Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,6383
EURO
39,8878
IMKB
10.841,000
ALTIN
3.516,660
 
Hava Durumu ANKARA
11 / 24 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
MUHSİN YAZICIOĞLU HAKKINDA ŞOK İDDİA "ÖLÜM EMRİNİ O VERDİ"
MUHSİN YAZICIOĞLU HAKKINDA ŞOK İDDİA  ÖLÜM EMRİNİ O VERDİ
 
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na Org. Cömert atanınca gözler Muhsin Yazıcıoğlu'na çevrildi. Yazıcıoğlu'nun Org.'in kardeşini öldürdüğü iddia ediliyor...
 
4.9.2005 - 14:17

Murat Yetkin Yazıyor....

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Yenişehir'de, Tuna Caddesi'ndeki makam odasında, bozkurt tablosu altında konuşurken gergindi.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na yeni atanan Orgeneral Faruk Cömert'in, 1978'de siyasi cinayete kurban giden öğretim üyesi Bedrettin Cömert'in kardeşi olduğunun öğrenilmesiyle adı yeniden gündeme gelmişti. Avrupa'daki Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu eski lideri Lokman Kondakçı'nın, Bülent Ecevit'in İçişleri bakanlarından Hasan Fehmi Güneş'e söylediği bir bilgi, Cömert'in ölüm talimatının dönemin Ülkü Ocakları Derneği Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu tarafından verilmiş olduğu yolundaydı ve arşivlerde duruyordu.

Yazıcıoğlu, Türkiye'nin kanlı siyasi kutuplaşma ve kavgalardan geçtiği 1975-1980 yıllarında Ülkü Ocakları'nın önce başkan yardımcılığını, sonra başkanlığını üstlenmiş, derneğin silahlı eylemlere karıştığı gerekçesiyle kapatılması üzerine, devamı sayılan Ülkücü Gençlik Derneği'ni kurmuştu. ÜOD başkanlığı yaptığı dönemde yardımcısı, daha sonra adı çok sayıda siyasi cinayete ve Avrupa'da kaçak bulunduğu yıllarda uyuşturucu kaçakçılığına da karışan, 1996'da Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı idi. Yazıcıoğlu, 12 Eylül askeri darbesi sonrası gözaltına alındı, on binlerce kişi gibi ağır işkenceden geçti, cezaevindeki 7.5 yılının 5.5 yılını hücrede geçirdi. Askeri mahkemeden ceza almadan ayrıldı.
Yazıcıoğlu anlatıyor:

