“Basın Özgürlüğü” üzerine verdiği araştırma önergesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “AKP iktidarı 2019 seçimleri öncesi muhalefetin nefes alabileceği ve kendisini ifade edebileceği tüm alanları bloke ediyor ve kapatmaya çalışıyor. Aykırı ve muhalif tek ses bile duyulmasın diye ağır bir sansür uygulanıyor” dedi.
İNTERNET SİTELERİNE RTÜK DENETİMİ
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “İnternet sitelerini RTÜK denetimine tabi tutma” yasasını da eleştiren Yarkadaş, “Netflix, bluTV, puhutv, Twitter, YouTube gibi yayın organları Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun denetimine sokuldu. Artık Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bu mecralara da cezalar uygulayabilecek” diye konuştu.
“TWITTER’IN ÖZGÜRLÜKLE ÖZDEŞLEŞMİŞ KUŞU RTÜK’ÜN KAFESİNE GİRMİŞTİR”
Üzerinde çeşitli internet sitelerinin logolarının bir kafes içine hapsedildiği görüntünün bulunduğu görseli de milletvekillerine gösteren Yarkadaş, “Bunun adı sansür kafesidir. Twitter’ın özgürlükle özdeşleşmiş olan kuşu artık RTÜK’ün kafesinin içine girmiştir” dedi.
Yarkadaş şöyle konuştu:
“Dün gece sosyal medyayı da istediğiniz gibi sansüre uğratacak düzenlemelerin adımlarını attınız, bu kanunla özgürlükleri kafese kapattınız. Ama size bu da yetmiyor, interneti kafese kapattığınız gün Aydın Doğan’ın gazete ve televizyonlarını da kendinize yakın olan Demirören Grubuna satın aldırdınız… Ve böylece medyanın yüzde 70’i tek bir kişinin eline, AKP iktidarına yakınlığıyla bilinen Demirören’in eline geçti… AKP’yi destekleyen yayın organlarının oranı yüzde 90’a ulaştı. Burada özgürlükten bahsedemezsiniz, bu düzenin adı “tek adamın tek sesli düzeni”dir.
“GAZETELERİN DAĞITIM AĞI TEK BİR PARTİNİN ELİNE GEÇMİŞTİR”
Yarkadaş’ın bu sözlerine itiraz eden AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz “Satmasaydı, satmasaydı” diye tepki gösterdi.
CHP’li vekil ise sözlerini şöyle sürdürdü:
“Basında yarattığınız tekelleşme, halkın haber alma ve kamuoyunun özgürce oluşma hakkını ortadan kaldıracaktır. Gazetelerin dağıtım ağı tek bir partinin eline geçmiştir, bu da muhalif yayınların halka ulaşmasını engelleyecektir. Yarattığınız bu medya ortamı yüzünden binlerce gazeteci daha işsiz kalacaktır. Tekelleşme haberin ve gerçeğin ölümü demektir. Bir cinayet işlediniz beyler, size bu cinayeti iktidarı kaybetme korkunuz işletiyor! İktidarı kaybetme korkunuz yüzünden işlediğiniz bu cinayetle tarih önünde anılacaksınız ve suçlu olarak yaftalanacaksınız.”
REKABET KURUMU’NU GÖREVE ÇAĞIRDI
AKP’lilerin tepki gösterdiği sözlere CHP’li Yarkadaş şu şekilde karşılık verdi:
“Bu suçları neden işlediğinizi biliyoruz. Hâkim ve savcıları parti kadrolarından atıyorsunuz. Danıştay Başkanının kızına jet torpil yapıyorsunuz. Hâkimlerin ve savcıların AKP’lilerden oluştuğunu kamuoyu bilmesin diye medya organlarını sansüre uğratıyor ve bu organları boğuyorsunuz. Buradan Rekabet Kurumu’na bir çağrıda bulunalım: Rekabet Kurumu, Aydın Doğan’ın elinden zorla alınan ve Demirören Grubuna verdirtilen bu yayın organlarının satışını derhâl durdurmalıdır. Çünkü bu, halkın haber alma hakkının ve rekabet ortamının ortadan kaldırılmasıdır. AKP sadece rekabet ortamını değil adaleti de ortadan kaldırmıştır. Onlara bu yüzden bugün Fatih Sultan Mehmet’in bir sözüyle seslenmek istiyorum. ‘Adalet mülkün temelidir’ diyoruz, anlamıyorsunuz, belki Fatih’in sözleri kulağınıza bir küpe olur. Bakın, ne demiş Fatih Sultan Mehmet: Bu sözleri size söylemiş: ‘Aklı öldürürsen, ahlak da ölür; akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür; adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.’
