İşte o açıklamalar:
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) RTÜK’teki seçim tartışmalarına yönelik basın açıklaması yaptı. RTÜK Üyesi Ali Öztunç, "Maalesef RTÜK, bizim de üyesi olduğumuz RTÜK şu anda hükümetin, iktidar partisinin bire bir sopası olma görevini yapmaktadır. Siyasi partilerin grup toplantılarını yayınlayan kanallara ceza verirseniz ifade özgürlüğün sağlamamış olursunuz. Siz bu cezayı verirseniz, şunu demek istiyorsunuz: Yarın da mitingleri yayınlamayın. Siz muhalefet partilerinin mitinglerini yayınlarsanız, biz size ceza veririz. Çünkü biz burada sopa görevi yapıyoruz demiş olursunuz. Biz buna isyan ediyoruz. Bugün CHP Genel Başkanı’nın konuşmasına böyle bir uygulama yapılmak isteniyor. Yarın sayın Bahçeli’nin. Sonraki gün sayın Demirtaş’ın. Hatta gün gelir sayın Başbakanın" dedi.
TALİMAT VERİLDİ
RTÜK’te son günlerde yaşanan tartışmalara değinen RTÜK Üyesi Ali Öztunç, "Kurulumuzda bir tartışma yaşanıyor. Bu tartışmanın sebebi ise, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki grup toplantısını canlı yayınlayan ve haber haline getiren televizyonlara uygulanmak istenen cezalar. Bununla ilgili daha önce açıklamıştık. Önce talimat verildi. Dendi ki uzmanlara, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını canlı yayınlayan, haber yapan kanallarla ilgili şu maddeden, şu dosyaları hazırlayın gönderin. Uzmanlarda böyle bir talimat verilemez. Ama faşizan bir anlayışla bu talimat verildi. Devamında bu dosyalar geldi üst kurula. Üst kurulda iki gün süren tartışmalar ile biz bunun yanlış olacağını söyledik. Çünkü bunu dolaylı bir sansür olduğunu dile getirdik. Demokrasilerin vazgeçilmezi, basın özgürlüğüdür. Eğer, basın özgürlüğü yoksa, darbe almışsa demokrasi de yok demektir. Bunu yapmayın dedik. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından seçilmiş 5 RTÜK üyesi arkadaşımız, bu konuda direndiler. Ve uzun tartışmalar yaşandı" diye konuştu.
"BİZ BUNA İSYAN EDİYORUZ"
RTÜK Kanundaki ifade özgürlüğünü hatırlatan Öztunç "Siyasi partilerin grup toplantılarını yayınlayan kanallara ceza verirseniz ifade özgürlüğün sağlamamış olursunuz. Siz bu cezayı verirseniz, şunu demek istiyorsunuz: Yarın da mitingleri yayınlamayın. Siz muhalefet partilerinin mitinglerini yayınlarsanız, biz size ceza veririz. Çünkü biz burada sopa görevi yapıyoruz demiş olursunuz. Biz buna isyan ediyoruz. Bugün CHP Genel Başkanı’nın konuşmasına böyle bir uygulama yapılmak isteniyor. Yarın sayın Bahçeli’nin. Sonraki gün sayın Demirtaş’ın. Hatta gün gelir sayın Başbakanın. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Mecliste yapacağı bir konuşma, sansür edilmek istenebilir. Meclis’te yapılan konuşmalar, kürsü dokunulmazlığı kapsamındadır. Yasama dokunulmazlığı kapsamındadır. Eğer siz demokratik bir anlayışla muhalefet partilerinin seçim sürecinde kendilerini ifade etmelerine izin vermezseniz, burada demokrasi yoktur. Ve maalesef RTÜK, bizim de üyesi olduğumuz RTÜK şu anda hükümetin, iktidar partisinin bire bir sopası olma görevini yapmaktadır. Bu basın toplantısı ile kamuoyuna duyurmak istedik. Çünkü biz toplantılarda mücadelemizi veriyoruz" ifadelerine yer verdi.
"TRT’NİN TEK YANLI YAYIN POLİTİKALARI..."
RTÜK üyesi tarafından yapılan bir başka açıklamada ise, "Kamuoyuna yansıyan TRT’nin tek yanlı yayın politikalarını, hepiniz herhalde okudunuz gördünüz. Yüzde doksan oranında iktidar partisine aran ayrılıyor. Yüzde 5’e yakın, ana muhalefet partisine, yüzde 5 civarı Milliyetçi Hareket Partisi’ne, yüzde 0.22 civarında da, BDP ayrılıyor. Burada inanılmaz bir uçurum var. Bunun anayasa hak hukuk, adalet ile bağdaşır hiçbir yanı yok. Bu ne yazık ki seçim dönemindeki bu haksız tek yanlı yayın, demokrasiye seçimlere gölge düşürür niteliktedir. Radyo Televizyon Üst Kurulu, anayasal bir kurum olarak görevini yapmadığı için, Yüksek Seçim Kurulu’na, bu tabloyu iletmediği için, kararttığı için Yüksek Seçim Kurulu’nun adil karar alması da engellenmiş oluyor. Adil seçimlere gölge düşürülmüş oluyor. Sanki iktidar partisinin medyaya, halka ulaşma konusunda sıkıntısı varmış gibi, herkesin vergisi ile ayakta kalan TRT’nin dahi tümüyle iktidar partisine tahsis edilmesi sonucunu doğuruyor. Bu kabul edilemez bir durum" ifadelerine yer verildi.