ODTÜ camiasının ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisi
Son haftalarda, yazılı ve görsel medyada ve sosyal iletişim ağlarında yoğun olarak tartışılan 3 konuda basında çıkan bazı haber ve demeçler, eksik ve yanlış bilgi içermektedir. Bu haber ve demeçler nedeniyle; gerek Eymir Gölü’nün ve ODTÜ Ormanının değerini bilen ODTÜ’lü ve Ankaralılar gerekse ODTÜ Dostu ve sivil toplum kuruluşları haklı endişeler yaşamaktadır.
ODTÜ olarak, zamanımızı ve enerjimizi, eğitim, araştırma ve toplumsal sorumluluk alanlarındaki projelerimize yöneltmek istememize rağmen, basında çıkan eksik ve yanlış haberler, ODTÜ’ye ve ODTÜ’lülere yöneltilen haksız eleştiriler ve bu haberlerle ilgili olarak gelen yüzlerce destek mesajı ve dilekçesi, bu konuda bir açıklama yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.
İmar planı
Ankara Büyükşehir Belediyesi (BŞB) 2008 yılında “ODTÜ binalarının kaçak olduğu” suçlamasıyla 45 bina grubunun yıkılmasına ve Üniversiteye yaklaşık 1,8 trilyon TL ceza kesilmesine karar vermiştir.
ODTÜ Rektörlüğü yıkım ve ceza kararlarını mahkemeye götürmüş ve açtığı 45 ayrı davaya bakan farklı mahkemelerin hepsi, yıkım ve ceza kararlarının yasal dayanağı olmadığını ve kamu yararına aykırı olduğunu hükme bağlamıştır.
İddia edilenin aksine, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, kurulduğu günden bu yana planlı bir şekilde gelişmiştir. ODTÜ’deki yapılaşma şehir planlaması ve mimarlık alanında en üst standartlarla yürütülmüştür. ODTÜ Ankara yerleşkesi, çok sayıda uluslararası mimarlık ve çevre ödülleri almış, “Cumhuriyet Döneminin En Önemli 20 Mimari Eseri” arasında sayılmıştır.
Kamuoyuna, “ODTÜ’nün imar planı yoktur.” şeklinde yanlış bilgi verilmektedir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin, 1994’te Ankara BŞB tarafından onaylanmış 1/5.000’lik ve 2008 yılında Çankaya Belediyesi tarafından onaylanmış 1/1.000’lik imar planları vardır. Ancak, Ankara BŞB’si, Eylül 2008’de aldığı bir kararla bu planları reddetmiş ve yeniden “Koruma Amaçlı İmar Planı” yapılmasını talep etmiştir.
Koruma Amaçlı 1/5.000’lik İmar Planı çalışması, Ankara BŞB’nin de dahil olduğu yasal aşamalar izlenerek yürütülmüştür. Ankara BŞB tarafından talep edilen “Koruma Amaçlı İmar Planı”, onay için BŞB’ne sunulma aşamasına gelmiştir.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP)
Son bir ay içinde Ankara BŞB Başkanı’nın basında çıkan demeçlerinden, 1/5.000’lik İmar Planının onaylanması için ODTÜ arazisinin %35 – %40’ını Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) olarak talep etme niyeti olduğu anlaşılmaktadır. ODTÜ’den ve benzer durumdaki diğer kampus üniversitelerinden İmar Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan DOP olarak arazi talep edilmesi yasanın ruhuna aykırıdır. Çünkü, (1) bir kamu üniversitesi olan ODTÜ’nün arazisinin imar planı onayından sonra satılması veya bu araziden rant elde edilmesi söz konusu değildir. (2) İmar düzenlemesi ile ODTÜ arazisine yeni nüfus yerleşmesinden bahsedilemez. (3) ODTÜ yerleşkesinde yol, yeşil alan ve diğer sosyal donatı zaten Üniversite tarafından sağlanmıştır. ODTÜ’nün, kendisine verilen arazi üzerinde oluşturduğu ve bugün 3000 hektarı kaplayan “ODTÜ Ormanı” ile sadece Üniversitenin yeşil alan ve rekreasyon ihtiyacını karşılamakla kalmamış, birçok batı kentinde örneği gördüğümüz ve özenle korunan bir kentsel yeşil alan, Ankaralıların kullanımına açık bir “akciğer” yaratmıştır.
