Çakır'ın analizine göre 17 Aralık ile başlayan sürecin en büyük kaybedeni medya oldu.
MEDYA İYİCE DİBE VURDU ROLLER DEĞİŞTİ!
"Zaten itibarı yerlerde sürünen" medyanın AKP cemaat savaşıyla birlikte iyice dibe vurduğunu kaydeden Çakır, eskiden cemaate yakın gazetecilerin medyada tutuklanacak isimleri ilan ettiklerini ancak artık rollerin değiştiğini vurgularken "hükümete yakın isimler bazı meslektaşlarını arayıp yazıp söylediklerine dikkat etmeleri uyarısında bulunuyorlarmış." dedi.
İşte Çakır'ın yazısındaki ilgili bölüm:
17 Aralık'tan bu yana başta Cemaat ve hükümet, dolayısıyla Gülen ve Erdoğan olmak üzere çok sayıda kurum ve kişi alabildiğine yıprandı, fakat genel bir bilanço çıkarılacak olursa en büyük zararı, zaten itibarı yerlerde sürünen medyanın gördüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tarafların birbirlerini yıpratmak için, pokerde karşılıklı restleşir gibi sosyal medyadan dolaşıma soktukları telefon dinleme kayıtlarından, ülkemiz medyasının üzerinde iki büyük gözün, Erdoğan ve Gülen'in bulunduğunu öğrenmiş durumdayız.
Öte yandan, düne kadar içtikleri su ayrı gitmeyen, birlikte kurdukları medya derneği aracılığıyla iletişim dünyasını siyasi iktidara göre dizayn etmeye çalışan gazeteciler ve onların kurumları arasındaki savaş ürkütücü boyutlarda seyrediyor.
Eskiden devlet içindeki "paralel" yapının medyadaki uzantıları tutuklanacak gazetecileri gazete köşelerinden, internet sitelerinden veya televizyon programlarından ilan eder, özel yetkili savcılar da kısa sürede meslektaşlarımızı, "açıklayamayacakları" (aslında hiç olmayan) delillerle tutuklardı.
Şimdiyse, iddiaya göre, hükümete yakın isimler bazı meslektaşlarını arayıp yazıp söylediklerine dikkat etmeleri uyarısında bulunuyorlarmış.
Bu iddianın doğru olmamasını temenni etmekten başka yapacak bir şey yok maalesef.