Sabah çalışanları isyan edin!
Alın teri kutsaldır. Alın terinizin, beyin üretiminizin, kol gücünüzün, emekçi yaratıcılığınızın hakkını, “içinize gazeteci kılığıyla sokulmuş 3-4 iktidar yandaşına” yedirmeyin. Unutmayın ki gazetecilik; haksızlığa uğramış, emeği, alın teri, beyin ışıltısı, yaratıcılığı, samimiyeti ve dürüstlüğü istismar edilmiş insanları arkalamak, korumaktır. Gazetecilik, acı çekenlerin acısını acı çekmeyenlere duyurmak, haksıza haddini bildirmek, hakkı gaspedilenlerin de hukukunu savunmaktır.
Kendisini savunmayan!
Kimseyi savunamaz.
Sabah çalışanları isyan edin. Rafine hukukçuların toplandığı yüksek mahkeme Danıştay 1. Dairesi’nin aldığı önceki günkü karar “kutsal isyanınızın” rehberi olsun.
***
Danıştay 1. Dairesi, Uzan Grubu’nun bankalarına ve dolayısıyla da gazeteleri ile televizyonuna TMSF’nin atadığı çok yüksek maaşlı-bol kepçe harcamalı-lüks makam otosu düşkünü 9 yöneticinin hukuk önünde hesap vermelerinin önünü açtı.
9 yönetici!
Yani TMSF’nin el koyduğu Star TV ile Star Gazetesi’ne (satılmadan önce) gazeteci kılığında soktuğu; Adem Gürses, Hasan Tahsin Emek, Yusuf Toklu, Uğur Hayırlı, Ömer Küçüközcan, Mustafa Öcalan, Mehmet Ali Kaynar, Zeynel Koç ve Ekrem Yiğit, şimdi mahkeme önünde hesap verecekler. Çünkü bu 9 kişi, görevlerini kötüye kullanmaktan, spor yorumculuğu karşılığında STAR TV’den, spor yazarlığı karşılığında STAR Gazetesi’nden çok yüksek astronomik ücretler almak, şirketlerde her türlü ihtiyacı karşılayan otomobiller varken, onları beğenmeyip 150 milyar-200 milyar lira değerinde çok lüks yeni makam otomobilleri almak, haber programı sunan güzel yüzlü, hoş gülüşlü bir sunucu kıza ayda 25 bin dolar ücret ödemek, kendilerini hem yönetim kurulu hem denetim kurulu üyeliği yapıyor göstererek 20 milyar lira - 25 milyar lira aylık maaşlara bağlamaktan suçlanıyorlar.
İddialar belgeli.
TMSF, bu 9 kişinin yargılanmasına izin vermiyordu. Danıştay 1. Dairesi önceki gün, “ne münasebet” diyerek yargılanmanın önünü açtı.
Sabah çalışanları!
Siz de isyan edin.
Çünkü aynısı sizin beyin ışıltınızla, temiz emeğinizle, yaratıcı alın terinizle, dürüst, namuslu, sorumluluk duygusuyla yüklü gazeteciliğinizle 20 yıldır uğraşıp, didinip marka olmasına omuz verdiğiniz Sabah Gazetesi’nde yaşanıyor (biliyorsunuz ben de o gazetede 14 yıl temiz emeğimi vererek, dürüst kalemimle çalıştım, hem Dinç Bilgin’den hem de Turgay Ciner’den hakkımı yedirmeden son kuruşuna kadar aldım, köşemle oynamaya kalktıkları için kapıyı çarpıp gazeteden ayrıldım) Sabah Gazetesi Başbakan’ın damadına genel müdürlük veren Ahmet Çalık’a satılmadan önce iktidar yandaşı yazılar yazdıkları, muhalefete, Atatürkçülüğe, Türk halkına küfür, küçümseme ve kem söz yazabildikleri için Mehmet Barlas’a 900 milyar lira transfer parası ve çok yüklü aylık maaş, Engin Ardıç’a 500 milyar lira transfer parası ve çok büyük maaş, genel yayın müdürü Ergun Babahan’a ayda 35 milyar lira maaş ve altına da 200 milyar lira değerinde yeni model Q7 Audi makam otosu verdiler. Mehmet Barlas ile Engin Ardıç, yazmaya başladı, Sabah’ın satışı 46 bin düştü.
Sabah çalışanları!
Sizin 20 yıllık hakkınızı bir bakıma çaldılar, iktidar yandaşı kalemlere bol kepçe verdiler. İsyan edin.
Araştırın.
Merak edin.
Sabah ve atv’ye 15 talip varken, ne oldu da son anda alıcı 1 kişiye indi. Danıştay kararını örnek alın, mahkemeye gidin. Hakkınızı iktidar yandaşlarına yedirmeyin. İsyanınız keskin, kaleminiz ölümsüz ve kesinlikle dürüst olsun.