Kılıçdaroğlu: Milli iradeye en büyük darbeyi mahkeme kılıklı hükümet sopası vurdu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Milli iradeye en büyük darbeyi mahkeme kılıklı hükümet sopası vurmuştur." dedi. Kılıçdaroğlu, "Nasıl oluyor da halkın oyunu almış bir milletvekili, 1-2 yargıçın iradesi ile parlamentoda yasama görevini yerine getiremiyor? Hükümetten talimat alıp da onun görüşleri doğrultusunda karar veren yargıç, yargıçların yüz karasıdır." diye konuştu.
CHP’nin yeni Parti Meclisi'ni toplayan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Ergenekon sanığı milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddi ile ilgili olarak, mahkemeye tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, illegal bir biçimde milletin iradesinin tecrit edildiği yaralanmış bir meclisin olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Milli iradeye en büyük darbeyi mahkeme kılıklı hükümet sopası vurmuştur. Nasıl oluyor da halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri bir iki yargıcın iradesiyle parlamentoda yasama görevini yapamıyorlar. Demokrasilerde bunu kabul etmek mümkün değildir.
Yargıç, yargıç cübbesini giydiği zaman yargıç olunmaz, yargıç karar verdiği zaman yargıç olunmaz, yargıç eğer hükümetin sopası görevini üstleniyorsa o kişiye yargıç denmez. Yargıç elinde hükümetin sopası olan kişi değil, elinde adalet terazisi olan kişi demektir." dedi.
"ONLAR ÇOCUKLARA ÇOK AĞIR BİR MİRAS BIRAKTILAR"
Yargıcın kararının toplumun vicdanında kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hükümetten talimat alıp onun görüşleri doğrultusunda karar veren kişi yargıç değildir, yargıçların yüzk arasıdır o kişiler. Silivri toplama kampında insanları toplayacaksınız, neyle yargılandıkları belli olmayacak, bir kaosun içine sürükleyeceksiniz, bütün dünyanın gözü önünde Türkiye'nin itibarını sıfırlayacaksınız. Türkiye'nin itibarını sıfırlayan adaleti yok eden, adalet terazisinin bozan kişilere yargıç denmez.
İktidarın sopasını eline alıp yargıçlık taslayan kişilere biz yargıç demeyiz. Onlar çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. Çocukları ilerde babalarının yargıç olduğunu söylemekten utanacaklardır. Böyle bir mirası bir baba çocuklarına bırakamaz. Böyle bir mirası bırakıyorsa o kişi yargıç değildir. Çocuklar babalarının yargıç olmadığını söylesinler, 'onlar hükümetin görevlisidir' desinler, 'Sayın Başbakan talimat verdi, onlar da talimatı yerine getirdi' desinler." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de gelinen noktanın bu açıdan kabul edilemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Milli irade diyeceksiniz, milletvekillerini hapse atacaksınız. İnsanları telle boğanları serbest bırakacaksınız, halkın iradesiyle seçilen mahkum olmamış kişileri hapiste tutacaksınız. Bir Allah'ın kulu çıkıp bana bunun mantıklı gerekçesini açıklasın." diye konuştu.
Anayasa'nın 90. maddesi ile uluslararası sözleşmelerinin ortada durduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi çağdışı bir devlet göstermeye yetkisinin hiçbir yargıçta olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hem demokrasi, özgürlük diyeceğiz hem de bazı yargıçların keyfi üzerine demokrasiyi, özgürlüğü rafa kaldıracağız. Bunu kabul etmiyoruz." dedi.
"BEYEFENDİNİN OĞLU İÇİN BÜTÜN POLİSLERİ SIRAYA DİZECEKSİNİZ"
Kılıçdaroğlu, iktidar partisinden bir milletvekilinin oğlunun polisleri sıraya dizip sorgulaması olayının da kabul edilebilir olmadığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "Bizim milletvekillerine biber gazı sıkacaksınız hiçbir şey olmayacak, beyefendinin oğluna bir şey oldu bütün polisleri sıraya dizeceksiniz. Böyle iktidar olmaz, böyle yönetim olmaz, böyle adalet dağıtılmaz." dedi.
Kılıçdaroğlu, yurttaşlara 'karamsarlığa kapılmayın' diye seslenerek, şöyle devam etti:
"Bizim bir milletvekilimizin çocuğuna bir polis şunu yaptı diye, bütün polisleri sıraya dizmeyeceğiz. Adaleti, hukuku bütün vatandaşlarımıza götüreceğiz.
Yargıç kimliğinde olup, iktidarın sopasını taşıyan kişileri yargıçlık mesleğinde tutmayacağız. Yargıç halka güven verecek, halkın vicdanı olacak, adalet dağıtacak. Bütün faili meçhullerin üzerine gideceğiz. Yeni CHP, özgürlük ve demokrasi demektir. Bütün yurttaşlarımın bunu bilmesini isterim."