Paris'te düzenlenen ve 12 kişinin öldürülmesine neden olan mizah dergisi saldırısının ardından saldırıyı HABERTÜRK TV'ye değerlendiren uzmanlar, saldırıyla ilgili çarpıcı noktaları ve soru işaretlerini ortaya koydu.
Saldırının arka planında hangi örgüt var? Avrupa'daki Müslüman halk artık daha mı fazla tehdit altında? Bu saldırının siyasi sonuçları neler olacak?
"ALMANYA'DA DEĞİL DE NEDEN FRANSA'DA?"
Avrupa'da İslam karşıtı grupların artmaya başladığı, farklı yerlerde gösteriler yapıldığı dönemde bunun Fransa'da yapılması manidar. Fransa'da 6 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Bu Müslümanların özellikle Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildi. Fransa'nın ABD ile hem Libya hem de Ortadoğu'daki politikalarına tepki olarak görülebilir. 90'lı yılların sonunda özellikle 2001'den itibaren Batı dünyasında Hz. Muhammet'i karikatür olarak tasvir eden, İslami değerlerle çok fazla oynayan bir gazeteci kesim yetişti. Bunlar aslında İslam dünyasının bu konuda ne kadar hassas olduğunu bile bile bir takım karikatürler yolu ile insanları provoke etmeye başladılar. Ama şurası bir gerçek, İslam dünyasının siyasi tolerans limitlerini aşan bir takım açıklamalar ve karikatürler geldi. Bu siyasal anlamda elbette batı ile doğu arasındaki bir çatışmanın da ön habercisi olarak görülebilir. Hatta Amin Malouf'un meşhur Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri isimli bir kitabı vardır. Ortadoğu'ya yönelik Haçlılar'ın neler yaptıklarını anlatır.Batıda şöyle bir algı var, çok önemli: Biz Müslümanlar tarafından işgal ediliyoruz. Müslümanlar bizim yaşam tarzımıza baskı yapıyor, Müslümanlar bizi İslamlaştıracak gibi bir algı var. Aynı tavır Almanya'da PEGİDA'da da var.Fransa örneğinde aşırı radikal gruplar, son AP seçimlerinde yüzde 25'ere vardılar. Le Pen önemli bir siyasi figür haline geldi. Fransa'nın İslam ile özel bir ilişkisi de var, koloniyel bir tarihsel ilişki. Bu saldırının yapılması, Almanya'dan sonra Avrupa'nın ikinci büyük ülkesi, Almanya'da yokken Fransa'nın hedef haline getirilmesi İslam fobisinin daha da artması sonucunu getirir.Bu iyi bir gelişme değil, ne İslamiyet için ne de Avrupa için...
"ÇİZERLER ARASINDA MÜSLÜMANLAR DA VARDI"
Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli, çizerler arasında Müslümanların da olduğunu belirterek, "Charlie Hebdo'ya yapılan saldırı büyük bir şok etkisi yaratacak" dedi.
Selçuk Tepeli'nin açıklamalarını izlemek için tıklayınız
NEVZAT ÇİÇEK/GAZETECİ
"BU 3 ÖRGÜTTEN BİRİ ÜSTLENİRSE ŞAŞIRMAM"
Fransa'nın Filistin'i tanıması meselesi, Libya'nın başıboş bırakılmayacağını açıklaması, batıda zaten sorun teşkil ediyordu.Fransa'nın göbeğinde böyle bir derginin, korunamaması veya korunmamış olması ayrı bir sorun. IŞİD, Boko Haram, Şebab... Bu üç örgütten biri üstlenirse şaşırmam. Oluşan bir İslamofobia algısı vardı. Fransa bir İslam ülkesine müdahalede bulunursa artık bunun bir haklı gerekçesi yaratılmış olacak.Bu akşam devlet başkanının halka hitap etmesi sırasında ne söyleyeceği önemli.Afrika'nın bir çok ülkesinde operasyonlar yaparken bu beklenen bir şeydi. Fakat bu kadar hedef olan bir yerin korunamaması bende soru işaretleri yaratıyor.
