TBMM Başkanlığının Genel Kurul'a sunduğu tezkere okunduktan sonra, oylanarak kabul edildi. Resmi Gazete'de de yayımlanacak TBMM kararında şu ifadeler yer aldı:
"ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihli açıklamasıyla 1915 olaylarına ilişkin Ermeni lobilerinin iddialarını içeren tezleri sahiplenmesini, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak esefle ve şiddetle kınıyor, tarihin siyasi saiklerle tahrifinden başka anlam taşımayan bu temelsiz iftiraları en güçlü şekilde reddediyoruz. Tarihi konularda hüküm vermeye hukuken ve ahlaken yetkisi bulunmayan ABD Başkanı'nın yaptığı bu açıklama, nezdimizde yok hükmündedir.
Birinci Dünya Savaşı şartlarında yaşanan, Osmanlı Devleti'nin Türk ve Ermeni halkları için trajik sonuçlar doğuran olaylardan 106 yıl sonra böyle sorumsuz bir açıklamanın yapılmasının sebebi, değişen tarihi belgeler ya da uluslararası hukuk normları değil, bugünün küçük çıkar hesaplarında boğulmuş ABD yönetiminin radikal Ermeni lobilerinin baskısına boyun eğmesidir. Tarihi gerçeklerle bağdaşmayan bu açıklama, halklar arasında yakınlaşmaya hiçbir katkı sağlamayan akıldışı ve sorumsuz bir adımdır.
Türkiye, 1915 olaylarının bağımsız uzmanlar ve tarihçiler tarafından araştırılmasını savunmuş, bu amaçla 2005 yılında Ortak Tarihi Komisyon kurulmasını önermiş ve arşivlerini tüm dünyaya açmıştır. Türkiye'nin bu kadar açık, kendinden ve tarihinden emin, işbirliğinden yana ve bilimsel gerçeklerin ortaya çıkmasını arzulayan tavrının altında, 1915 olaylarının gelişim sürecini ve sonuçlarını yakinen bilmesi, uzak ve yakın geçmişine hiçbir zaman belli bir halka toptan düşmanlık yapmamış olmasının özgüveni vardır. Bu bağlamda, hiçbir politikacının ve hükümetin, tarihinin araştırılmasından kaçınmayan, tam tersine 1915 olaylarına ilişkin münferiden ya da birlikte yapılacak tüm araştırmaları destekleyen Türkiye'ye söyleyecek sözü olamaz.
''Büyük sorumsuzluk örneğidir''
'Soykırım', kapsamı son derece belirli, kullanımı çok somut şartlara bağlanmış bir uluslararası hukuk kavramıdır. Açıkça tanımlanmış bir suçlamaya işaret eden bu kavramın tahakkuku, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinde belirtildiği üzere, yalnızca yetkili bir mahkeme tarafından hüküm altına alınabilir. 1915 olaylarının hukuken soykırım olarak tanımlanabilmesi için gereken şartların hiçbiri mevcut değildir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2015 ve 2017 tarihli kararları da 1915 olayların tarihi bir tartışmanın ötesinde bir anlam atfetmenin mümkün olmadığını açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Kaldı ki, sıfatı ve makamı ne olursa olsun, bir siyasetçinin mahkemelerin yetkisinde olan bir hükmü vermeye kalkışması hukuken ve ahlaken büyük bir sorumsuzluk örneğidir.
''Nefret söylemini cesaretlendirecek''
Bölgemizde kalıcı ve sürdürülebilir barışın sağlanması, halkların refah ve emniyet içinde yaşaması için samimi gayret göstermek gerekirken, Başkan Biden'ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklamanın halkları kutuplaştırmaktan, radikal-aşırıcı çevrelerin gündemini desteklemekten ve nefret söylemlerini cesaretlendirmekten başka bir amaca hizmet etmeyeceği açıktır.
Bu çerçevede, Başkan Joe Biden'ı, tarihi gerçeklerle bağdaşmayan, milletimizin vicdanını derinden yaralayan bu hatalı açıklamasını değiştirmeye, başta Türk ve Ermeni halkları olmak üzere bölge halkları için barış, istikrar ve güven içinde yaşama çabalarını desteklemeye ve ikili ilişkilerimiz üzerinde kaçınılmaz olarak olumsuz etkiler yapacak bu karardan geri dönmeye davet ediyoruz.
101'inci açılış yıldönümünü gururla idrak etmekte olduğumuz Türkiye büyük Millet Meclisi, kimden ve nereden gelirse gelsin aziz milletimize ve ülkemize yönelik her türlü haksız söylem ve davranış karşısında milli onurumuzdan, bağımsızlığımızdan ve her safhasıyla iftihar ettiğimiz tarihimizden yana tavır almayı sarsılmaz bir azim ve kararlılıkla sürdürecektir.''