Kitapları uzun süre “en çok satanlar” arasında yerini alan Öztürk’ün, yeni kitabında da ulaşılamayacak belgeler yer aldı, konuşmayan kişiler konuştu.
Haber ve röportajlarıyla başta Sedat Simavi Gazetecilik ödülü olmak üzere Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve meslek örgütlerinin 30’dan fazla ödülünü alan Saygı Öztürk, yeni kitabı “KIRMIZI KLASÖR”de yazılan her şey belgelere dayanıyor, her olayın perde arkası yer alıyor. .
Son dönemlerde yeniden gündeme gelen “canlı bomba” eylemleri için teröristler nasıl hazırlanıyor, örgüt bunları kimler arasından seçiyor, eyleme nasıl gönderiyor, teröristlerin aile yapısıyla ilgili araştırmalar da korkunç gerçeği ortaya koyuyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Büyük Dairesi’nin verdiği kararda, Apo’nun adil olmayan mahkemede yargılandığı belirtildi. İmralı Adasındaki duruşmaları izleyen Öztürk, Apo’nun dava günlerini, ve ilginç ayrıntıları da yazdı.
Önceki kitaplarında da olduğu gibi “Kırmızı Klasör”ün önsözünü ünlü yazar Emin Çölaşan yazdı. Çölaşan, Saygı Öztürk’ü “Araştırmacı gazeteciliğin günümüzdeki önderlerinden” diye tanımladı. Çölaşan, “bir solukta okuyacağınız bu kitaptan, çok şeyler öğrenecek, ‘Türkiye’de bunlar gerçekten olmuş mu?’ diye soracaksınız” diyor. İşte, o kitaptan birkaç not:
- Bir elinde bomba bulunan terörist, kendisini Büyükelçilik görevlisi diye tanıtan kişiyle uçağın telsiziyle konuşuyordu. O, uçağı Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya indirdiğini sanıyordu. Sabah ezanı okunmak üzereydi. Alaca karanlıkta bir Emniyet mensubu M-16 Kobra silahıyla nişan aldı. Tek atış şansı vardı. Biri tetiği, biri bombanın pimini çekecekti…
- -Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirilmişti. PKK müthiş bir plan hazırladı. Bir bakan ya da yüksek rütbeli bir subay kaçırılacaktı. Apo’nun serbest bırakılması için “rehine pazarlığı” yapılacaktı. “Kırmızı alarm” verildi. Müthiş bir kovalamaca başladı…
-
- Apo’nun emriyle “canlı bombalar” birer birer patlamaya başladı. Her birinin ayrı bir dramı vardı. Bu kitapta, canlı bombaların bilinmeyen dünyası ve ölüme nasıl gönderildikleri açıklanıyor.
-
- İtirafçılık Yasası’ndan yararlanıp yüzü ve kimliğini değiştirilenler, aşiret lideri Osman Ağa’nın cezaevinde başına gelenler ve onların çarpıcı açıklamaları, “itirafçılık” gerçeği…
-
- İran’da resmi görüşmeye giden heyetin odasına giren ajanlar, valizleri aradı. Valizlerinin karıştırıldığını anlayan görevlilere, “bomba ihbarı vardı” denildi. Onların ne aradıklarını biliyorlardı. Diplomat evrak çantasını açtı, gülerek “bunu da arıyorlardı” dedi.
-
- Komutan, Celal Talabani’ye, “sen ne biçim adamsın” diye bağırıyordu. Talabani, korkudan geri çekilirken, komutanı yatıştırmaya çalışıyordu.
-
- Apo’nun, Şam’daki evinin önüne bir minibüs yanaştı. Minibüsten inenler arasında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım da vardı. Apo, telefonla konuşuyordu. Büyük bir patlama oldu. Ardından büyük bir sessizlik. Telefonu dinleyenler birbirine sarılıp ağladılar. Sonra, her şey değişti…
-
- Siverek’teki yer sofrasında oturan 13 kişi arasında Korkut Eken, Abdullah Çatlı ve “Drej Ali” lakaplı Ali Yasak da bulunuyordu. Korkut Eken ve “Drej Ali” ilk kez o günü anlattı.
- Ana uyandığında, yüreğine bir ateş düşmüştü. Eşine “uyan İsmail uyan, oğlumuz şehit oldu” dedi. O gün kara haber geldi. Aynı gün, bir başka evin kapısı çalındı. Anne, karşısında komutanları gördü. Oracıkta bayıldı…Onlar artık şehit analarıydı…
-
- Elinde bayrakla HADEP Genel Merkezine girerken, üzerinde iki tabanca vardı. Herkes ona yol açıyordu. Sanki donmuş gibiydiler. HADEP’lilerin indirdiği bayrağı, genel merekeze asan avukat, o gün yaşadıklarını ilk kez bu kitap için anlattı.
- Apo’nun sorguda gözlerinin dolduğu an ve MHP hakkında ki açıklamaları.
- Yabancı vakıflardan hangi yazar, ne için para aldığı da da kitapta yer alıyor.
- Saygı Öztürk’ün “Birharf” yayınlarından (tel: 212- 5119955) çıkan yeni kitabı “Kırmızı Klasör”ü seçkin kitapçılarda ve migroslardan edinilebilir.