"ARKASINDAN IŞİD ÇIKARSA, IŞİD DAHA DA GÜÇLENİR"
Son yıllarda ardarda gündeme gelen bir dergi. Çizdiği karikatürler açısından kışkırtıcı bir profili olduğu biliniyor.Dinlerin kendilerine göre hassasiyetlerinin dikkate alınması gerekiyor.Elbette böyle bir olayı kesinlikle meşrulaştırmaz. Ama radikalizm radikalizmi doğuruyor. Hayırlı olmadı. Siyasi açıdan da çok büyük sonuçları olacaktır. 2016'da Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Anketlerde aşırı sağcı Le Pen'in partisi Ulusal Cephe önde görünüyor. Charlie Hebdo'nun daha önce yayınladığı karikatürler nedeniyle Fransa'da teşvik eden partilerin başında Ulusal Cephe vardı. Oyları daha da artabilir ve merkez sağın hızla zemin kaybetmesine neden olacaktır. Kesin söylemek mümkün değil ama görünen o.Fransa en son 3 Kürt kadının öldürülmesinden bu yana Paris böyle büyük bir terör eylemiyle karşılaşmadı. Tepkinin büyük olması gayet doğal. Fransa hukuku açısından Frana'daki ifade özgürlüğüne yönelik saldırıdır hiç şüphesiz. Fakat bu ifade özgürlüğünün Doğu'da gördüğü tepkilerle ilgili nası adımlar attığı da tartışma konusudur.Fransa'da çok iyi hatırlıyorum, bir Diyodon krizi vardı. Fransa'nın ve Avrupa'nın yapısına dokunan komediler yapıyordu.Sanat hayatı bitirildi. Bu da ifade özgürlüğüydü. O hassasiyet neden Charlie Hebdo için gösterilmedi. Belki günü değil, belki de tam günü.Neden yapıldığını bilmiyoruz, belki birileri aşırı sağın yükselmesini istiyor olabilir. Norveç'te olan Breivik olayı var. İslam karşıtı kişi bir günde 78 kişiyi öldürdü. Avrupa'yı Hitler dönemine döndürecek bir hareket organize ettiğiyle ilgili bir mektup yazdığı belirtiliyordu.Danimarka'da 2005'teki karikatürlerin yayınlanmasının ardından yaşanan krizin daha büyüğünü yaşıyoruz.2012'de Hz. Muhammed karikatüründen sonra büyük önlemler alındı ama dünyada büyük protestolar yaşandı.Amaç Fransa'yı İslam dünyasına karşı radikal bir tavır almaya sevketmeye yönelik, bu görünüyor.IŞİD militanlarının arasında çok sayıda Fransız da olduğu biliniyordu. Bunların geri dönüşüyle zaten bir sıkıntı olacağı belirtiliyordu. IŞİD biraz abartılmış gibi geliyor bana. Pohpohlanan örgüt haline getirildi.Bu kadar IŞİD haberi yapılmasaydı, acaba Rusya'dan, ABD, Fas, Cezayir'den savaşmaya gidenler IŞİD'i mi seçeceklerdi?Buradan da IŞİD çıkarsa, IŞİD daha da güçlenecektir.
TURAN KIŞLAKÇI/GAZETECİ
Saldırı bekleniyordu, Paris'te ve dergi tarafında da. Sanki Fransa'da böyle bir saldırı bekleniyordu. 3 ay önce bir Suudi Prensin konvoyuna Paris'in merkezinde roketli saldırı düzenleniyor.Çok büyük saldırı olmasına rağmen medyada yankı bulmadı.Milyon dolarlarca paraya el koydular.Ardından Yahudi mezarlığına saldırı düzenlendi 2 ay önce, yine Müslümanlar sorumlu tutuldu. Yine geçen ay bir sarhoş, tekbir getirip arabasını Fransızların üzerine sürdüğü ve bir kişinin öldüğü yazıldı.Le Monde yazarları bunun bir güvenlik zafı olduğunu söylüyor.Hakikaten güvenlik zafı mı?Geçen hafta AB yetkililerine şöyle bir rapor sunulmuş: AB içindeki Müslüman, Arap mültecilerin Avrupa içinde büyük sorun olduğuna ilişkin askeri raporlar hazırlandı.Medyada altyapısı hazırlanıyor.Saldırı düzenlenen mizah dergisinin geçen ayki sayısında "ocak ayını bekleyin, yine saldırı olacak" deniyor.İslamofobia'nın yükselmesi için oyun mu oynanıyor.Batı istihbaratlarının bu oyunu oynadığı entelektüel kesimde belirtiliyor.
Son 1 ayda Paris'te Mağrip'li mültecilere yönelik terörist yaftası vurulmaya ve olaylar yaşanmaya başlandı. Bunlar tekrar artabilir. Bütün Avrupa ülkelerinde Müslüman mültecilere yönelik yeni yasalar çıkabilir. Terörü önlemek adına bütün bunlar yapılacak, mültecilere baskılar gelecek. Mağrip'li mültecilere yönelik saldırılar olabilir.Görüntülere bakarsanız saldırganların çok eğitimli oldukları görülüyor. Roketle saldırı nasıl düzenlersiniz Paris'in göbeğinde. O roketleri bunlara kim verdi?
