ilişkin bir uzlaşma komisyonu kurma yönünde düşüncesi olduğu yazıldı. Siz üye verir misiniz?” sorusunu Vural, “Uzlaşma komisyonu kurulması faydalı olur. Gelin, bunu görüşelim. Partiler anlaşsın. Bakın Ticaret Kanununda yaptık. Kurallar belirlensin. Bu kurallar çerçevesinde komisyon toplantısı devam etsin. Henüz böyle bir öneri gelmedi. 'Yanlışın neresinden dönülürse kardır' deniliyorsa buna da katkı sağlarız” şeklinde yanıtladı.
“Zaman aşımı...”
Sivas davasında 6 kişinin dosyasının zaman aşımına uğramasıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken Vural, şöyle konuştu:
“Adaletin tecelli etmemesinden hepimizin rahatsız olması lazım. Gönül, adalet yerini bulsun isterdi. Maalesef olmadı. Zaman aşımı Türk adaletinin kanayan yarası haline geldi. Bu konuda Başbakan'ın, 'hayırlı olsun' ifadesi var. Nasıl bir hayır çıkardığının kendisine sorulması lazım. Bizim arzumuz, adalet terazisinin hakkı ve adaleti bulmasının temin edilmesidir. Yargı süreçlerinin hızlandırılmasını, suçluların ya da şüphelilerin arınıp da bulunamadığı bir Türkiye olmasın istiyoruz. Aranıyor, bulunamıyor. Suçluyu takiple ilgili Türkiye'nin bir reforma ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.”
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in bugün yaptığı açıklamada, MHP'ye yönelik bazı sözleri olduğunun hatırlatılması üzerine Vural, “Çelik'in bu açıklamaları, AKP'ye oy veren insanları da kırmıştır, rencide etmiştir. AKP milletvekillerinden birinin de soyadı 'Türkeş'tir. Alparslan Türkeş'in oğludur. Dolayısıyla, bu yönden de bakıldığında MHP'ye dil uzatma hadsizliğine düşmemesi gerekiyor. Faşizmi bunlar iyi bilirler” açıklamasında bulundu.
Öte yandan MHP Genel Başkanı Mehmet Şandır, daha önce duyurduğu basın toplantısını iptal etti.