2010-2011 eğitim-öğretim yılına ilişkin açıklama yapan Koncuk, bu eğitim-öğretim yılında da "sorunların katlanarak büyüdüğünü" ileri sürdü.
Okulların "KPSS'de yaşanan skandal" ile eğitim-öğretime başlayacağını öne süren Koncuk, konuyla ilgili soruşturma sürerken, Ağustos ayında yapılacak öğretmen atamalarının ertelendiği anımsattı.
"Bu skandal nedeniyle öğretmen adaylarının ve öğrencilerin mağdur olduğunu" savunan Koncuk, "Okullar öğretmen açığı sorunu ile açılacak. Bakanlık bu süreçte, öğretmen açığını gidermek amacıyla ücretli öğretmen alacağını açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kadro bekleyen öğretmenleri ücretli olarak istihdam etmesi fırsatçılıktır. MEB'in KPSS'yi bahane ederek, ücretli öğretmenistihdamı yapmayı planlaması vurgundan pay alma çabasıdır" dedi.
Bugün bakanlığın tahsis edilen 70 bin öğretmen kadrosu bulunduğunu belirten Koncuk, "Türk Eğitim-Sen olarak KPSS soruşturmasının en kısa sürede sonuçlanmasını ve bunun ardından KPSS'de yaşanan mağduriyetin giderilmesi için MEB'in 70 bin boş kadroya atama yapmasını istiyoruz" açıklamasında bulundu.
30 bin öğretmen atamasının öğretmen açığını gidermeye yetmeyeceğini savunan Koncuk, "70 bin öğretmen atamasının yapılması, hem KPSS'de mağdur olanöğretmen adaylarını bir nebze olsun rahatlatacak hem de öğretmen açığı sorununaçare olacaktır. MEB, KPSS'yi bahane ederek, ücretli öğretmen çalıştırmamalıdır. KPSS sonuçlarına bağlı olmayan kurumlararası ve açıktan atamalar ise bir an önceyapılarak, öğretmenler ihtiyaç olan bölgelere gönderilmelidir" diye konuştu.
Koncuk, Türkiye'de atanmayı bekleyen 370 bin öğretmen adayı olduğunuifade ederek, öğretmen atamalarının belli bir plan dahilinde, ihtiyaçlara ve beklentilere uygun şekilde yapılması gerektiğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözün üzerinden tam 450 gün geçtiğini kaydeden Koncuk, bu süreçte sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınmadığı gibi, sözleşmeli öğretmen alımına da devamedildiğini ileri sürdü.
İsmail Koncuk, "Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bir an önce sözünütutmalı ve tüm sözleşmeli öğretmenleri herhangi bir şarta bağlı kalmaksızınkadroya geçirmelidir" dedi.
"Derslik sıkıntısı"
Öğretmen açığının yanı sıra derslik açığının da çözümlenemediğini savunanKoncuk, okul öncesi eğitimin Türkiye geneline yaygınlaştırıldığı düşünüldüğünde, tekli eğitime geçilmesi ve çağ nüfusunun tamamının okula gitmesi durumundaöğretmen ve derslik açığının daha da artacağını ileri sürdü.
"OECD Bir Bakışta Eğitim 2010 Raporu"na göre; OECD ülkelerinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının 21.6, bu rakamın Avusturya'da 19.3, Danimarka'da 19.6, Yunanistan'da 16.8, İtalya'da 18.7 olduğunu bildiren Koncuk, "Türkiye'de ise ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 32'dir. Bu rakam İstanbul'da 46, Ankara'da 36, Bursa'da 38, Adana'da 39, Van'da 45,Şanlıurfa'da 53'tür" şeklinde konuştu.
Yine bu rapora göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ülkeleri ortalamasının ilköğretimde 16.4, ortaöğretimde 13.7 olduğunu belirten Koncuk, Türkiye'de ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 22, ortaöğretimde 18 olduğunu kaydetti.Okullaşma oranlarına da değinen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, okul öncesinde okullaşma oranının yüzde 38.55, ilköğretimde yüzde 98.17, ortaöğretimde ise 64.95 olarak belirlendiğini belirtti.
OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan harcamanın okul öncesindeortalama yıllık 5 bin 447 dolar, ilköğretimde 6 bin 741 dolar, ortaöğretimde 8bin 267 dolar, yükseköğretimde 12 bin 709 dolar olduğunu ifade eden Koncuk,"Türkiye'de öğrenci başına düşen harcama miktarı yıllık ilköğretimde bin 130dolar, ortaöğretimde yıllık bin 834 dolar, yükseköğretimde Ar-Ge faaliyetlerihariç 4 bin 648 dolardır" dedi.
"Okul boykotu"
"BDP'nin ana dilde eğitim için bölgede okulların bir hafta boykotedileceği" yönündeki açıklamasını anımsatan Koncuk, şunları kaydetti:
"Velilerin çocuklarını 20-25 Eylül tarihlerinde okulagöndermeyeceklerini söyleyen zihniyet, çocukların eğitim hakkını engellemeyeçalışmaktadır. Çocukların eğitim hakkının engellenmesi anayasal bir suçtur. Buzihniyet öteden beri çocuklar üzerinden siyaset yapmaktadır. Çocukları kullanan,onları kirli emellerine alet edenler, bu kez başarılı olamayacaklardır. Bizailelerin böyle bir komplo içinde yer almayacağına inanıyoruz."
17/09/2010