Zaman Gazetesi Yazarı Nedim Hazar bugünkü köşe yazısında Samanyolu TV  yayınlarının engellenmesi girişimlerine yönelik düşüncelerini yazdı. Samanyolu TV kanalında 17 yıldır program yapan Oktay Aymelek (Usta)'in gözyaşlarını anlatan Hazar, nefret operasyonundan etkilenen masum insanların dua etmekten başka yapacaklarının olmadığını söyledi.

İŞTE O YAZI:

Oktay Usta'nın kepçesi inecek tepenize!

Eli kanlı terör Paris'i kana bularken, esas zararı İslam'ın muazzez ve mualla çehresine verdiklerinin bilincinde olmayan bir dolu yerli Şebbiha'nın alkışlamalarını görmek ülkemizin içinde bulunduğu durumun fotoğrafı açısından önemli.

Gaziantep'te kendini patlatarak 5 güvenlik görevlisini yaralayan zihniyet, ön kapılardan içeri alınıp, arka kapılardan salınırken, Bülent Arınç'ın dediği gibi, asılsız ihbarlarla tertemiz insanlara kin ve intikam hıncıyla zulmedilmesini de illa ki tarih bir yerlere not ediyordur.
İçinde bulunduğumuz durumu yaşayan en büyük sosyal bilimci olarak kabul edilen sosyolog, dilbilimci ve tarihçi Noam Chomsky, Boston'da düzenlenen panelde şahane anlattı. Muktedirin kendine düşman olarak gördüğü herkese terörist dediğine dikkat çeken filozof şöyle konuştu: “Birileri herhangi bir gerekçe gösterilmeden sadece devlet istiyor diye terörist listesine konabiliyor. Unutmamak lazım ki, şu anda saygın ve büyük bir kahraman olarak görülen Nelson Mandela 1988'e kadar terörist listesindeydi.”

Önceki gece, ekranda gözyaşı içinde konuşuyordu Oktay Usta… İzleyenler bilir, neşesi ve hayata pozitif bakış açısıyla meşhurdur. Düşünceniz, dünya görüşünüz ne olursa olsun, ya programına konuk olmuşsunuzdur ya da bir şekilde onun tarifiyle yapılan bir yemeği yemişsinizdir.

Yaşlı annem hayatım boyunca benden hiçbir şey talep etmemiştir. Birkaç yıl önce telefonda “senden bir şey istiyorum” dediğinde çok şaşırmıştım doğal olarak. “Oktay Usta'nın yemek kitabı çıkmış, buralarda bulunmaz, bir tane alıp bana yollasan!” dediğini bu sebeple hiç unutamam.

Ağlıyordu Oktay Usta… Emin olun bu hüzün, işini kaybetmekten ya da geçim derdinden kaynaklanan sıkıntının verdiği bir hüzün değildi. “Buralardan terörist çıkmaz.” diyordu gözleri yaşlı olarak. “Yanlış yerde arıyorlar. Buralardan ne terörist, ne de terör çıkar! Bu güzel insanlar, hepsi okumuş, Allah'ı bilen insanlar. İhlaslı ve imanlı insanlardan hiçbir canlıya zarar gelir mi? El insaf!” diyordu iç çekerek.

Dört bir yanımız kan gölü. İnsanlık; haksızlıklar, zulüm, sömürü, terör ve nefretle her geçen gün daha da acı çekiyor, oluşan kan gölü daha da büyüyor. Üç günlük dünya için masum insanları terörist yaftasıyla kendi dünyalıklarını garantiye alabileceklerine inananlara maalesef kötü haberlerim var.

Darbecilerin, teröristlerin, çetelerin, mafyanın, dünyayı ve ülkeyi kan gölüne döndürmek için gözleri dönenlerin salıverildiği, hukuk karşısında alay ede ede beraat ettirildiği bir devirde, Oktay Usta ve kanalı terörist yapılmaya çalışılıyor. Üfürükten, danışıklı ihbarlar ile masum insanlara yapılan eziyetin elbette gerçek adalet kadar Hakk'ın şaşmaz mahkemesi huzurunda da bir faturası olacaktır eminim.

Kesinlikle hem de…

Zalimlerin bu dünyadaki akıbetini bilmiyoruz. Ama hesap kapatılmadan ahirete intikal ettirildiğinde ne olacağını, kutsal kaynaklar olanca sarihliğiyle ifade ediyor. Hakkı olanın, almaya geldiği gün, zulmedenlerin tepesine Adil-i Mutlak'ın yumruğu inerken arada bir çelikten bir tınlama sesi duyacaksınız. İşte o, Oktay Usta'nın yemek karıştırıp, servis yaptığı kepçenin zalimlerin kafasına inmesinden mütevellit ses olacaktır!

Canı yakılan, nefret operasyonlarıyla hakları çiğnenen, her türlü zulmün reva görüldüğü insanların sabır ve duadan başka sığınacakları bir liman kalmadı. O halde susup, güzel bir sabırla Oktay Usta'nın kepçesinin zalimlerin başına ineceği günü bekleyecekler!