CHP’li Yarkadaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hem adaleti hem devleti öldürüyorsunuz. Yargılanamayacağınız bir düzen kurabilmek adına hâkim ve savcıları il ve ilçe başkanlarından, gençlik kollarınızdan, kadın kollarınızdan seçiyorsunuz. Ama emin olun ki; ne yaparsanız yapın kurduğunuz bu baskı ve dikta düzeni hiçbir şekilde sizin açınızdan zafere ulaşmayacak ve ayakta kalamayacak. Er ya da geç bizlerin mücadelesiyle Türkiye’de adalet yeniden tesis edilecek ve adalet yeniden tesis edildiğinde sizler de adil bir şekilde yargılanma şansına kavuşacaksınız. Çünkü tarih önündeki suçlarınız artık yargılanmayı hak ettiğinizi gösteriyor. Sadece Aydın Doğan’ın elinden medyasını alıp başka bir şirkete devrettirmeniz bile yargılanmanız için yeterli bir sebeptir.”
“BEN KURUMUN GÖREVİNİ YAPMAYA DAVET EDİYORUM”
Yarkadaş’ın konuşması sonrası söz hakkı isteyen AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, CHP’li vekilin Rekabet Kurumu’nu göreve çağırmasını “Otoriterliğin örneği” diye niteledi.
Yarkadaş ise “Ben kurumu görevini yapmaya davet ediyorum” cevabını verdi.
İnceöz’den sonra söz alan AKP’li Hasan Turan ise “Türkiye’de gazeteciler özgürdür. Avrupa’da gazeteciler sokaklarda baygın bulunuyor” dedi.
“AKP İKTİDARI GAZETECİLERİN ÜZERİNDE TAM ANLAMIYLA DEMOKLES’İN KILICI OLDU”
Yarkadaş bunun üzerine yeniden söz aldı ve Turan’ın sözlerini eleştirdi. Yarkadaş şunları söyledi:
“Sayın konuşmacı önergemiz hakkında konuşurken tozpembe bir tablo çizdi, belli ki sarayın çıkardığı majestelerinin pembe gazetesini okuyarak güne başlıyor. Tabii, majestelerinin gazetelerini okuyup anlatırken diğer yandan gazetecileri tehdit etmeyi de elden bırakmıyor, diyor ki: “Bakın, Amerika’da, İngiltere’de gazeteciler sokak ortalarında baygın bulunuyor, başınıza bunlar mı gelsin istiyorsunuz?” Sayın konuşmacı, bunları zaten Türkiye’deki gazeteciler yaşıyor. Şu anda 165 gazeteci yazdığı “tweet”, yaptığı yorum, attığı başlık yüzünden cezaevinde. AKP iktidarı gazetecilerin üzerinde tam anlamıyla bir Demokles’in kılıcı oldu. Efendim, geçmişte gazeteler kapatılmış. Peki, geçmişte gazeteler kapatıldı diye sizin şimdi gazete kapatma hakkınız mı doğdu? Bunu bir söyleyin.”
“KONUŞTUKÇA BATIYORSUNUZ”
CHP’li Yarkadaş, AKP İstanbul Milletvekili Hasan Turan’a cevap verdiği konuşmasını şöyle tamamladı:
AKP’li yöneticiler hâkim yapılmıyormuş. Sadece benim tespit edebildiğim 116 hâkim ve savcı daha geçen gün atandı. Milletvekili adaylarınız, belediye başkanı adaylarınız şu anda koltuklarına oturdular. Neyle? Kırk saniyelik bir mülakatla. Kim yaptı bu kırk saniyelik mülakatı? Basri Bağcı, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı. Beyefendiyi ödüllendirmek için AİHM’e göndermek istediniz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Basri Bağcı’nın hukuki birikimi yetersizdir.” dedi ve geri gönderdi. Ne yaptınız onun için? Hemen bir ödüllendirme mekanizmasını devreye soktunuz, dediniz ki: “Kırk saniyede yüzlerce AKP’liyi hâkim yaptınız, o hâlde ödülün Yargıtay üyeliğidir.” İşte sizin anlayışınız budur. Tek parti döneminde olup bitenleri anlatıp sanki Türkiye’de şu an her şey güllük gülistanlıkmış gibi bir tablo çizmeyin, aslında konuştukça batıyorsunuz.”