Türkünün en çok okunan ve bilinen nakarat bölümünün ormancıları sarhoş ve kavgacı insanlar gibi gösterdiğini ileri süren Kaya, türkünün gerçek hikayesinin birçok kişi tarafından bilinmediğini belirtti.
Amacının türküye ve tarihçesine karşı gelmek değil, insanların ormancılık gibi önemli bir meslek mensuplarına karşı doğru bilgilendirilmesi olduğunu belirten Kaya, "Türküdeki ilk iki kıta ile ormancı sanki sarhoş, ayyaş, gitmiş köyde olay çıkartıp katliam yapmış gibi. Halbuki türkünün son bir dörtlüğü var. Bilinmediği, okunmadığı için olayın ne olduğunu anlaşılmıyor" diye konuştu.

Türküdeki Ormancı Sarı Mehmet
Orman muhafaza memurlarından Mevlüt Akıllı (55) da, 28 yıldır orman muhafaza memuru olarak görev yaptığını belirterek, geçmişte de benzer tartışmaların yaşandığını, konunun mahkemeye iletildiğini ancak bir sonuç alınamadığını kaydetti.
Akıllı, bugüne kadar Türkiye genelinde 400 üzerinde ormancının şehit olduğunu çoğu kimsenin bilmediğini de belirterek, "Ayrıca bir araştırma yapılsın; bugüne kadar kaç ormancı, kaç kişiyi yaralamış ortaya çıkar. Türkü bize derinden üzüyor" dedi.
26 yıldır orman muhafaza memuru olarak çalışan İbrahim Ünal (56) da benzer nedenlerle türkünün belirli bölümlerine karşı olduklarını ifade etti.
Muğla yöresinde yaşanmış bir olayı anlatan türkünün sözleri şöyle:
"Çıktım Belen Kahvesi'ne baktım ovaya, baktım ovaya,
Bay Mustafa çağırdı, dama oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı, yıkar masayı,
Söz dinlemez ormancı, çekmiş kafayı.
Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı.
Köyümüzün ortasında, değirmen döner, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancıya atılan kurşun, Tevfik'e döner, Tevfik'e döner,
Tevfik'in feryatları, yürekler deler.
Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı.
Köyümüzün suları da hoştur içmeye, hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik'imi vurdular, hiç mi hiç yere, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin ormancı, köyün iki gencine.
Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
ntv