  • Mahkemede Lokman Kondakçı'ya sorulmasını istedim, bilgisinin nereye dayandığını. O dönemki koşullara göre benim yapmış olabileceğimi düşünmüş. Bana telkinin Ramiz Ongun'dan geldiği söylenmişti. Onu da sordum. MHP'nin o dönem gençlikten sorumlu müşaviri olması nedeniyle öyle düşündüğünü söyledi. Bir vehimden kaynaklandı bu iddia. Güneş İçişleri Bakanı idi, devlet imkânları elindeydi. 12 Eylül'den sonra çok şey ortaya çıkarıldı. Bu da çıkarılabilirdi.
  • Bedrettin Cömert'in öldürülmesine gelince, kesinlikle böyle bir talimat vermedim. Cömert'i tanımam, etmem, bilmem. Bu olayın gerçekleşmesinden sonra ismini duydum. Bu olayla ilgim yok. Geçen bu kadar süreden sonra, bugün böyle bir şeyi gerçekleştirmiş bile olsaydım, üzüntünün ötesinde, gençlik yıllarının o günkü şartlar altında yapılmış bir yanlıştır diyecek kadar da yürekliyim. Yürekliyim diyorum, çünkü kardeşi Hava Kuvvetleri Komutanı oldu; bir husumet mi olur diye düşünmüyorum. Komutanımızı yeni görevinden dolayı tebrik ediyorum, ülkeye hayırlı olmasını diliyorum. Can Dündar, 'Bir törende karşılaşırsa el sıkışırlar mı?' diye sormuş. Benim elim temiz, eli temiz herkesle tokalaşırım.
  • Bu noktada Yazıcıoğlu'na şunu sormak kaçınılmaz: O dönemki siyasi cinayetlerden sorumlu pek çok ülkücü vardı. Yardımcısı Çatlı, başta Bahçelievler'de 7 TİP'linin öldürülmesi olmak üzere siyasi cinayetlerden aranıyordu. Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz, ülkücülerin kontrolündeki Site Öğrenci Yurdu'na yaptığı baskında silah bulunmasının ve MHP'li İhsan Kabadayı'nın Meclis'te Öz'ü hedef alır konuşmasından birkaç gün sonra öldürülmüştü. Keza Cömert, Hacettepe Üniversitesi'nde ülkücülerden kuşkulanılan 10 kişilik bir hedef listesinde adının yer almasından birkaç gün sonra öldürülmüştü. Bunlardan habersiz miydi? Örneğin Çatlı ile hiç mi konuşmamışlardı? Doğan Öz'ün öldürüldüğü haberi geldiğinde ilk tepkisi ne olmuştu?
    Yazıcıoğlu anlatıyor:
  • Savcı öldürüldüğünde doğrusu ilk olarak 'Bu olay bize ne kadar bulaşır? Buradan bizim hareketimize bir şey gelir mi?' diye düşündük. Öz ile ilgili çok propaganda vardı. Ali Arınak diye bir öğrencinin işkenceli sorgusuna katıldığı ve kafasını duvara vurduğu için öğrencinin hafızasını kaybettiği yolunda yayın yapılıyordu. Bir tahrik ortamı oluşmuştu. Bu nedenle 'O da o öğrenciye şunu yapmıştı' denmiştir herhalde. Doğan Öz'ü öldürenin İbrahim (Çiftçi) olmadığını biliyorum. O dönemdeki taze bilgilerimize göre, İbrahim okulundaki havalı yaşayışıyla bu işi üzerine çekmiş. Zaten beraat etti. Kim olduğunu bilmiyorum ama, İbrahim değildi.
  • Bakın, neden durmadan Bahçelievler olayı gündeme getiriliyor diye sormuyorum ama, o günlerde Adana'da bir evde 6 ülkücü öldürüldü, basın bir kere bile yazmadı. Sağcısı da, solcusu da bu memleketin insanı değil mi? Bahçelievler'i ilk duyduğumda 'Türkiye nereye gidiyor?' diye sordum kendime. Ülkücüler, kurumsal kimlik olarak, hiyerarşi içinde karar alarak böyle bir eylemi gerçekleştirmemişlerdir.
  • Çatlı ile bağımız Bahçelievler olayında adı geçince koptu. Yurtdışına gitti. Biz de cezaevine girdik. O günden sonra 'görüşmezdim' demiyorum ama, şartlar olmadı. Cezaevindeyken haber geldi. Artık yurtdışına çıkmadan önce mi, sonra mı, devlet Çatlı ve çevresindekilerden ASALA'ya yönelik eylem istemiş. ('Devlet kim?' diye sormam üzerine) O dönem ihtilal yönetimi var; istihbarat birimlerinin istediği söylendi. Diplomatlarımız saldırı altındaysa, devlet tabii ki kendini koruyacaktır, ama bunu meşru güçleriyle yapsın, diye düşündük. Çünkü bize sorguda, mahkemede 'Devleti korumak size mi düştü?' diye soruluyordu. Onay vermedik, ama onlar bu işe girdi, hatta (DHKP-C lideri) Dursun Karataş'a yönelik bir teşebbüsleri de oldu. (Uyuşturucu bağlantısını sormam üzerine) Oraya gidiyorlar, dil, çevre bilmiyorlar. Birileri kalacak yer, iş veriyor, operasyon olunca dil bilenler sıyrılıyor, bunların üzerine kalıyor. Bize gelenler bu ifadeler.
