MUSTAFA MUTLU
Antalya’daki Akdeniz Üniversitesi’nde gözü dönmüş bir adam üniversiteli gençlere, hedef alarak eteş etti; hepimiz dünyayı ayağa kaldırdık!
Çünkü 12 Eylül öncesinde kalan görüntülerin hortlamasından korktuk!
Siyasi fikir ayrılıklarının, şiddete tahvil edilmesinden endişelendik!
Şimdi bunu bir kenara koyun; demokratik parlamenter sistemin en kutsal yapı taşlarından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşananlara bakın:
Görüşlerini TBMM Kürsüsü’nde dile getiren Milletvekili Kamer Genç, yaklaşık 50 kadar AKP’li milletvekilinin saldırısına uğradı...
Önce hakarete uğradı, sonra suratına tükürüldü, tekmelendi, yumruklandı...
Kendi deyimiyle, araya CHP’li milletvekilleri girmeseydi; linç edilecekti!
Kamer Genç’in üslubunu ben de kaba buluyorum...
Ama bu, kimseye onu “linç etme” hakkını vermez!
Hele hele yüce Meclis çatısı altına kapağı atan “seçilmiş”ler, dokunulmazlık zırhına bürünüp “linç” eylemine kalkışırsa, bu asla affedilemez...
Çünkü meşhur laftır, “imam o..rursa, cemaat s..ar!”
Eğer Meclis’teki “imam”ların lince kalkışmasına seyirci kalınırsa; benzer tablolar çok yakında sokağa taşınır...
İktidar partisinin mensupları gibi düşünmeyenler, kim vurduya gider!
***
Meclis Başkanı Sayın Köksal Toptan:
Biz gazetecileri her fırsatta Meclis’in saygınlığına gölge düşürmemeye davet ediyorsunuz...
Ama ne yazık ki bu saygınlığı ayaklar altına milletvekillerine karşı aynı sert ifadeleri kullanamıyorsunuz!
Bu çirkin olayı bile sadece, “Milletvekillerine yakışan bir hareket değil, kesinlikle onaylamıyorum” diyerek geçiştirmeye kalkışıyorsunuz!
Sizin göreviniz olayların üzerini örtmek değil, yasa yapan kurumda, yasaların uygulanmasını sağlamaktır Sayın Toptan!
Bu yüzden en kısa zamanda linç girişimine adı karışan 50 AKP’li milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını sağlamak zorundasınız...
Eğer bunu yapmazsanız, görevi ihmal suçu işlemekle kalmaz; benzer olayların topluma sıçraması durumunda büyük zan altında kalırsınız!
Haydi Sayın Başkan...
Şu 50 milletvekilini tespit edin ve mahkeme önüne çıkıp hesap vermelerini sağlayın...
Bunu yapın ki hukukçuluğunuza ve tarafsızlığınıza gölge düşmesin!
*****
CEZASI YOK!
Şimdi sıkı durun: Yukarıdaki yazıda linç girişiminde bulunan milletvekillerinin yargılanmaları gerektiğini yazdım ya...
Dokunulmazlıkları kalksa bile bu milletvekilleri “linç” suçundan değil de “kasten yaralamaya teşebbüs” ve “hakaret” suçlarından yargılanabilecek...
Çünkü yasalarımızda linç veya lince teşebbüs diye bir suç tanımı bulunmuyor!
Apartmanda köpek beslemeyi bile ceza konusu yapan TCK, linç veya lince teşebbüsü suç olarak görmüyor!
Bu ayıp da asıl görevleri yasa yapmak olan “linççi vekiller”e yeter!
*****
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e yönelik linç girişimini değerlendirmiş ve “Benim partimin milletvekilleri hiçbir zaman şiddet uygulamaz” demiş!
İyi de o 50 kişi sizin milletvekiliniz değilse, kimin vekili? Sakın “provokatör” olmasın?
*****
Yobaz doktorun cesareti!
“Hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime (...) DİN, MİLLİYET, CİNSİYET, IRK VE PARTİ farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime (...) namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”
Bütün doktorların ettiği Hipokrat yemininden bir bölümdür yukarıdaki cümleler...
Büyük harflerle yazdığım bölüme özellikle dikkat edin!
Yemin bu kadar açıkken, Ankara Etlik’teki Özel Lokman Hekim Hastanesi’nde görev yapan bir “yobaz doktor”, Bayan Güreş Milli Takımı’nın eski masörü Türkan Özsu’yu “alkollü” olduğu için muayene ve tedavi etmeyi reddetmiş!
Ankara Tabipler Odası yönetimi, yeminini hiçe sayan bu yobazın diplomasını elinden almak, meslekten men etmek için daha ne yapmasını bekliyor?
Eline pala alıp, din uğruna alkollü hastanın kellesini kesmesini mi?