Evliliklerin sorunsuz devam etmesi için cinselliğin çok önemli olduğunu söyleyen Psikolojik Danışman Melis Berk Atalı, birçok çiftin uzun yıllar evli kalmalarına rağmen birbirlerinin vücudunu hiç görmediğini belirtti.
Evliliklerde cinsel ilişkinin sayısından çok kalitesinin önemli olduğunu vurgulayan Atalı, "İnsanlar evliliğe cinsel odaklı başlıyorlar. İlk yıllarda cinselliğin sayısı önemli oluyor. Haftada kaç kez cinsel ilişkiye girildiği daha önemli oluyor. Bir süre sonra skor hala önemliyken, cinselliğin kalitesi önemsizleşiyor. Artık bir görev haline gelmeye başlıyor. Bu haftada 5’ten, 1’e iniyor. Daha sonra bu bir göreve dönüyor. Aslında cinsel ilişkiye girmenin sıklığı ve neyin normal olduğu tamamen çiftlere kalmış bir durum. Önemli olan skor değil, bunun kalitesidir" dedi.
Çiftlerin birbirinden birçok şey beklemesine rağmen iletişim kurmadığını belirten Melis Berk Atalı şöyle konuştu: "Birçok çiftte bireyler neresine dokunulduğunda hoşlandığını bile bilmiyor. İletişimin olmadığı bir cinsel ilişkide bunu öğrenme şansı yok. Çiftler, evlilikleri boyunca karanlıkta birlikte oluyor. Eşinin vücudunu görmeden yıllarca birlikte olan insanlar var. Bir süre sonra kadın ’başım ağrıyor’ sendromuna yöneliyor. Çocuk sahibi olan çiftlerde eş rolünü ihmal ediyor. Eş rolü ikinci planda kalınca karşısındakinin beklentileri karşılanmıyor. Çocuk merkezli bir evliliğe doğru gidiyor. Ayrıca evliliklerde sorumlulukları paylaşma konusunda adaletli bir dağılım yoksa bu sorumluluk tek başına annenin üzerine geçtiği zaman, kadın saldırgan bir eş veya anne haline dönüşebiliyor. Bu sıkıntılar cinselliği de etkileyince evlilikler içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Oysa cinsellik kişinin bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve eşine bağımlılığı artıyor. Böylelikle problemler daha kolay çözülür hale geliyor."
SEKS YOKSA, EVLİLİK EVCİLİĞE BENZER
Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Taner Canatar da evliliklerin yürümesinde cinselliğin büyük etkisi olduğunu söyledi. Cinsellik olmayan evliliklerin evcilik oyununa benzediğini belirten Canatar, "Cinsellik barınmayan evliliğin yürümesi mümkün değil. Cinsellik ve seks karıştırılmamalıdır. Cinsellik sevginin paylaşılmasıdır. Ancak Türk insanı olarak yeterli bilgiye sahip değiliz. Evlendiği güne kadar erkeğin cinsel organının neye benzediğini bilmeyen kadınlar var. Birçok kadın kendi cinsel organını hiç tanımıyor" dedi.
Genel olarak toplumda çiftlerin birbirine kendini ifade edemediğini belirten Canatar, şöyle konuştu: "Türkiye’de her 10 kadından 8’inde, her 10 erkeğin 7’sinde de cinsel işlev bozukluğu var. Bunda toplumsal baskılar ve aile baskıları ön plana çıkıyor. Cinsellik konusunda eğitimsiz olduğumuzu söyleyebilirim. Orgazmın ne olduğunu hiç bilmeyen çok sayıda kadın var. Orgazmı bir arkadaşından duyarsa veya bir yerden okursa öğreniyor. Erkeklerde de erken boşalma ve sertleşememe problemi yaşanıyor. Cinsellik, evliliğin yüzde 50’si diyebiliriz."