YABANCI sermaye Türkiye’ye getirdiğinden fazlasını alıp götürüyor. Artan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık yüzünden ürküp kaçmasının yüksek boyutlardaki cari açığın finansmanında güçlük çıkaracağı söylenen yabancı sermayenin, son yıllarda Türkiye’deki doğrudan ve portföy yatırımlarından rekor tutarda kâr elde ederek ülkesine aktardığı belirlendi.
Yabancıların 2003 yılı başından bu yılın Nisan sonuna kadar olan dönemde Türkiyeídeki doğrudan yatırımlarından elde ettiği karlar ile “sıcak para” olarak gelen dış sermayenin portföy yatırımlarından sağladığı getirilerin toplamda 25 milyar dolara yakın bölümünü ülkelerine transfer etti ortaya çıktı.
Kâr transferleri katlandı
Merkez Bankası ödemeler dengesi istatistiklerinden yapılan hesaplamaya göre anılan dönemde yabancılar, Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde ettikleri kârların 6 milyar 805 milyon doları ile Borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kazandıkları 17 milyar 777 milyon doları yurt dışına transfer etti. Böylece anılan dönemde Türkiye’de elde edilen 24 milyar 582 milyon dolarlık bir kaynak ülkeden çıkarak, başka ekonomilere aktı.
Doğrudan yabancı sermaye girişleri, son iki yılda Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının yüzde 8’i dolayında gerçekleşen cari işlemler açığını sürdürebilmesini kolaylaştırırken, “doğrudan” yatırımlardan elde edilen kârlardan yapılan transferlerin de son yıllarda hızla büyüdüğü görüldü. Küresel konjonktür ve iç siyasi-ekonomik istikrarsızlığın etkisiyle yavaşlayan yabancı sermaye girişlerinin, izleyen dönemde cari işlemler açığını nasıl etkileyeceği tartışmasını gündeme getirdi.
Sıcak para sildi süpürdü
2000’li yılların başında 300-400 milyon dolar arasında seyreden, 2003 yılında 643 milyon dolar olan doğrudan yatırımlardan kâr transferleri 2004 yılıyla birlikte belirgin bir şekilde arttı. Doğrudan yatırımlarda anılan yıl 1 milyar 43 milyon dolara ulaşan kâr transferi, 2005íte 1 milyar 51 milyon, 2006ída 1 milyar 168 milyon ve 2007 yılında 1 milyar 9905 milyon dolara ulaştı.
Bu yılın ilk dört ayında da doğrudan yatırımlarda 910 milyon dolarlık bir kâr transferi yaşandı. Böylece doğrudan yatırımlarda 2003 başından bu yana gerçekleşen toplam kâr transferi 6 milyar 805 milyon dolara ulaştı.
“Sıcak para” olarak gelen ve Türkiye’de Borsa ve devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) başta olmak üzere çeşitli finansal yatırım araçlarına yatırım yapan yabancı sermayenin bu yolla elde ettiği kazançlardan yurt dışına transfer edilen tutar da yıllar itibariyle hızla büyüyor. Son 5 yılda yabancıların Türkiye’de portföy yatırımlarından elde ederek yurt dışına aktardığı tutar 17 milyar 777 milyon dolara, doğrudan yatırımlardaki ile birlikte toplam kâr transferi 24 milyar 582 milyon dolara ulaştı.
Merkez Bankası’ndan yarım puan faiz artırımı
Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısında, Merkez Bankası bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı’nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranları artırıldı. Toplantıya ilişkin yapılan yazılı açıklamaya göre yeni faiz oranları şöyle belirlendi: ‘’Gecelik Faiz Oranları: Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 15,75’ten yüzde 16,25’e, borç verme faiz oranı yüzde 19,75’ten yüzde 20,25’e, Geç Likidite Penceresi Faiz Oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan MB borçlanma faiz oranı yüzde 11,75’ten yüzde 12,25’e, borç verme faiz oranı yüzde 22,75’ten yüzde 23,25’e, Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 18,75’ten yüzde 19,25’e yükseltildi.’’
Enflasyonu düşürücü katkı
Açıklamada, yakın dönemde arz ve talep koşullarına ilişkin verilerin Nisan Enflasyon Raporu’nda sunulan öngörülerle uyumlu seyrettiği belirtilen açıklamada, uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların yansımalarının iç talebi yavaşlatmaya devam ettiği, dış talebin ise göreli olarak güçlü seyrettiği kaydedildi. Bu çerçevede, toplam talep koşullarının enflasyonu düşürücü yönde katkı sağlamaya devam edeceği ifade edildi. Kurulun, son dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında nispeten olumlu gelişmeler gözlendiğini kaydettiği, petrol fiyatlarının Nisan Enflasyon Raporu’ndaki varsayımların belirgin olarak üzerinde seyrettiğine dikkat çektiği kaydedilen açıklamada, ‘’Enflasyonun 2009 sonunda yüzde 7,5 olan hedefe yakın gerçekleşeceği öngörülmektedir. Önümüzdeki 3 yıl için sırasıyla yüzde 7,5, yüzde 6,5 ve yüzde 5,5 olarak belirlenen hedeflerin esas alınması, arz yönlü şokların ekonomi üzerindeki maliyetlerinin sınırlı kalması açısından önem taşımaktadır” denildi.