Mayıs ayında özelleştirilmesi planlanan Türk Telekom, şirketin değerini düşürmemek için personel sayısını azaltacak. Bu çerçevede özelleştirmeden sonraki 105 gün içinde 55 bin 300 personelden memur statüsünde bulunan 26 bini Devlet Personel Başkanlığı’nda oluşturulan havuza gönderilecek. Memurlar buradan daha sonra başka kamu kurumlarına kaydırılacak. Böylelikle, kurumun yüzde 55’ini alacak firma 29 bin sözleşmeli personel ile yoluna devam edecek. Telekom’un personelinin yaklaşık yarısının başka yerlere kaydırılması kararı, kurumdaki atıl istihdamı da gözler önüne serdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, geçen ay yaptığı açıklamada “Devlette 800 bin kişi hiç çalışmadan maaş alıyor.” bilgisini vermişti.
Telekom’u alacak firmalar, havuza aktarılan personel içinden performansını beğendiği çalışanı seçerek kurumda kalmasını sağlayabilecek. İşletmeciler, bunun için tanınan 105 günlük sürenin yeterli olmadığını düşünüyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na başvuran şirketler, performans değerlendirmesini sağlıklı yapabilmek için, zamanın 6 aya çıkartılmasını istedi. Talebi dikkate alan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Telekom çalışanlarına yönelik hazırlığını sürdürdüğü ‘özelleştirme uygulamalarıyla ilgili yasaya’, sürenin 6 aya çıkartılması yönünde bir hüküm koyacak. Böylelikle, işletmeci firma daha sağlıklı bir değerlendirme yapma imkanına kavuşacak. Ayrılanların büyük ekseriyetinin üniversite mezunu ve yetişmiş eleman olması sebebiyle, şirketler bu konuda daha seçici davranmak istiyor.
18 milyon 900 bin sabit telefon abonesi bulunan Telekom’da özelleştirme sürecinin 12 yıl sürmesi, personelde şişkinlik oluşturmasının yanı sıra firmanın değerinde de büyük düşüşe yol açtı. 1994’te 20-30 milyar dolar değer biçilen kurum için şimdi 3 ile 5 milyar dolar arasında değişen rakamlar telaffuz ediliyor.
Türk Telekom’daki son gelişmeler, 1993 yılından beri süregelen özelleştirmede sona doğru yaklaşıldığını ortaya koyuyor. Dünyada, 1984 yılında ABD’li telekom devi AT&T tekelinin yıkılması ve İngiltere’de British Telecom özelleştirmesiyle başlayan telekomünikasyon alanındaki özelleştirme serüveni, ülkemizde 12 yıldır gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Türk Telekom'un 1993'te anonim şirket haline getirilmesiyle başlayan özelleştirme süreci, yabancı yatırımcıların blok olarak satılacak hisse oranını düşük bulması, Ankara İdari Mahkemesi'nden çıkan yürütmeyi durdurma kararları ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçeleri nedeniyle bir türlü gerçekleştirilemedi. Eski Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal, kurumun özelleştirilmesinin karşısında hukuk mücadelesi veren isimlerin başında geldi. Soysal, hukuk mücadelesini 'artçı muharebe'ye benzeterek, Türk Telekom'un bu sayede kamunun elinde olduğunu savundu.
Oysa Telekom, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde Türkiye'nin dış borcunu karşılayacak bir meblağ karşılığında satılabilecekken, şimdilerde yüzde 55'lik kısmı için 3-5 milyar dolar arasında değer biçiliyor. Telekom, özelleştirme serüveninin başladığı 1993 yılından bugüne 3 defa satışa çıkarıldı. Ancak her defasında da yabancı yatırımcılar blok olarak satılacak hisse oranı yüzdesini düşük buldu ve ilgi göstermedi. Bu sorunun aşılması için 2004 yılında çıkartılan kanunla, Telekom'un yüzde 45 olan blok satış oranı 55'e çıkartıldı. Böylece Telekom'u alacak şirketin önündeki yönetsel sorun da kalkmış oldu. Yapılan yeni değişiklik üzerine, dünyanın önde gelen telekom şirketleri ihaleye girebilmek için ön yeterlilik aldı. Telekom'dan edinilen bilgiye göre ihalenin, ön yeterlilik alan firmalardan Emirates Telecommunications Corporation (Etisalat)-Cetel Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ-Dubai İslamic Bank Ortak Girişimi, Koç Holding-Sabancı Holding, Oyak, Saudi Oger, SK Telecom, Telecom Italia ve Telefonica SA arasında geçmesi bekleniyor.
Telekom yöneticileri, ihaleye girecek firmaların mali yapısının güçlü olması sebebiyle fiyatın 7 milyar dolardan aşağı düşmeyeceğini belirtiyor. Telekom üst düzey yöneticileri, kurumun son 4 yıldaki net kârının 7,3 katrilyon liranın üzerinde olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğini savunuyor. Kurumun özelleştirmesi iki aşamada geçekleşecek. Öncelikle yüzde 55'inin blok satışı için ihaleye çıkılacak. Başarılı olmazsa, halka arz edilecek. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, blok satış modeli ile çıkılan özelleştirmeyi son şans olarak görüyor. Yıldırım, blok satış yapmadan halka arz etmenin doğru bir yöntem olmadığını da savunarak "Halka arz, şirketin gerçek hacmi ve değeri hakkında yeterli fikri vermeyeceği gibi, beklenen başarıyı da sağlamayacak. Gerekli kanunları çıkardık. Yabancılara blok satış oranını yükselttik. Sağlıklı bir özelleştirme için her türlü çabayı gösterdik." dedi.
Özelleştirme sürecinde yatırımcıları en çok endişeye sevk eden hadise ise Telekomünikasyon Kurumu'nun, Telekom'u alacak firmanın imtiyaz sözleşmesinin 21 yıl için geçerli olduğu ve bu süre sonunda yatırımcı firmanın altyapısıyla birlikte Telekom'u Hazine'ye iade etmesi yönündeki görüşü oldu. Buna göre, Telekom'u alacak işletmeci Turkcell ve Telsim'de olduğu gibi altyapıyı Hazine'ye iade etmek durumunda. Ancak ihaleye girecek firmalar bu sorunun aşılmasını istiyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, bu kapsamda hazırlanan bir maddelik yasayla, 'Telekom'un altyapısı, imtiyaz süresinin dolmasının ardından şirkette kalır' diyerek yatırımcıları rahatlatmayı planlıyor. Aynı zamanda, Telekom'u satın alacak firma, Avea'daki yüzde 40 hissenin de yüzde 55'ine sahip olacak.
Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan, kurumun özelleştirilmesi halinde hemen istifa edeceğini kamuoyuna açıklamıştı. Ekinalan, "Tek korkum, kurumun ehil olmayan ellerde yönetilmesidir." açıklamasını yapmıştı. Kurumun özelleşmesi için büyük çaba gösteren Ekinalan, kasada bulunan 1 milyar doları aşkın nakdin de ihalede Telekom'u alacak şirkete aktarılacağını söylemişti. Böylece, Telekom'a talip yerli ve yabancı yatırımcıların en çok merak ettiği nakit miktarıyla, kasadaki paranın Hazine'ye mi yoksa kendilerine mi kalacağı sorusu da cevabını bulmuş oldu.