ODTÜ Arazisi çok sayıda doğal sit alanını ve tarihi sit alanını bünyesinde barındırmaktadır. Bugün Türkiye’de ve dünyada nadir bulunan çok sayıda canlının – çiçek, bitki, kelebek, kuş, diğer yabani hayvan – yaşadığı bir bölgedir.
Eymir Gölü
Ankara BŞB Başkanı bazı aralıklarla, “Eymir Gölü’nü Halka Açacağız.” türü demeçler vermektedir. İmar Planının onaylanması aşamasında Ankara BŞB tarafından, DOP karşılığı olarak Eymir Gölü’nün ODTÜ’den talep edileceği gazetelere yansımaktadır.
ODTÜ, yıllardır kendi olanaklarıyla Eymir Gölü’nün çevresini ağaçlandırmış, doğal çevresini kirliliğe ve çarpık yapılaşmaya karşı korumuş ve hep Ankaralıların kullanımına sunmuştur. Eymir Gölü’ne yaya girişlerde bir kısıtlama veya ücret söz konusu değildir. Sadece doğal çevreyi ve kullanıcıları aşırı araç trafiğinden korumak amacıyla özel araç girişleri için Göl Kartı istenmektedir
Kıyı Kanunu su havzalarında kıyıdan itibaren 100 metrelik bantın kamuya açılmasını emreder. Tüm göl bölgesi, Or-An Bölgesindeki ODTÜ Ormanı kamuya açıktır.
Eymir Gölü bugün halkın rekreasyon ihtiyacına cevap verdiği gibi eğitim ve bilimsel araştırma amaçlarıyla da yoğun olarak kullanılmaktadır.
Yol ve kent-içi ulaşım
Son ay içinde Ankara BŞB Başkanı, ATO ve ASO Başkanları ODTÜ arazisi içinden yol geçirilmesi konusunda basında demeçler vermişler ve “ODTÜ, Ankara’nın Gelişmesini Engellemesin” şeklinde ifadeler kullanmışlardır.
Kamuoyunda tartışmaya açılan yollardan bir tanesi, “Anadolu Bulvarı”nı “Konya Yolu”na bağlayan yol projesidir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Anadolu Bulvarı’nı Konya Yolu’na bağlayacak güzergah üzerindeki araziyi 1993 yılında Karayolları’na terk etmiştir.
Gündeme tekrar getirilen ikinci proje ise; Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan 1/25000 ölçekli planda bulunan Bilkent Yolu ile Anadolu Bulvarı arasında ve Eskişehir Yolu’na paralel olarak önerilen yoldur. ODTÜ’nün eğitim binaları arasından geçmesi planlanan bu yol, ”şehircilik ilkeleriyle bağdaşmadığı, üniversitenin bütünlüğünü bozacağı, can tehlikesi oluşturacağı ve kamu yararına aykırı olduğu” gerekçeleriyle mahkemeler tarafından uygun görülmemiştir. Ancak ODTÜ, doğal ve arkeolojik sit alanları ile orman olarak tescil edilmiş alanları tahrip etmeden yapılacak tünel uygulamalarını hep önermiş ve desteklemiştir.
Ankara’nın trafik sorununun çözümü için, yeni yollar açmaktan çok, toplu taşıma sisteminin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Eskişehir yolu aksında, araç trafiğinin her gün artmasının başlıca nedeni metro sisteminin uzun yıllardır hizmete sokulmamasıdır. Metro ve diğer toplu taşıma sistemleri devreye girmediği taktirde, Ankara’nın ulaşım sorunlarına kalıcı çare bulunamayacaktır.