  • Türkiye'nin bu sürece ABD tarafından sokulduğuna inanıyorum. ABD Ortadoğu'da, petrol kaynakları üzerinde etkisini göstereceği bir düzenleme peşindeydi.
    O nedenle Türkiye'de tek kişiye dayanan bir yönetim düşünülmüştü. Düşünün ki sıkıyönetim vardı, mahkemeler çalışıyordu. 79'da beni götürdüler, kollarımdan tavana astılar, cereyan verdiler, işkence gördüm. 11 Eylül'e kadar her taraf kan gölüydü, 12 Eylül'de her şey nasıl bitti? Ben bunu askere ya da bir kuruma yüklemiyorum. Hem insafsızlık olur, hem mantıksızlık olur. Ama Türkiye sürüklenirken görevlerini yapması gerekenler yapmadı. Siyasetçilerin, askerlerin, emniyetçilerin, hukukçuların, herkesin müsteşerek sorumluluğu var.
  • Türkiye bir yere sürükleniyordu derken bir örnek vermek istiyorum. Bize ara sıra bir yerlerden bilgiler, adresler, fotoğraflar gelirdi; işte tehlikelidir, komünisttir diye. Eminim devrimcilere de benzeri raporlar giderdi. Biz bunların nereden geldiğini bilmezdik. Mesela bir ara Beşevler'deki Akademi'de Atilla diye sol görüşlü bir öğrencinin adı hızla yayılmaya başladı camiada. Fotoğrafları geliyor, bilgileri geliyor. Sonra vuruldu o öğrenci. (Şimdi Gazi Üniversitesi olan Ankara İktisadi İdari İlimler Akademisi öğrencisi Atilla Acartürk'ün Şubat 1978'de öldürülüşünden söz ediyor. Tanıklar, Halkın Kurtuluş grubuna dahil olan Acartürk'ün grup içindeyken, doğrudan kendisine yönelik ateş sonucu öldüğünü söylüyorlar) Bizim cephede ise, Aydınlık gazetesinde ismi yayımlananların bir süre sonra vurulduğu görülüyordu. Şair İsmail Gerçeksöz böyle öldürülmüştür.
  • Bizim de sorumluluğumuz var. Ben 'Bizi cami avlusundan toparlayıp getirdiler, bir şey yapmadık' demiyorum. Kavga ettik. Kullanıldık kelimesi bana itici geliyor, çünkü sağda da, solda da o dönemin gençliği idealleri uğruna sokağa döküldü, ama istismar edildik. Türkiye'yi, ABD'de 'Bizim çocuklar yaptı' denilen 12 Eylül noktasına getirmek isteyenler istismar etti. Sonra baktık, eski siyasetçiler yerlerini almış, ihtilalci askerler dokunulmazlık zırhına bürünmüş, yetkililer soruşturmaya uğramamış. O dönemin tek mağduru, o dönemin gençliğidir, bedeli biz ödedik.
  • Mamak Cezaevi'nde, hücrede dört kişiydik. Devrimci Yol yöneticisi Nasuh Mitap, Dev-Genç Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, ben ve bir de ODTÜ'lü Fatih diye bir genç. Mehmet Ali bana 'ODTÜ boykotunu neden kırdınız?' diye sordu.
    Ben de 'Siz neden boykota gittiniz?' diye sordum. O bana 'Vietnam katili Kissinger Türkiye'ye gelecekti, onun için gittik' dedi. Ben, 'Biz sizin bunu bahane ederek okullarda kontrolü alacağınızı düşünüyorduk' dedim. Onlar da bizim Amerikancı olduğumuz için boykotu kırdığımızı düşünüp, öyle propaganda yapmışlar. Okulda boykot yapacaklarına Kızılay'da miting yapsalar Kissinger'a karşı, belki biz de katılırdık. Okulları, mahalleleri, ülkeyi paylaşmadık ama, dört kişi 2.5 metrekare bir hücreyi paylaştık.
  • Yaşasalardı Türkiye'ye faydası dokunacak canlar gitti sağdan da soldan da. Keşke bunlar yaşanmasaydı. Toplum hiçbir şeye tepki göstermeseydi demiyorum. Keşke kavga olmasaydı. İyi değerlendirilirse bunlar yeni nesile ders olur.
    Muhsin Yazıcıoğlu'nun söyledikleri bunlar. Bazı sorulara yanıt vermiyor. Bazılarına, ne kadar ısrar ederseniz edin, kaçamak ya da dolaylı cevap veriyor. Geçmişe ilişkin ortaya çıkarılmayı bekleyen hâlâ çok gerçek var. Her gerçeğin altında, en azından Hava Kuvvetleri Komutanı Cömert'inki kadar derin bir trajedi yatıyor. Türkiye bu kâbustan geçti. Yeni kâbuslar görmemesi için herkese sorumluluk düşüyor.


  • Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
      Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


    Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
     

    Bu haber henüz yorumlanmamış...

      Bu kategorideki diğer haberler


    TERCÜMAN'IN YAZARLARI VEDA ETTİ... 'BUGÜN'DE YOKLAR

    "TOROĞLU YOKSA BEN DE YOKUM"

    TRT FOKUR FOKUR KAYNIYOR!
    »  MİLLİYET VURDU, HÜRRİYET İLANLA AKLADI!!!
    »  MURAT ÇELİK, BUGÜN GAZETESİ'NİN ANKARA TEMSİLCİSİ OLDU
    »  IRAK'TA BİR GAZETECİ DAHA ÖLDÜRÜLDÜ
    »  IRAK'TA BİR GAZETECİ DAHA ÖLDÜRÜLDÜ
    »  RADİKAL'DEN VATAN VE SABAH'A 'SORUMSUZLUK' SUÇLAMASI
    »  DEMİRÖZ'ÜN TORPİL LİSTESİ ELİNDE KALDI!!!
    »  AMERİKALI ASKERLER HABERCİLERİ VURDU BİRİ ÖLDÜ
    »  HABER SEN'DEN TELEKOM'A ÜÇÜNCÜ DAVA
    »  CİNER'İN TERCÜMAN'I 'BUGÜN' OLUYOR
    »  DOĞU TV UYDU YAYINA GEÇTİ
    »  RTÜK'E BÜLENT ERSOY ŞİKAYETİ
    »  ERTEGÜN, STAR TV'NİN Mİ PEŞİNDE?
    »  TRT'YE GENEL MÜDÜR ARANIYOR
    »  TRT'DEN RADYO BİNASI YIKILMAYACAK AÇIKLAMASI!
    »  MEHMET YILMAZ DOĞAN GRUBUNA GERİ DÖNDÜ,HEMDE DAHA GÜÇLÜ !
    »  SABAH'TAN TAKVİM'E GELİN
    »  EMEKTAR GAZETECİ YARDIM BEKLİYOR
    »  YENİ ŞAFAK'A YENİ GENEL YAYIN MÜDÜRÜ
    »  STAR MEDYA GRUBU'NIN SATIŞLARI ERTELENDİ
    »  "KURTLAR VADİSİ" YUNANİSTAN'DA!!
    »  PATRONSUZ GAZETE KAPANIYOR
     
      ÇOK OKUNANLAR
      YAZARLAR

     
    EMİN VAROL
     
    GAZETEC? ACI S?YLER !

     
    Ercan Deva
     
    Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

     
    MURAT ŞAHİN
     
    Matematik Ucuzlugu

     
    Cahit Saraçoğlu
     
    100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
      ÇOK YORUMLANANLAR
      ANKET
    Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
    Recep Tayyip Erdoğan
    Kemal Kılıçdaroğlu
    Muharrem İnce
    Diğer
     Sonuçları göster   
     
     
    RSS

    Add to Google
    Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.