Birleşik Rusya Partisi milletvekillerinden Evgeny Fedorov’un yaptığı açıklamada, dolar karşısında savunmalarını altın, pound ve diğer rezerv paralar ile kuvvetlendiren ülkelerin egemenlik açısından da güçlü olacağını vurgu dikkat çekti. Bu noktada altın kolunu güçlendirme aşamasında olan Rusya’nın Çar Nicholas ve Bolşevik liderlerden sonra Putin’in de desteği ile bugüne kadar altın varlıklarını yüzde 400 arttırdığı belirtiliyor. 40 milyar dolarlık iç borç nedeniyle 1998’de zor günler yaşayan Rusya’nın çıkışı petrol ve altında bulması, 2005 yılında ilk kez liderliğe gelen Putin ile bu politikanın güçlenmesi ülkeye şimdi daha fazla manevra alanı sağlamış gibi görülüyor.
Moskova’da merkez bankasının verilerine göre altın ticaretinin son1 8 yılın zirvesine çıkarken banka 387 ton altın rezervini bünyesinde bulunduruyor. Bunu rakamsal karşılığı ise 165 milyar dolar.
Putin’in altın stratejisi milliyetçilik ve devlet politikasına paralel yürütülürken, bu tür bir savunma oyununun şimdilik doğru gibi göründüğüne dikkat çekiliyor.
Kendisi gibi altın tarafında ağırlık veren 2002’de İngiltere’nin başında olan Gordon Brown’un yaşadığı talihsizlik örnek gösterilerek Putin şanslı bir lider olduğuna da vurgu yapılıyor. Görevi sırasında yaklaşık 400 ton altın satan Brown döneminde altın fiyatları on 20 yılın en düşük seviyelerini görmüştü.
Putin altın konusunda gelişmekte olan ülkelere de liderlik ediyor. Putin dönemde 985 tonluk altın rezervi ile Rusya Dünya Altın Konseyi verilerine göre 8’inci sırada yer alırken, ilk sıra 8.134 ton ile ABD’nin. Onu 3.391 ton ile Almanya takip ederken sıralamada İtalya, Fransa, Çin ve İsviçre yer alıyor.
Rusya’nın toplan rezerv hesapları içinde yüzde 9.5’luk yer kaplayan altın, ABD, Almanya ve Fransa’da ise yüzde 70’i buluyor.