Dilmen'in yorumlarından bir kısmı şu şekilde;

"Formsuz bir teknik direktör, Gökhan ve Volkan'ın iyi oyunuyla, Caner'inde biraz istemesiyle, fiziki kaliteler çok düşmüş. Fenerbahçe 2. yeseydi dağılırdı. Ardından kırmızı kartları daha fazla görebilirdik. Elazığspor son bölümlerde final paslarını iyi yapsaydı maçı kazanabilirdi.
Bu yılın modası da kale arkası çizgi hakemleri oyuna karışıp oyuncu attırıyorlar. Kırmızı kart pozisyonunda da hakem Hüseyin Göçek çok iyi avantaj oynattı ama yardımcı hakem daha sonra "Cristian vurdu" demesi Cristian'ı oyundan attırdı. Bu kadar dikkatsiz davranılmaz. Ligde oyunları etkileyen ciddi yardımcı hataları olmaya başladı. Ama bunların hiçbirisi Fenerbahçe'nin dağınıklığını, 1 puana razı görüntüsüne mazeret olarak gösteremez. Fenerbahçe takımı 11'e 10 kişi de olsa oyunu çevirebilmesi gerekir.

Beşiktaş maçında 10 kişi kalan Fenerbahçe şiddetli bir tempo yaptı, bu oyun tarzı yıprattı takımı. Bu Fenerbahçe'nin oyun karakterini değiştirdi. Bu oyun karakteriyle 4 deplasmanda 1 puan aldı. Beşiktaş ile oynanan maça kadar yaptığı maçlar ve ardından yaptığı maçlara bakın Fenerbahçe'nin pas oyunu değişti. Fenerbahçe, 3 yıl boyunca pas oyunuyla ligde 1. oldu, 2. oldu ama bir anda oyun yapısı değişince takım yıprandı.

Ligin ilk yarısında son dakikalarda gol atıyordu takım ama Fenerbahçe de iyi futbol oynuyordu. Fenerbahçe, 6 haftada 7 puan aldı ama hala yakalanmadı şu an 4 puan fark var. Diğerleri de iyi değil.

Ersun Yanal, Fenerbahçe'de çalışma fırsatını yakaladı ve sözleşmesi de 1 yıl. O yüzden bu konumunu kaybetmek istemiyor ve stres yaşaması gayet doğal. Ersun Yanal'ın çalıştırdığı diğer Anadolu takımlarında kadrosu fazla geniş değildi. Burada yaşadığı düşüşün analizinin iyi yapılması gerekiyor. Takımdan çok kendini analiz etmesi lazım. Pas oyunu takımın özelliği olduğu için yeniden o oyuna dönebilir