HASAN KANBOLAT/ANKARA POLİTİKALAR MERKEZİ BAŞKANI
"LABORATUAR ÜRETİMİ BU ÖRGÜTLER İSLAM KARŞITLIĞINA HİZMET EDİYOR"
IŞİD olup olmadığını şu an bilmiyoruz. Sadece tahminler yürütüyoruz. Fakat görünen o ki bütün dünyada İslam'ı şiddetle özdeşleştiren terör örgütlerinin altında laboratuar üretimi bir Selefi ideolojisinin olduğunu görüyoruz. Suriye ve Irak'ta IŞİD, Afrika'da Boko Haram'dan El Şebab'a kadar aynı ideolojiye hizmet eden bir görüntü arz ediyor. Önemli olan bu saldırının arkasında da laboratuar üretimi bir örgütün çıkıp çıkmayacağı. Çıksa da inanmamak gerekiyor.AB'nin hemen hemen her ülkesinde hepimizin gördüğü şekilde İslam karşıtı bir uyanışın olduğunu görüyoruz. Bu ülkelere Müslümanları sokmama, olanları da izole edip AB sınırlarının dışına atma gibi yeni bir Haçlı ruhunun oluştuğunu görüyoruz. Bu sadece İslam Dünyası için bir tehlike değil Avrupa demokrarisi için de tehlikeli bir süreç. Failler yakalansa, Müslüman gençler bile olsa, en önemli noktası bunların kime hizmet ettiğidir. İslam Dünyası'na hizmet etmediği gerçek.İslam karşıtı direnci artıracak noktaya hizmet ediyor.Bu olayın veya buna benzer olayların İslam Dünyası tarafından şiddetle kınanması, bunun yeni olaylara mahal vermemesine çaba sarf etmek gerekiyor.Fransa devlet olarak girmez, ama eğer bunun arkasından IŞİD çıkarsa veya böyle bir görüntü verilirse Fransa'nın Suriye politikasında bir yenileme görebiliriz. Suriye'nen 50 yılında en içli dışlı olduğu ülke Fransa'dır. Şu anda bile Suriye üzerinde çok büyük etkisi vardır. Nasıl Kaddafi'nin gidiş sürecinde Fransa etkili olmuşsa, bu olay Fransa'nın Suriye politikasını yenilemesine neden olabilir.Avrupa'daki göçmenler her geçen gün,, ay, yıl daha zor bir döneme geçiliyor. Onun için İslam Dünyası olarak ne kadar sessiz kalırsak bu olaylar o kadar hızlı ve fazla büyür.
SETA DIŞ POLİTİKA KOORDİNATÖRÜ UFUK ULUTAŞ
"UMARIM 11 EYLÜL SONRASINDA GERÇEKLEŞEN KANLI OPERASYONLAR FRANSA'DA GERÇEKLEŞMEZ"
Saldırının görüntüleri üzerinden yorumlar yapmaya çalışıyoruz. Bir de derginin mahiyetine dair bir fikrimiz var; dergi ırkçı kabul edilebilecek müslüman, islam karşıtı daha önce sicili kabarık olan bir dergi ve bu yayın politikası sebebiyle daha önce de saldırıya uğramış bir dergi. Bu saldırı, kapsamı geniş, profesyonel bir saldırı. Buradan hareketle doğal olarak 2 tane fikir ortaya çıkıyor. Genel olarak söylenen de bu. Bunlardan biri, olay şüphelisi IŞİD. Daha önce de biliyorsunuz Brüksel'de bir sinagog saldırısı gerçekleştirmişti bir IŞİD militanı. Acaba benzer bir saldırı buradada mı gerçekleşti? Doğal olarak şüpheliyi IŞİD olarak kabul edenler bu soruyu soruyor. Bunun hakkında nihai bir şey söylemek için biraz beklemeliyiz.
ikincisi de uluslararası siyasi bir gündemi olmayan, tamamiyle derginin yayın politikasına ilişkin bir saldırı niteliğinde. Yine şüphelisi kimdir, neden yapmıştır çok farklı görüşler var. Elimizdeki bilgiler saldıranların müslüman olduğu yönünde. Ölçek olarak bir 11 Eylül saldırısı değil fakat sonuçları itibariyle 11 Eylül'ü kısmen andırabilecek potansiyele sahip. Özellikle saldırıdan sonra yapılan açıklamalar, Fransa ve Avrupa'nın genelinden yükselen seslere bakıldığında bu saldırının maliyetinin müslümanlara kesileceği yönünde ciddi sinyaller var. Umarım 11 Eylül sonrasında islam dünyasına karşı yürütülen geniş çaplı ve çok insanın kanını döken bir operasyon, Fransa'da küçük çaplı da olsa gerçekleşmez