Hüseyin Özay / STAR
Geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kimseye yutturamazsınız’ diye sert tepki gösterdiği ve tüm dünyadan tepki alan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin not görünümünden sonra Türk bankacılığına yönelik kararında da büyük skandala imza attı. S&P, Türkiye’nin kredi not görünümünü durağana düşürmesinin ardından Türk bankacılık sektörünün önde gelen altı bankasının da not görünümünü ‘pozitif’ten, ‘durağan’a çevirdiğini açıkladı. Bu kararında ise Türk bankalarının yurt dışından dolar cinsi yaptığı borçlanmayı ‘TL’ olarak dikkate alarak ‘TL değer kaybederse, zor durumda kalırlar’ değerlendirmesiyle büyük bir hataya imza attı.
14.8 milyar dolarlık fon temin edildi
Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası ve BDDK, Standard&Poor’s’un raporuna ilişkin yaptığı çalışmada ilginç hatalara rastladı. Yapılan en büyük hatanın ise Türk bankacılık sektörü ile ilgili verilerde olduğu belirlendi. S&P’nin raporunda, Türk bankalarının yurt dışından toplam 14.8 milyar dolarlık fon temin ettiği ve bu fonların karşılığında gösterilen teminatların, TL olduğu belirtilerek, TL’nin değer kaybetmesi sonucunda bankaların ilave teminat göstermek zorunda kalacakları öne sürüldü.
Kayıp değil, tam tersi kazanç olur
Ancak yapılan araştırmada, Türk bankalarının yurt dışından buldukları 14.8 milyar dolarlık fon için gösterdikleri teminatın 9.4 milyar dolarlık kısmının dolar cinsinden, 5.4 milyar dolarlık kısmının ise TL cinsinden olduğu belirlendi. Dolayısıyla, TL’nin değer kaybetmesi sonucunda, 9.4 milyar dolarlık teminatta bir değer kaybı olmayacak. Hatta tam tersine, değer artışı olacak. Burada risk unsuru olan ise sadece 5.4 milyar liralık teminat bulunması. Söz konusu teminat da, 1.2 trilyon liralık büyüklüğe ulaşan Türk bankacılık sektörü için, bir günlük işlem hacmine karşılık geliyor.
Türkiye şikayette haklı, notunuz 2013’te artar
KREDİ derecelendirme kuruluşu S&P’nin, Türkiye’nin görünümünü durağana düşürmesine Türkiye dışından da eleştiri yağdı. Türkiye’de Yapı Kredi’nin ortağı olan UniCredit’in CEO’su Federico Ghizzoni, kredi derecelendirme kuruluşlarının genellikle çok tedbirli davrandıklarını ve zaten genelde olumsuz yaklaşım sergilediklerini söyledi. Ghizzoni “Şahsen ben tabii ki Türkiye’nin görünümünün düşürülmesi konusunda hemfikir değilim. Ama aynı zamanda şöyle de düşünüyorum; eğer Türkiye enflasyon oranını düşürürse ve cari açığı azaltabilirse o zaman tekrar yatırım yapılabilir nota ulaşacaktır. Evet Türkiye şikayet etmekte haklı. Ama 2013 yılında bence Türkiye’nin notu tekrar yükseltilebilir” dedi. Yunanistan’ın durumunun Türkiye ile kıyaslanamayacağını ifade eden Ghizzoni, bu ülkenin notunun çok düşük olduğunu, Yunanistan’da borçların yeniden yapılandırılması anlaşması yapıldığı için bunun otomatik olarak notunu etkilediğini belirtti. S&P, piyasaların tatil olduğu 1 Mayıs’ta Türkiye’nin BB olan kredi notunun görünümünü pozitiften durağana düşürmüştü. Avrupa’da kredilerdeki yavaşlamaya işaret eden Ghizzoni, en büyük düşüşün bu aylarda yaşandığını ve geçen senenin son çeyreğinde başlayan kredilerdeki düşüşün Şubat-Mart aylarına kadar devam ettiğini belirtti. Ghizzoni “Avrupa’yı kapsıyoruz. Baktığınız zaman talebin yavaş yavaş yükseldiğini görüyoruz. Toparlanma sinyallerini ikinci yarıdan itibaren göreceğiz. Birtakım toparlanma sinyallerini zaten mart sonu, nisan ayından beri görüyoruz” dedi. Ghizzoni, dünya ve Avrupa ekonomisinde kriz öncesi durumuna ise 2014’te dönülebileceğini belirtti.