İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 104 amiralin imzaladığı darbe imali bildiri hakkında A Haber'de yayınlanan Memleket Meselesi programında canlı yayında soruları yanıtladı.
Bakan Soylu, ''Gece yarısı dönüp bize ültimatom veremezsiniz, verdirtmeyiz. Zihinlerinden en ufak böyle bir şey varsa darmadağın ederiz. Biz vatanseveriz, aynı zamanda kafamızı kuma gömmeyiz Bu millet dayak yiye yiye demokrasiyle buluştu. Dünyada demokrasiyi hak eden bir ülke vatrsa o da Türkiye'dir. Oy pusula yüzünden pazarlık yapan namussuzdur. O gece sabaha kadar uyumadık irtibatları ortaya çıkardık. Türk siyaseti o saf olduğu dönemden çıktı Darbelerle zayıflatılmak istendik. 15 Temmuz'da yaşanılan hikayeler bizim hayatımızın rehberleridir.'' ifadelerini kullandı.
CHP SİYASİ OPERASYON MERKEZİ OLMUŞTUR
Hiçbir siyasi operasyon merkezi olmayan darbe olamaz. Hemen çıkarırsınız veya sonra çıkarırsınız ama darbelerin işbiriliği içerisinden olduğu siyasi operasyon merkezleri vardır. 1960 darbesinin de siyasi operasyon merkezi CHP'dir. Bizati İsmet İnönü'dür. Buna itiraz edecek olanlar varsa kendi genel sekterelerinin, milletvekillerinin anı kitaplarına baksınlar.
DARBEYİ İŞARET EDEN BİR BİLDİRİDİR
Böyle bir tabloyu yorumlamak bizim için bir sorumluluk gerektiriyor ve vatandaşımıza gerçekleri aktarmamız gerekiyor. Kendi amirallik sıfatlarını kullanarak gece yarısı yapılan bildiri "darbeyi işaret eden" bir bildiridir. Bildiride vesayetin izleri bulunuyor.
SAMET KUŞÇU'YU GOOGLE'DAN ARAYIN
Seçilmiş hükümete sınırlar çizen bu bildiride "Ben belirleyiciyim" deniliyor. Bu bildiri bir fitne bildirisidir, bu bir istismar bildirisidir. Seçilmiş hükümete karşı anlayış ortaya koyan bir bildiridir.
Google'dan Samet Kuşcu diye girin. 58'de bunlar darbe planlıyorlar. Samet Kuşçu gidip bunu ihbar ediyor. Bunlar bir kalkışma içerisindeler diyor. Bunlar yakalanıyorlar ve beraat ediyorlar. Bu kişiler 1960 darbesinde yer aldı.
DARBELERİN SİYASİ OPERASYON MERKEZLERİ VARDIR
Darbelerin muhakkak birlikte iş tuttuğu siyasi operasyon merkezleri vardır. Bütün darbelerin birbirine benzeyen ilişkileri vardır. Bundan 3 gün önce Ticaret Bakanımız bir açıklama yaptı ve "Bütün dönemlerin en büyük ihracatını gerçekleştirdik" dedi. Bir taraftan salgınla karşı karşıyayız. Vatandaşımızın karşılaştığı sıkıntılar. Üretim, tedarik... Tüm bu zincirleri koparmamak için herkes elinden gelen fedakarlığı yapıyor. Bu çerçeve içinde Türkiye 18,5 milyar dolarlık bir Mart ayı ihracatı gerçekleştirdi.
Bu 104 kişi, temel özelliği kurmay subay. Bunlar denizci. Biz Doğu Akdeniz'in ne demek olduğunu biliyoruz. Aldığımız inisiyatif, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir rüyaydı. Libya da attığımız adım da öyle.
CHP SEÇMENLERİNE SESLENDİ
Özellikle şunu ifade etmek istiyorum, CHP'li seçmenlere de aynı şeyi söylemek isterim: Darbenin kaybedeni, Türkiye, millet, siyaset, siyasi partiler ve demokrasidir. Eğer darbe bu kadar kaybettiriyorsa, bunu sadece Türkiye'nin ekonomisine, umuduna, geleceğine dair bir kayıp ortaya kaymıyor. Türkiye'nin siyasetini de aşağıya çekiyor. Bunlara destek vermek, siyasete yapılabilecek en büyük kötülüktür.Bir siyasi hesabınız varsa çıkarsınız meydana hesabınızı görürsünüz. Eksik, gizli iş yapmıyoruz. Hepsini vatandaşımızla paylaşıyoruz.Kelle koltuk bir mücadele ortaya koyuyoruz. Niye? Bizim çektiğimizi başka nesillere çekmesin diye.
CHP'li vekiller buna nasıl imza atar? Bizi eleştirebilir, icraatlerimizi beğenmeyebilirsiniz ama her yerinde darbe iması kokan bir bildirinin altına nasıl imza atarsınız? Türk demokrasisi ve siyaseti o saf dönemden çıktı. Bu bildiriye sahip çıkıyorlarsa tarihin ders vermediğinin kanıtıdır.
"MİLLETİMİZ RAHAT OLSUN BİR TAKIM TESPİTLERİMİZ VAR"
İlk akşamdan itibaren, hemen bir takım tespitler yaptık. Kimler, niçin ve neden yapıyor? Bir taraftan bizi PYD ile komşu yapmak istiyor. Kamuoyu merak etmesin. Biz 15 Temmuz'da çok rahat şekilde çözümledik. Bu da rahat bir şekilde çözümlenecek. Milletimiz rahat olsun. Bildiriyi alelacele yayınlayanlar, bundan ötesine gitme imkanı bulamayacaklar.
Milletimiz 15 Temmuz'da da bugün de ilk andan itibaren yanımızda. Bugün yüzlerce sivil toplum örgütü, hem bir taraftan bildiri yayınladı hem de topyekun suç duyurusunda bulundu. Bunlar Türk demokrasisi ve geleceği açısından değerlidir. 15 Temmuz'da vatandaşımız el koydu meseleye, şimdi de sivil toplum örgütlerimiz bu konularda gerekli adımları attılar. Bu 'Millet bizimle beraber. Aklınızı başınıza alın. Yoksa ağır daha ağır bedel ödersiniz' demektir.