İnsan Hakları İzleme Örgütü - Human Rights Watch, Hollandalı bir kadın gazetecinin tecavüze uğradığını doğruladı ve son dört günde Tahrir meydanında en az 91 kadının cinsel şiddete maruz kaldığını duyurdu.
En şiddetli saldırıda Cuma günü Hollandalı gazetecinin beş kişiden oluşan bir grubun tecavüzüne uğradığı ve hastanede tedavi altına alındığı bildirildi.
Mısırlı gazeteci Dina Zakaria Facebook adresinden 'kendisine devrimci diyen 5 erkeğin' Hollandalı gazeteciye tecavüz ettiğini söyledi.
Kahire'deki Hollanda Konsolosluğu ise, mağdur gazetecinin ailesinin refakatinde Hollanda'ya döndüğünü, Mısır otoriteleri tarafından inceleme başlatıldığını açıkladı.
22 yaşındaki gazetecinin Mısır'da bir sivil toplum kuruluşunda staj yaptığı, Tahrir Meydanı'na da fotoğraf ve vídeo çekmek üzere gittiği söyleniyor.
Sırf Pazar gecesi 46 saldırı
Mısır'da cinsel tacize karşı oluşturulan "Operation Anti-Sexual Harassment" (Cinsel Tacizle Mücadele Operasyonu) adlı grup, kurulduğu Kasım 2012'den bu yana en çok cinsel saldırının Pazar akşamı gerçekleştiğini belirtti.
Grup yalnızca pazar akşamı gerçekleşen protestolarda 46 kadının cinsel şiddete maruz kaldığını duyurdu.
BBC Orta Doğu muhabiri Jeremy Bowen Pazar gecesi gerçekleşen protestolar sırasında attığı tweette bir kadının cinsel saldırıdan korunmak için BBC'nin Kahire'deki binasına saklandığını belirtmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Heba Morayef ise Şubat 2013'te yaptığı açıklamada iki yıl önceki değişimden bu yana kadınlara yönelik dayak ve cinsel tacizde herhangi bir azalma görmediklerini aksine toplu tecavüz vakalarıyla karşılaştıklarını belirtmişti.
Öncesi de var
Geçtiğimiz yıllarda Fransa'dan gazeteci Sonia Dridi ve Amerikan CBS kanalından Lara Logan da cinsel şiddete maruz kalmıştı. Logan olayların ardından Amerika'ya dönmüş ve dört gün tedavi görmüştü.
Mısır'daki cinsel saldırıların listelendiği 'Harrassmap' adlı web sitesinin ve Operation Anti-Sexual Harrassment grubunun gönüllüsü Engy Ghozlan BBC Türkçe'ye kadınların Mısır'daki günlük yaşamlarında devamlı toplu tecavüze maruz kalmadığnıı, bu durumun erkeklerin Tahrir'deki organize birliktelikten cesaret almasıyla ortaya çıktığını belirtti.
Ghozlan BBC Türkçe'ye "Cinsel şiddet kadınları kamusal alandan, politikadan ve sosyallikten uzaklaştırmak için bir araç olarak kullanılıyor. Bugüne kadarki tüm yönetimler bu yöntemi uyguladılar. Kadınlara yönelik saldırılar başladığından bu yana devletin tutumu her zaman utanç verici oldu. 30 Haziran'da şiddete maruz kalıp hastaneye kaldırılan kadınlardan birinin güvenliğini umursamaksızın kimliğini açıkladılar. Üstelik devlet kadınlara Tahrir'in güvenli olmadığını, giderlerse başlarına gelecek şeylerden sorumlu olmadıklarını söyleme cürretini gösteriyor" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu'dan sorumlu yöneticisi Joe Stork, hükümet ve politik grupların kamuya açık alanlarda kadınlara yönelik cinsel şiddetin durdurulmasında başarılı olamadığının altını çiziyor.
Stork: "Kadınların kamusal hayata katılımının engellenmesi Mısır'daki yaşam ve ülkenin gelişimi açısından çok büyük bir sorun. Mısır hükümetinin kadına yönelik şiddet hakkında yaptığı bölük pörçük açıklamalar çok yetersiz. Yetkililer cinsel tacize veya tecavüze uğrayan kadınların ihtiyaç duyduğu tıbbi ve psikolojik tedavilerin sağlandığından emin olmalı" diye konuştu. (BBCTÜRKÇE)