SBK Holding ve 6 şirketine yönelik kara para aklama soruşturması kapsamında gözaltında tutulduğu Avusturya'dan Türkiye'ye iadesine ilişkin süreç başlatılan Sezgin Baran Korkmaz'ın Habertürk çalışanı Veyis Ateş ile 10 milyon euroluk konuşması gündemdeki yerini korurken, Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan bugün köşesinde bu konuya değindi.
Hakkında kara para aklama ve dolandırıcılık suçlarından dolayı Türkiye ve ABD tarafından kırmızı bültenle aranan SBK Holding patronu Sezgin Baran Korkmaz'ın gözaltında tutulduğu Avusturya'dan Türkiye'ye iadesine ilişkin süreç başlatılırken, Habertürk çalışanı Veyis Ateş ile yaptığı görüşmelerin ses kaydı gündeme bomba gibi düştü.
Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan bugün köşesinde Sezgin Baran Korkmaz ve Veyis Ateş ile ilgili yazı yazdı.
Hilal Kaplan'ın, "Sezgin Baran Korkmaz'ın ağındaki gazeteciler" başlıklı yazısında Baran'ın ağında 12 gazetecinin daha olduğu iddiası dikkat çekti.
İşte Hilal Kaplan'ın yazısı:
Geçtiğimiz mayıs ayında SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz ve diğerleri hakkında, Amerika'dan haksız kazançla elde edilen "mal varlığı değerini aklama" suçundan hapis cezası istemiyle İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması görülmüş ve mahkeme hükmen tutuklama kararı vermişti.
Amerika'daki davada ise yeni bir gelişme oldu. Avukatlarının basına verdiği bilgi doğruysa, Korkmaz'ın katıldığı yayının sonrasında ABD'deki davayla bağlantılı yeni bir dava açıldı ve tutuklama kararı bunun üzerinden istendi. Ardından da kısa süre içinde Korkmaz, ABD'nin talebi üzerine Avusturya'da tutuklandı.
Korkmaz meselesinin bizi ilgilendiren yanı sadece kara para aklama veya dolandırıcılık iddiaları değil. Aynı zamanda medya ile bu "işadamı"nın kurduğu anlaşılan yakın ilişki... Aklınıza gelen bazı yazarlar, TV kanalları ve internet siteleri ile bu kişinin adını arattığınızda nasıl devasa bir PR ağı kurduğunu hayretle görüyorsunuz. Ancak bu PR'ın ne kadarı gerçekçi ne kadarı "tamamen duygusal", henüz belirsiz. Umuyorum işin bu kısmı da mahkemeye intikal eder ve adalet mekanizması çerçevesinde görürüz.
Zira bazı yazarlara "sınırsız kredi kartı", bazı yazarlara elden para desteği verdiği, bazılarını da ballı tatillere gönderdiği kulaktan kulağa yayılıyor. Ortada sadece Veyis Ateş'in ismi dönüyor ve belli ki Korkmaz, işine geldiği için şimdilik sadece bir isim telaffuz ediyor. Ancak söz konusu ağda 12 gazetecinin daha olduğu söyleniyor.
Öte yandan Korkmaz'ın "ablam" dediği Sevilay Yılman dün ilginç bir tweet attı ve Korkmaz'ın hangi gazetecileri evinde veya otelinde ağırladığını, kimlerin kredi kartını ödediğini" sordu. Sonra da bu tweet'i sildi. Esas bizler daha on gün öncesine kadar "Dolandırdıysa Amerika'yı dolandırdı" mealinde suçunu hafifletmeye kalktığı "kardeşi"nin neler yaptığını bilmeyi talep etmeliyiz.
SBK'nın çıkışından sonra içlerinde Fatih Altaylı'nın da olduğu dört kişiye HaberTürk'ten "izin verildiği" söyleniyor. Bahçeli'nin tepkisi sonrasında da iki kişi izne çıkarılmıştı. Şahsıma yönelik HaberTürk yayınında alınan ah'lar çıkıyor, diyebilir miyiz?..
Ayrıca Sezgin Baran Korkmaz ile fotoğrafı ortaya çıkan İsmail Küçükkaya da bir gün önce "Desteğiniz 'devam etme' motivasyonumuzdur" (tırnak kendisine ait) diyerek izleyicisine teşekkür edip ertesi gün erkenden 'sezon finali' yaptı. İlgisi var mı, bilemiyorum. Açıkçası tam ne olduğunu şu an "işin içinde olanlar" hariç kimse bilmiyor.
Fakat söz konusu kirli ilişkiler ağı doğruysa, ilgili kişilere bu sürecin sonunda ödetilen bedelin sadece "uykusuz geceler"le sınırlı kalmamasını diliyorum.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.