Fakat Hizbullah karşıtları, örgütün Suriye'deki faaliyetlerinin artık lojistik desteğin ötesine geçtiğini iddia ediyor.
Esad'a karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu sözcülerinden Luay El Mekdad, Hizbullah'ın Lübnan'ın Hermel bölgesinden Suriye'deki El Kuseyr bölgesini aylardır top atışına tuttuklarını söylüyor.
El Kuseyr, Suriye ile Lübnan sınırında, akrabalık ilişkileri nedeniyle doğal geçişlerin yoğun olduğu bir bölge.
Muhalifler Hizbullah'ı suçluyor
Suriyeli muhalifler Hizbullah'ı, rejimin yanında savaşması için Suriye'ye militan gönderirken, bu bölgeyi üs olarak kullanmakla suçluyor.
El Mekdad, Hizbullah'ın şimdi de Suriye tarafında bazı sınır kentlerinde mevzilendiğini, Suriye rejiminin Şam civarındaki çatışmalara yoğunlaşmak için bu bölgedeki operasyonların idaresini Hizbullah'a devrettiğini iddia ediyor.
Bölgedeki çekişme tırmanırken, Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden siyaset bilimci Hilal El Kaşan, El Kuseyr için mücadelenin hayati önemde olduğunu vurguluyor.
"Orası Suriye'deki en stratejik kavşak. Orası kimin elindeyse, Şam ve Humus yolunu da o denetim altında tutuyor demektir. İsyancılar için de önemli bir tedarik mevzisi; çünkü destekçileri bu bölge üzerinden cephane gönderiyor" diyor El Kaşan.
Hizbullah'ın askeri anlamda dahlini gösteren yeterli veri bulunmuyor. Fakat yapılan cenaze törenlerinde Hizbullah, ölenlerin ölüm yeri konusunda bilgi vermeksizin "cihat görevlerini yerine getirirken öldüler" dediğine tanık olunuyor.
Nasrallah: 'Meşru müdâfa'
Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, Hizbullah'ın Suriye ile bağlantısını, Lübnan ile Suriye arasındaki karmaşık tarihsel ilişkilere dayandırıyor.
Lübnan ile Suriye arasındaki sınır çizilmeden önce, Lübnanlı ailelerin sonradan Suriye toprakları içerisinde kalan büyük arazileri vardı.
Çiftçilikle uğraşan ve sayıları 30 bin civarında olan bu kesim, Suriye tarafında kalmakla beraber Lübnanlı kimliklerini korudu. Bunların çoğu Şii ve Hizbullah üyesi.
Nasrallah, "Suriye'de çatışmalar başladığında silahlı gruplar bu kesimlere saldırdı. Bu ailelerin bir kısmı bölgeyi terk ederken bazıları da kalmaya ve varlığını ve onurunu korumaya karar verdi" diyor ve ekliyor:
"Biz onlara kalmaları ya da gitmeleri doğrultusunda talimat vermedik. Kendilerini savunmak amacıyla silahlandılar. Bunun silahlı gruplara karşı rejim yanında savaşmakla bir ilgisi yok. Bu bir meşru müdâfadır."
Nasrallah, Suriye'nin sınır bölgelerindeki Lübnanlıların Sünni yerleşimlerinde denetimi ele geçirdikleri haberlerini yalanlıyor.
"Bunların hepsi desteksiz yalan. Aslında bu durumun tersi gerçekleşiyor" diyor.
'Hizbullah'tan emir aldılar'
Fakat Profesör Kaşan bu açıklamalara inanmıyor; "Hizbullah'ın örgüt yapısını bilenler üyelerinin kendi başına hareket etmeyeceğini bilir. Partiden emir almış olmalılar" diyor.
Kaşan, Hizbullah'ın fazla seçeneği olmadığını şu sözlerle ifade ediyor:
"Bir şey yapsalar da, yapmasalar da durumları kötü. Her iki durumda da, Suriye'de rejim çöker çökmez, ki bu yakındır, isyancıların, peşlerine düşeceğini biliyorlar."
Nasrallah Ekim'de yaptığı bir konuşmada, Suriye'nin kendisi yanında savaşması için Hizbullah'a ihtiyacı olmadığını söylemişti: "Bizden böyle bir şey istemediler, biz de böyle bir karar almadık."
Aradan geçen dört ayda, Suriye muhalefetinin medya üzerinden yürüttüğü saldırılara maruz kalan Hizbullah'ın söyleminde bir değişiklik olmadı.
Fakat El Kuseyr'deki çatışmaları Hizbullah'ın yönetip yönetmemesinden bağımsız olarak şunu söylemek mümkün: Hizbullah Lübnan'ı giderek daha fazla Suriye savaşının içine çekiyor.
Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/haber/128642/suriyede-hizbullah-parmagi#ixzz2MNMLenO8