Erkan Mumcu'nun değerlendirmesi şöyle:
"Bu doğruları bugün törensel nitelikte bir toplantıda söylemek yerine başkanlığının dördüncü yılını tamamladığı bir süreçte çoktan söylemiş olması gerekirdi. Söylemiş olması da yetmez. Bu ve ilgili başka konularda inisiyatif almalıydı.
Sayın Hüsamettin Cindoruk’un TBMM Başkanlığı dönemi bu konuda çok iyi bir örnektir. O gün ve daha sonra da çok partili ve dağınık bir Meclis kompozisyonunda başlatılan girişimler ve başarılan ilerlemeler hatırlandığında; ne bugünkü Başkanın ne de mensubu olduğu AKP grubunun neden ve kimden şikayet ettiklerini anlamak mümkün değildir.
Sayın Başkan ve kendisini bu göreve seçen AKP grubu sadece söylemek ve şikayet etmek makamında değildirler. Çok partili demokrasi tarihimizde benzeri görülmeyen bir çoğunluğa sahip olabilmiş bu grubun; Meclis kürsülerinin demeç ve şikayet makamları olmadığını aksine irade, cesaret ve icraat mevkileri olduğunu anlamalıydılar.
Meclis ve ulusal egemenlik gücü tartışılırken Meclis’in yürütme gücü yani hükümet karşısındaki aczi ve denetim yetkilerinden feragat etmiş olması asla konu dışı bırakılamaz. Sayın Başkanın arzu ettiği demokratik düzeni işletecek bir Meclis’in; en başta gelen görevinin yürütmeden yani hükümetten yolsuzluk ve israfın hesabını sorabilecek Meclis olması gerektiği açıktır. Ve bu unutturulamaz.
Gerek sayın Başkanın gerekse AKP sözcülerinin dile getirdiği konularda samimi ve yapıcı olduklarına inanabilmek için ellerindeki Anayasa değiştirme gücünü harekete geçirebilecek cesaretleri olduğunu görmek isteriz.
Aksi halde bizim yorumumuz şudur: Türkiye’nin yitirdiği dört yıl ve kaçırılan altın değerinde fırsatlardan sonra bugün Türkiye’nin etrafındaki çember daralırken hükümet; devlet-sivil demokratik siyaset çatışmasını kışkırtarak, baskın bir seçime kaçabilmenin hazırlıklarını yapmaktadır. Çatışma ve kamplaşma psikolojisi ile seçime gitmenin AKP’nin yararına olduğunu düşünebilirler ama her türlü kutuplaşma, kamplaşma ülkemizin, milletimizin zararınadır.
Konuşmak yetmez. Şikayet etmeye hiç hakları yok. Samimiyetleri varsa demokratik ve sivil bir Anayasa yapalım. Biz buna destek vermeye hazırız. Haydi cesur olun. Samimi olun ve milletin emanetini, milletin demokrasi özlemi için kullanın.
Ya yapın ya da susun. Ülkenin ayarları ile sorumsuzca oynamayın. Milletin asabını bozmayın"