Hamburg- Hamburg Üniversite Kliniği'nin Adli Tıp Enstitüsü'ne girince kırık kafatasları, çıkık omuzlar ya da kırılmış bacak ve kolların röntgen filmleri hemen göze çarpıyor.
Bunlar herhangi bir yaralanma değil, kasıtlı olarak kötü muameleye uğramış insanların vücutlarında taşıdığı işkence izleri. Radyoloji uzmanı Profesör Hermann Vogel, röntgen resimleri ile işkencenin anlaşılabildiğini söylüyor: “Burada bir ayağın röntgenini görüyorsunuz. İkinci ve üçüncü parmağın deforme olduğunu görmek mümkün, daha doğrusu sonuncu ve orta parmaklar eksik. Bu baskı oluşturma yoluyla yapılan bir işkence. Başparmağı sıkmaya yarayan eski işkence aletlerini biliyorsunuz. Baskı ile acı yaratılan, zarar verilen ve yaralanmaya yol açan bu yöntem hala kullanılıyor.”
Profesör Vogel teşhis için başka özel aletler kullanma ihtiyacı duymuyor. Röntgen resimleri, iyi bir büyüteç ve yıllardır edindiği deneyim onun için yeterli. Hangi ülkede ne tür işkence yöntemleri kullanıldığını iyi bilen radyolog, röntgende gördükleri ile hastanın anlattıklarını karşılaştırarak sonuca ulaşıyor.
Profesör Hermann Vogel için inandırıcılığın teyit edilmesi en isabetli yöntem. Vogel şunları söylüyor: “İnandırıcılığın kontrolü, örneği darbelerin bıraktığı izler açısından önemli. Ayrıca kırılan kemiğin yaşı ve kemikteki değişikliklerden de bir anlam çıkarabileceğimden bu, olayın meydana geldiği zaman dilimi açısından da önemli.”
Röntgenle işkenceyi tespit eden ilk tıpçı
Hermann Vogel, 35 yıl önce Meksika'daki misafir profesör olduğu dönemde, dünyada röntgenden işkence vakalarını tespit eden ilk bilim adamı olmuştu. İşkencenin kanıtlanması için yıllarca Çin, Zimbabve ve Çad dahil 30'dan fazla ülkede çalışan Vogel, işkence olaylarının aydınlatılmasında resmi yetkililerin her ülkede zorluk çıkardığını dile getiriyor.
Hükümetlerin genellikle bir önceki iktidar döneminde yaşanan olayları araştırdığını belirten Hermann Vogel, ayrıca her ülkede röntgen cihazına ulaşmanın kolay olmadığını ve bazen de vakayı fotoğraflayarak Hamburg'daki laboratuvarında incelediğini söylüyor. Vogel, işkenceye uğradığını tespit ettiği bazı kişilerin de Almanya'ya iltica etmek için başvuruda bulunduğunu dile belirtiyor. Ancak bu konudaki bürokrasinin zorlu olduğunu ve her zaman başarılı sonuç alınamadığını sözlerine ekliyor.
Kamuoyu duyarlılığını da artırmaya çalışıyor
67 yaşındaki profesör işkence olaylarını kamuoyuna daha fazla duyurmak için bir de kitap yazmış. “Röntgen Resimlerindeki Şiddet” adını taşıyan kitapta, dünyanın çeşitli bölgelerindeki farklı şiddet yöntemlerini anlatıyor. İnsan hakları örgütleri ile de temasta olan Vogel, bir de sergi hazırlığı içinde.
Vogel, “Röntgen resimlerinin avantajı, bireye ve onun çektiği acıya bağlı olmadan işkence izlerini göstermesi. Bu konudaki tartışmanın nesnelleştirilmesinde bazan yarar olabilir. İşkence tartışması çoğu zaman duygusallaştırılıyor: "Sen neler olduğunu bilmiyorsun, sadece kötü olduğu için buna karşısın, gibi. İşkencenin kötülüğünün tartışma konusu yapılmasına bile izin verilmemesi önemli ve belki bunda benim de küçük bir katkım olabilir” diyor.