SU BÖBREKLERDE TAŞI ENGELLİYOR
Vücudun yabancı ve zararlı maddelerden uzaklaştırılmasında en önemli organ böbreklerimizdir. Böbreklerimiz kanı süzerek atıkları ayrıştırır ve bunları su ile karıştırarak idrarı yapar. İdrar ile vücudumuz istenmeyen maddelerden arınır. Yeteri kadar sıvı alınmadığında bu işlem zorlaşmasına bağlı böbrek hastalıkları artar. Bunun yanı sıra içinden yeteri kadar su geçmeyen borularda nasıl kireçlenme olursa böbreğin boru sistemi içinde de kireç benzeri özellikle kalsiyum yoğunluklu mineraller birikerek taş oluşumuna neden olur.
VÜCUDUN İDRARDA ÇIKANDAN ÇOK DAHA FAZLA SUYA İHTİYACI VAR
Su içme alışkanlıklarla olan bir durumdur. Suyu vücudumuzun aslında en önemli gıdası olarak kabul etmemiz gerekir.. Vücudumuzun yaklaşık %60-65 i sudan oluşur. Bu durum vücuttaki tüm hücreler için geçerlidir. İnsanlar suyun alındığı kadar çıkarıldığını düşünse de aslında idrarda çıkan miktardan çok daha fazlasına ihtiyacımız vardır. Buna tıp dilinde “farkında olunmayan sıvı kaybı” adını vermekteyiz. Nefes alıp verirken, terleme ile büyük abdest ile biz farkında olmadan yaklaşık günlük olarak 1,5 litre civarında sıvı kaybederiz. İdrar ile atılan miktarı da eklediğimizde neden biz doktorların en az günlük 2 litre su tüketilmesi gerektiğini söylediğimiz anlaşılabilmektedir. Bu durum özellikle yaz aylarında artmaktadır.
SUSUZLUK SONUCUNDA BAYILMA HALSİZLİK BULANTI HUZURSUZLUK OLUR
Önceden de anlattığımız gibi tüm dokuların suya ihtiyaçları vardır. Susuz kalındığında Yetersiz sıvı alımı sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, halsizlik, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi, huzursuzluk özellikle yaşlılarda şuur bulanıklığı, sinirlilik gibi çeşitli şikayetleri ortaya çıkarabilmektedir. Bunlar sadece şikayet derecesinde kalmayıp çok daha ciddi hastalık tabloları da oluşabilmektedir. Bunların arasında özellikle zaten böbrek taşı hikayesi olanlarda daha sık olmak üzere böbrek taşı oluşumu ve bunun verdiği sancılar, kanının yoğunlaşmasına bağlı olarak beyinde tıkanıklıklar ve inmeler, tansiyon yükselmeleri, eğer bireyler kan sulandırıcı, epilepsi ilaçları gibi ilaçlar kullanıyorlarsa bunların doz oynamalarına bağlı yan etkiler sayılabilmektedir.
İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINA NEDEN OLUYOR
Vücudumuzda hepimizin belirli oranlarda mikroplar bulunmaktadır. Biz idrar kanalından bol sıvı geçirdiğimizde (yani bol idrar yaptığımızda) bu mikroplar oraya yerleşememektedir. Oysa az sıvı alındığında az idrar yapımı olmakta ve mikropların da içeri girip hastalık yaratmaları için ortam oluşmaktadır. Bu nedenle orucu direk etkisi değil ama oruç tutanların yeterince sıvı almamaları yine idrar yolları enfeksiyonları açısından risk oluşturabilmektedir.
SUYA LİMON SIKMAK KORUYOR
Limon suyu yüksek oranda c-vitamini içerir. C-vitamini kimyasal adı ile sitrik asit böbrek yolu ile atılır ve atılırken idrarın asit dengesini ayarlar. Bu şekilde mikropların üremesini engellediği gibi böbrek taşlarının ana kaynağı olan kalsiyumun da çökmesini azalttığından çözünür halde tutarak böbrek taşları için de koruyucu etki gösterebilmektedir.
TAŞ YAŞAYANLAR MADEN SUYUNA DİKKAT
Bunun dışında gazlı içeceklerin gazlı olmasını sağlayan karbonik asit vücutta yine taş oluşumu için risk faktörü olabilmektedir. Bu nedenle mümkünse sıvı ihtiyacının kola, gazoz gibi içeceklerle karşılanmamasını önermekteyiz.
GÜNLÜK ÇAY TÜKETİMİ FAZLA OLMAMALI
Her ne kadar hem kahve hem de çayda böbreğin idrar yapımını arttıran maddeler bulunsa da kalsiyum emilimini etkilediklerinden taş oluşumuna neden olabilmektedirler. Meyve suları eğer doğal ise tercih edilebilir. Ayran eskiden taş hikayesi var ise süt ürünü olduğundan önerilmeyen bir içecek ise de yapılan araştırmalar dışarıdan alınan süt ve süt ürünlerinin çok aşırı olmadıkça böbrek taşı yapımına etkilerinin olmadığı gösterilmiştir